Dün akşam son zamanlarda gördüğüm en değişik filmi izledim. Değişik diyorum çünkü tam olarak film de değil ama böyle müzikal, animasyon ve film karışımı bir yapıttı izlediğim. Filmin adı “Across the Universe”
Salı akşamları Tv’de izleyecek hiç bir şey bulamadığım için bu film bana ilaç gibi geldi açıkçası. Müzikal izlemeyeli çok olmuş anlaşılan ki bu kadar sevindim.
Filmi internetten bulup izleyebilme ihtimaliniz olduğu için burada uzun uzun anlatmayacağım. (Aslında anlatmayı çok istiyorum ama sonunun mutlu biteceğini benden duymadınız J)Savaş, Savaş karşıtı protestolar, Aşk, ilişkiler, Aşk ve yine Aşk konuları üzerine olduğunu belirtebilirim kısaca.
Filmdeki kişilerin biri çekik gözlü diğeri zenci öteki melez berisi sarışın derken ortaya çıkan portre tamamiyle Benetton katalog çekimini anımsattı bana. Göze, kulağa, beyne, kalbe, duyulara ilaç gibi gelen bir film…
Filmin son bölümünü anlatmazsam kendimi kötü hissedeceğim için kusuruma bakmayın. Genç çocuk aşkının peşinden koşarak “The Beatles’dan All You Need is Love” parçasını söylemeye başlıyor.. New York’ta bir apartmanın tepesinde tek başına söylemeye başladığı bu parçaya tüm sokaktaki halkta eşlik ediyor ve film mutlu sonla bitiyor…
Filmi izlerken suratımda muzip bir gülümseme oturdu. Böyle sanki garip bir aşk sıvısı serum olarak bana verildi, Aşırı doz AŞK almak bünyede garip bir etki bırakır ya hani aynen öyle hissettim.
Acaba Aşk’ta, sevgi’de market raflarında bulunabilen bir ürün olsaydı nasıl olurdu. Acaba tezgahtara dönerek bildik gülümsememiz ile “ Merhaba 3 kilo –AŞK- alabilir miyim” desek ve o da bize –AŞK-’ı hazırlarken keyifle raflardaki diğer ürünlere baksak. “Hımm –sevgi-’yi geçen hafta almıştım evde var, hmm acaba bir kilo da- ilgi- mi alsam, Ayy tabii ya evde –vicdan- bittiydi geçen gün” “Pardon 1 kiloda –vicdan- alabilir miyim lütfen”
Bu duygular raflarda satılsaydı fikrimi geri alıyorum !! Çünkü düşününce çok mantıksız geldi bir an. Parası yetmeyenlerin tezgahların önünde AŞK’a nasıl bakıp iç geçirdiklerini hissettim çünkü, Somurtkan zenginlerin o sırada içeriye girip raflardaki tüm ürünleri aldıklarını da gördüm. Ve evlerindeki tonla duyguyu kullanamadıkları için Aşkların, sevginin, vicdanın nasıl o raflarda bozulmaya yüz tuttuklarını anladım…
Şu anda düşünüyorum ki ? hayatta bedelsiz olarak alabildiğimiz tek şey duygularımızdır.. Suya bile para verdiğimiz hayatta duyguların ücretsiz olmasından daha güzel başka ne olabilir ki..
C.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder