Üzülme ! Buna da alışırsın… diyen büyüklerimiz. Ne güzel özetlemişsiniz çoğu şeyi. Bizlerin paragraflarla çözmeye çalıştığı olayları nasıl 1 cümle ile ifade edebilmişsiniz zamanında bilmiyorum. Tek bir cümle ile her şeyi bu kadar net açıklayabilecek düzeye nasıl eriştiğinizi de bilmiyorum.
Ama tahmin ediyorum ki; bizlerden daha çok huzurluymuşsunuz zamanında. Bizler kadar karmaşık bir beyne sahip olmadığınız da çok açık, Bizler gibi derinlemesine sorgulamamışsınız hayatı. Daldıkça boğulmamışsınız şimdiki gençlik gibi en azından…
Her durum ve her olay ile ilgili “Atalarımızın” 1 cümlelik kısa ve öz bir açıklaması vardır. Ölümle, sevmekle, unutmakla, acıyla, zamanla kısacası Hayatla ilgili tüm kavramların tam bir özetini çıkartıp bize vermişler gibi. Bakın biz yaşadık ve gördük işte hayat bu cümlelerdeki kadar basit demek istemişsiniz belki de…
Bizler de bu özetleri açma görevini üstlenmişiz nedense. Çünkü bizlere göre bu durumlar 1 cümlede anlatılabilecek kadar kolay şeyler değildi. Örneğin “Ölenle ölünmez” demişsiniz zamanında, aynen dediğiniz gibi ölenle ölünmüyormuş, ya da demişsiniz ki “Zamanla bu da geçer” ne doğru bir özetleme ama! Zamanla neler neler geçip gitmedi ki hayatımızdan. “Unutursun” dediğinizde sizi dinlemedik. Bu acı nasıl unutulur diye isyan ettik belki ama yine sizin dediğinize geldik ve “Unuttuk” tüm acılarımızı.
Her sabah güneşin yeniden doğacağını öğrendik öğrenmesine de, hala o gecelere alışamadık bir türlü…
Çünkü bizler sizin gibi değiliz artık. Ve ne kadar çok istesek de sizler gibi olmak için artık geriye dönemeyiz işte. Elimizin altında tüm olanaklar var, tek bir tıkla tüm bilgilere ulaşabiliyoruz. Sizlerin hiç bilmediğiniz yerleri görüyoruz bilgisayar ekranlarımızda ve sizlerin hiç tatmadığınız yemekler yedik bu güne kadar, sizlerin hiç okumadığınız kitaplar geçti elimize ve okudukça karmaşıklaştık belki de ! Sizlerin hiç duymadığınız müzikler dinledik ve bilgilerimizle birlikte hayallerimizde arttı sonuç olarak. Ve artık karmaşık, mutlu olamayan ve daha çok şeyi hayal eden bireyler olduk bu çağda.
Bazen köye gittiğimde benimle yaşıt olan kızları görüyorum. Onları gözlemlediğimde benimle aynı yaştaki bir kızın 2 çocuğu kucağında misafirliğe gittiğindeki mutluluğuna ben hala erişemedim diye kurmaya başlıyorum kendimi. Henüz o kız internet ile tanışmamış ! Çok fazla bir şey bilmeden gelmiş bu güne kadar. Yurt dışındaki bir çok yerin ismini duyduğunda oranın neresi olduğunu bilmediği için ne tepki vereceğini şaşırabiliyor örneğin. Evlendiği kocasının onun için “doğru erkek mi” olduğu sorusunu hiç kendine sormamış mesela ? Ya da oturduğu evden ve yaşadığı köyden memnun mu değil mi ? başka bir yerde yaşamayı istiyor mu gibi soruları da hiç sormamış kendine.
Çok iyi hissettiğim ve beni üzüntüye sokan bir durum var ortada. O gördüğüm genç kadın, 2 çocuğu ve eşiyle benden daha mutlu ! Onun misafirlikte içtiği türk kahvesinin zevki benim içtiğim türk kahvesinin zevkinden daha iyi !
O şekilde bir hayata doğmuş olsaydım belki daha mutlu bir hayata sahip olabilirdim. Ama bu hayata doğmuş olduğum için bu hayatta mutlu olabilmek için sorgulamalarımı azaltabilirim belki de…
Belki de öğrendikçe hayatımız karmaşıklaşıyordur.
C.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder