365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

22 Aralık 2011 Perşembe

ESKI = YENI


Eskilerimiz vardır hayatta. Eski sevgili, eski bir dost, eski arkadaşlar, eski evimiz, eski eşyalarımız, eski alışkanlıklarımız gibi. Bunların hepsi adı üstünde ESKİDİR artık. Eskidikleri için eski olmamışlar aslında, ya biz onları terk etmişizdir zamanında, ya da onlar bizi terk etmişlerdir ya da ortak bir kararla yolları ayırmışızdır. Bu şekilde eski olarak bizim hayatlarımızda olmaya devam edeceklerdir.
Hayatımızın uzun veya kısa bir bölümünde olmuşlardır. Bize bir şeyler katmışlardır veya bizden bir şeyler götürmüşlerdir. Karakterimizi, alışkanlıklarımızı, beklentilerimizi değiştirmişlerdir. Bizler bu eskilerden önce ve sonra diye ikiye ayrılırız örneğin.  Belki çok sevmişiz ve çok sevilmişizdir, belki çok sevip az sevilmişizdir, belki hayal kırıklıklarımız olmuştur, belki aldatılmış ve kandırılmışızdır zamanında…
Kısaca şu andaki bizi oluşturanlar eskilerimizdir. Eskilerin izlerini taşırız hala. Örneğin eski şekilde sevilmeyi bekleriz, eski dostumuz gibi bizim yanımızda durulmasını bekleriz, eski evimizin sıcaklığını yeni evimize yansıtmayı isteriz, eski gördüklerimizi bekleriz yeni hayatımızda. Eğer eski iyiyse tabi !
Eski bizim hayatımızda kötü etkiler bıraktıysa eğer, eskiyi temizlemediğimiz sürece !onun bize bıraktıklarını yaşamak zorunda kalırız. Onun bize hissettirdiklerini bizde başkalarına hissettirmek isteriz. Aldatılmışsak eğer yeninin de bizi aldatacağına inanırız içten içe, güvenimiz kırılmıştır bir kere, eskiye söyleyemediklerimizi yeniye söylemeye çalışırız gibi.
Eskiyi çözmek için çaba göstermediğimiz sürece yeni olanın getirdiği mutluluğu tam olarak yaşayamayız, Yüzümüzü yeniye döndük sansak ta eskinin gölgesini arkamızda hissetmeye devam edeceğizdir her zaman. Kafamızda eskinin soru işaretleri ve acabalarıyla yeniye gülümsemeye çalışırız. Yeniye sorduğumuz her soru aslında çözemediğimiz eskiden almayı beklediğimiz cevaplardır. Yeniyi her suçladığımızda eskiyi suçlamış oluruz belki de.
Eski sağ cebimizde, yeni sol cebimizde nereye kadar gidebiliriz ki ? Kabuslarımızı eski süslüyorsa eğer yeniyi göreceğimiz pembe rüyalarımızı hangi arada göreceğiz ?
Yeni her zaman güzeldir… Eski de her zaman güzeldir… Çünkü şu andaki bizi o eski yaratmıştır. Şu anda eskiyi düşündüğümüz de içimizde garip bir “teşekkür” duygusu hissedip gülümsüyorsak eğer ! o zaman ne mutlu bize ! Ama eğer eski aklımıza geldiğinde hala cevaplanamayan sorular ortaya çıkıyorsa, neden, niçin, acaba kelimelerini  hala kullanıyorsak eğer, artık eskiyi çözmenin ve gerçek anlamda yeniye yüzümüzü dönmenin zamanı gelmiştir belki ?
Belki de artık eski defterleri açıp gururumuzdan dolayı zamanında çekemediğimiz acılarımızı yaşamamız gerekiyor. Belki de karşısına çıkıp tüm cevaplanmasını beklediğimiz soruları bir bir sormamız gerekiyor. Belki de duymak istediklerimiz dışında “Gerçeklerle” yüzleşme zamanımız gelmiştir. Tüm suçu ona atıp yeniye bakmaya çalışmak daha kolay bir yöntem olsa da belki onun bize aynayı tutup gerçekleri bir de ondan dinlemeye cesaret etmemiz gerekiyordur artık.  Zamanında yaşayamadığımız bunalımımızı, dökemediğimiz göz yaşlarını bir bir hissetmeliyizdir.
Belki o zaman eskinin verdiği “teşekkür” duygusunu tam olarak yaşamanın verdiği mutlulukla eski için beddua etmek yerine onu serbest bırakabilirsiniz. Belki de onu serbest bıraktığımızda bizde artık serbest kalmış olacağızdır ?
Kim bilir ?
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder