365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

29 Aralık 2011 Perşembe

BASLANGIC


Dün geceki kurgum:
Bir kitap düşünün. Kapağında kocaman harflerle ÖLÜM yazıyor. Kırmızı baskı ile kalın puntolarla yazılmış, sağında solunda da garip cümleler. Kitabı alıp okumaya başlıyorsun. Okurken garip bir korku ve ürperti hissediyorsun. Farklı bölümlere geçerken aynı yazı dizisini okuyorsun. Bölümler arası geçişlerde tek bir sayfa, Ölüm anını ve başına gelecekleri yazıyor şiirsel bir dille, ve diyor ki. Şimdi bir seçim yapmak zorundasın. Ya bu kitabı şimdi kapatıp, o çok haz etmediğin arkadaşına hediye ederek YAŞAMAYI seçeceksin. Ya da bu sayfaları okumaya devam edecek ve Ölümü tadacaksın…
Kitabı okurken ÖLÜMÜ iliklerine kadar hissediyorsun. Gözlerinin kapandığını ve en sevdiklerinin üstüne toprak attığı bölüme kadar yaşıyorsun. Defalarca hissediyorsun ölümü, Kitabı her elinden bıraktığında göz yaşların sel oluyor, daha önce hiç bu kadar kanırtarak, kendine bıçaklar saplayarak ağladığını hatırlamıyorsun ve uyku haline geçiyorsun. Ve her sabah yeniden doğmuş olarak hayatına yeniden başlıyorsun.  Kitabın son sayfalarına geldiğinde öğreniyorsun ki ölümler birbirlerine karışmış, Karakterlerin De javu yaşadıkları anların parçalarını birleştiriyorsun. 4 farklı karakter, hepsi farklı dönem ve farklı yerlerde yaşamışlar ve farklı şekillerde ölmüşler. Ama parçaları birleştirdiğinde o 4 kişinin aslında bir kişi olduğunu çözüyorsun. Ve sen 1 kişi olarak 4 kere ölümü deneyimliyorsun.Ve birleştirdikçe öğreniyorsun ki hayatta hiçbir şey sona ermiyormuş, Sadece her başlangıç bir ölümü, her ölümde bir başlangıcı getiriyormuş..
Yaşarken 1-2 dakikalığına kalbi durmuş ve kendini o masada ölü olarak görerek sonra hayata dönen insanlar var bu dünyada! Ve anlattıklarına göre ,daha önce hiç olmadıkları kadar mutlu ve huzurlu hissetmişler kendilerini o anlarda. 2. Hayatlarına başlarlarken suratlarındaki o duyguyu görebiliyorsunuz. Farklı bir insan olmuşlar, çünkü ölümü yaşamışlar bir kere !
Yaşarken, daha çok yaşamamızı sağlayan kitaplar var bu dünyada, Daha çok umut, daha çok pozitif düşünce, daha çok yaşam vaat eden kitaplar var. Ama yaşarken öldüren bir kitap var mı bilmiyorum? Böyle bir kitabın birileri tarafından yazılmasını istiyorum. Yaşarken ölümü sonuna kadar hissedebileceğimiz bir kitap olmalı. Huzura erebilmemiz için ölüm anımızı beklemek yerine o duyguyu bu hayatta yaşayabileceğimiz bir kitap olmalı...
İçimizdeki keskin kenarlarımızı törpüleyen, şımarık çocukluğumuzu, yanlış gençliğimizi, içimizdeki kötü karakterleri öldüren bir kitap olmalı. Ölümün mutlak bir son olduğunu, ama aslında en güzel başlangıç olduğunu hissedeceğimiz bir kitap. Kitabı okurken yılanın deri değiştirmesi gibi hissetmeliyiz, tüm sakladığımız eski ve kötü anılarımız bir bir gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçmeli, Onlar için dökmediğimiz göz yaşlarımızı sonuna kadar akıtmalıyız, Ve kendi ölümümüzü yaşadığımız için yaşadığımız her anın değerini sonuna kadar hissetmeliyiz…
Kendi ölümünü izlesen ve tamamiyle hissetsen ve uyusan. Sabah kalktığında farklı bir insan olmaz mısın ? Hayata baktığın pencerenin boyutu değişmez mi? O sabahın sonrasında şimdi kafana taktıklarını kafana takmaya devam eder misin ? Kafandaki ıvır zıvır kurgularını eski hararetiyle kurup kendine dert eder miydin ?
Bir kere ölmüş olsan şimdi çok farklı olmaz mıydın ? Ben olurdum !!
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder