Hımmm. 2012 yılına girmemize az kalmış ! 2012 yılının benim uğurlu yılım olduğunu biliyor muydunuz ?Bilmiyor olmanız çok normal. Bende bu yılın benim uğurlu yılım olacağını yeni öğrendim, çünkü 6 benim uğurlu rakamım, 12’de 2 tane altı’nın toplamı olduğuna göre, bu yıl bana 2 kat uğurlu gelecektir diyerek saçma da olsa bir şifreleme yaptım J Önemli olan şifrenin mantığa uygun olup olmaması değil, benim ona inanıp inanmamamdır değil mi ama !
Yılbaşlarını severim . Öyle aşırı çok sevmesem de severim işte. Sevmemin sebebi keyifli telaşının olmasıdır, etraf cıvıl cıvıl süslenir, radyolarda farklı farklı cıngılbel şarkıları çalınır, insanlar hediye alışverişlerine çıkarlar, etrafa bir bereket, canlılık gelir, herkes birbirine yılbaşında ne yapacaksın? sorusunu yöneltir. Oteller renkli renkli tanıtım kartları hazırlarlar. Bir de en çok “seneye görüşürüz” geyiğini severim. Yılbaşının 1-2 gün öncesinde bir daha görmeyeceklerime “seneye görüşürüz” diyerek kıkırdamayı seviyorum napiim J
Adının “yeni” olmasından dolayı her yeni şeyi sevdiğim gibi yeni yılı da severim. Sevmediğim noktaya gelince. Güzel telaşlar ile yemekler yenir, tatlılar , çekirdekler, cipsler bir güzel tüketilir. Sonra büyük bir heyecanla o dakikaların gelmesi beklenir. Sonra 3-2-1-Yuppii. denir. Ve hayat normal bir şekilde devam eder. Küçüklüğümde sanırım 3-2-1 geri sayımının sonunda hep bir şey olacağını hayal ettiğim için ve sonunda hiçbir şey olmadığını da senelerdir gördüğüm için, hiç içimden geri saymak gelmiyor artık…
Küçükken kırmızı yünden anneme çorap ördürmüştüm. Çorabı şöminenin kenarına bir yere koymuştum. (Noel babanın bacadan inince hemen görebileceği bir yere) İzlediğim tüm filmlerde noel baba havadan gelir, bacadan aşağı iner veeee çorabın içine en çok istediğimiz hediyeyi koyarak hohoho diyerek diğer evlere giderdi. Ben küçükken nasıl bir beyne sahipsem ? oturup noel babaya inanırdım !! ama bizim bacadan aşağı nasıl inecek diye düşünürdüm. Şişman ya kendisi, acaba bacada sıkışıp kalır mı, peki bu kapkara is’in içinden nasıl aşağı inecek, evi pisletmese bari gibi fantastik fikirlerim vardı. Geyiklerinin nasıl uçtuğuna dair olan fantastik fikirlerimi hatırlamıyorum bile. Demek ki benim için önemli olan bölüm şömineden geçip bana hediyeyi bırakması bölümüydü, eve nasıl gelip nasıl gittiğinin pek bir önemi yokmuş demekki…
31 Aralık gecesi her nerede ne yapıyorsak yapalım, o kadar çok gülelim ki ! fazla gülmekten dolayı gözümüzden yaş gelsin. “Ben uzun zamandır hiç bu kadar çok gülmemiştim” cümlesini sürekli tekrar etmek zorunda kalalım. O kadar mutlu olalım ki ! yanağımızdaki çizgiler belirginleşsin.. Ve 2 kat uğurlu olacak 2012 yılının, hepimizin hayatında bir DÖNÜM NOKTASI olmasını istiyorum.
Yani şöyle belirteyim, Ben 82 yaşımda sallanan sandalyemde oturup camdan dışarı bakarken , elimde kitabım, arka fonda hafif bir müzik, sevdiklerim evin diğer odalarında koşturuyorlarken, bir anda kitabı bırakıp gördüğüm manzaraya bakarak “sene 2012 ne güzel bir yıldı ama ! Hiç bu kadar mutlu olduğum bir yıl görmemiştim J” diyerek gülümsemeyi istiyorum…
Bundan daha iyi bir açıklama yapamam herhalde yeni yıl dileğimle ilgili. O kadar iyi bir yıl ol kiii, seni ömür boyu hatırlayayım diyorum işte, daha nasıl anlatabilirim ki yani!
Ben bu yılın diğer yıllardan çok farklı ve çok güzel olacağına inanıyorum ve hissediyorum. Ve umut ediyorum ki sene 2025’te hepimiz “sene 2012 ! ne güzel bir yıldı ama, hiç bu kadar mutlu olduğum bir yıl görmemiştim J “ cümlesini kuralım…
AMİN.
C.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder