Bir arabada oturup yol almayı özlemişim. Uzanıp giden bir yolda gitmeyi özlemişim. Gitmek her zaman güzel gelmiştir bana. Gittiğin yerin öneminden çok gitmenin önemi vardır çünkü. Harika bir cd ile nostaljik parçalar eşliğinde sessiz sedasız camdan görünen dışarıya bakarsın. Sen giderken gördüğün resimler değişir, köylerden geçersin, ovadan geçersin, bozuk yoldan, otobana geçersin. Kafanda bir sürü düşünce ile camdan dışarı bakarsın işte.
Buralarda bir odadan diğer odaya koşturarak geçtiğimiz için, bir odayı ısıttıktan sonra diğer odanın buzz gibi kalmasından dolayı; Sıcak bir evi özlemişim. Tüm odalardaki ısı derecesinin eşit olmasını özlemişim. Dışarısı buz gibiyken içeride kısa kollu t-shirt ile dolaşmayı özlemişim. Kışın ortasında sıcak basmasını özlemişim. Gece yatarken üstündeki pikeyi fırlatmayı özlemişim…
Anne elini özlemişim. Anne sevgisi ile kurulmuş o güzel sofraları özlemişim. Menüde güzel sebze yemekleri, yaprak sarmalar, havuçlu salatalar olan Anne menüsünü özlemişim. Canım ne çekerse hemen getiren bir anneyi özlemişim. “Tabii sen bilirsin yine de ama sabah aç karnına sigara içmesen daha iyi olur kızım” diyen bir anneyi özlemişim…
İnsanları özlemişim. Kalabalığın üstüme üstüme gelmesini, büyük mağazaları, kalabalık kafeleri, tanımadığım bir sürü yüzleri görmeyi özlemişim. Her tür kıyafeti, saçı, makyajıyla sokaklarda rahat rahat yürüyen özgür insanları görmeyi özlemişim. Sevinç Pastanesi önünde randevusu için bekleyen insan kalabalığını özlemişim.
Kordon’u özlemişim. Yan yana dizilen bir sürü kafeyi, içinde oturan rahat İzmir’lileri, güzel ve rahat İzmir halkını görmeyi özlemişim. Kordon boyunca uzanan insanların kahkahalarını, bira, cips, midye üçlüsünü, kahkaha atarken rahatsız edilmemeyi özlemişim.
Birileriyle tanışmayı özlemişim. Yeni tanıştığım İzmir’li güzel hatunlarla deli gibi kahkaha atmayı özlemişim. “Hakkında kimin ne diyeceğini umursamayan rahat insanlarla” oturmayı özlemişim. Kalabalık Kordon’u özlemişim.
Kısacası çok özlemişim…
C.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder