365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

28 Aralık 2011 Çarşamba

KURGU


Belki yazacaklarım çok saçma şeyler olacak. Belki de bunları yazarak dillendirmemem gerekiyordur. Ama uzun zamandır içimde sorduğum sorular nedeniyle artık korkum farklı bir boyuta geçmeye başladı.
Sanırım beynim saçmalayama başladı. Belki de sorunsuz hayatıma yeni sorun üretmeye çalışıyordur bilmiyorum. Son zamanlarda çaktırmasam da Kanser olmaktan korkuyorum. Yatağıma yattığımda kendimi kanser hastası olarak düşünüyorum! Tedavilerimin ne kadar zor olduğunu hissediyorum! Yatak odamda uzun aylar yattığımı ve tüm arkadaşlarımla görüşmeyi kestiğimi hissediyorum! Ve bir gün tüm arkadaşlarıma haber vererek bir akşam yemeği organize ediyorum. Herkesin içinde olacağı şık bir yemek oluyor bu. Ben zar zor hareket ederek kuaföre gidiyorum, kendime çeki düzen vermeye çalışıyorum. Hangi arkadaşımın gelip beni evden arabayla alacağını bile kurdum kafamda! Sonra güzel bir akşam yemeği, herkes etrafımda, 2 kadeh beyaz şarap içiyorum! Özlemişim. Yanında da birkaç sigara, yapmamam gerek belki ama bunu yapmayı çok istiyorum. Zar zor konuşsam da tüm arkadaşlarımla muhabbet ediyorum. Onların hayatlarındaki değişiklikleri dinliyorum. Onları ne kadar çok özlediğimi ama neden onlarla görüşmekten vazgeçtiğimi yavaş cümlelerle anlatmaya çalışıyorum!
Hayatımın en güzel gecesini yaşadıktan sonra yatağıma yatıyorum. Ama ertesi gün ne olduğunu hiç bilmiyorum. İyileşiyor muyum bu geceden sonra, yoksa ölüm öncesi iyilik durumumuydu yaşadığım bilmiyorum. Ertesi gün ve gelecekle ilgili herhangi bir şey kurmuyorum. Sadece hastalık sürecimi ve o geceyi kuruyorum. Sonrasını neden kurmadığımı da bilmiyorum. Madem böyle bir şey kuruyorum. Neden kurgumun sonunu mutlu bir şekilde bitirmiyorum ki ? Bu düşünce kurgularımı son zamanlarda yatağımda yatarken çok fazla yaptığımın farkına vardım…
Algıda seçicilikte başladı. Hani ne hissedersen, ne düşünürsen onu çekersin ya! Şu tv deki reklamlar mı beni bu hale getirdi. O zor konuşan ve “geç kaldım” diyen adam mı beni bu hale getirdi, ya da radyoda sürekli yayınlana Anfizem hastalarının, hastalığın son evrelerinde nasıl zor nefes aldıklarını anlatmak için yapılan örnek uygulamamı bunları düşünmeme sebep oldu bilmiyorum. Ama kanser kelimesine karşı algılarımda bir seçicilik olduğu söz konusu, internette öylesine bakınırken genç yaşta kanserden ölen birilerini buluveriyorum. Ya da google’da kanser ile ilgili şeyleri araştırıyorum… Ortalama her gün en az bir kez kanser kelimesini kullanıyor ve düşünüyorum!
Çok saçma bir durumdayım. Ve bu durumumu çözemezsem kurgularımın gerçek olacağına inanıyorum. Sanki bir gün o geceyi yaşayacakmışım gibi geliyor.
Belki bu durum sigarayı bırakmam gerektiği içindir. Belki de bu kurmalarımın sebebi sigara içiyor olmamdır. Sigara paketinin üstünde, televizyonlarda, radyolarda, nereye bakarsam bakayım sigara içmenin kanser yapacağını görüyorum son günlerde. Sorun sigara içmenin öldürmesi değil kanser yapması benim kafamda. O kadar çok tekrar ediliyor ki, sigara içmek kanser yapar cümlesi her yerde. Benim beynimde sanırım buna artık inanmaya başladı. Kendi kendime telkin etmeye çalışıyorum. Sigara içen bir çok yaşlı var etrafta, 80 küsur yaşında hala sigara içiyorlar ve onlar kanser falan olmadılar, bir de sigara içmeyenlerde kanser oluyor demek ki sigara tetikliyor olabilir ama tam bir neden sayılamaz diye. Ama artık buna inancım azaldı demek ki, demek ki dış etkenler benim beynimi benim etkilemeye çalıştığımdan daha çok etkilemeyi başarmış bir kere !
Ah bu uygulamalar, ah bu görsel uygulamalar yok mu hayatımızdaki. Yeni yeni icatlar çıktı bunlardan dolayı. Bir şeyi o kadar güzel lanse edip her yerden o kadar güzel gözüne sokuyorlar ki, belli bir süre sonra “ Ben haksızım galiba, onlar ne derse o doğrudur diyebilecek duruma geldik”
Kısaca bu algımı değiştirmem gerekiyor. Değiştirmezsem eğer, bir gün kafamda kurguladığım her şey gibi bu da gerçek olabilir çünkü…
Belki de çok sevdiğim ve maalesef “bağımlı olduğum” sigarayı bırakma zamanım gelmiştir artık !
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder