365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

12 Aralık 2011 Pazartesi

DEGİSİM


Tam olarak 11 ay 11 gün sonra kendimle ilgili bazı değişimlere şahit olmanın verdiği mutlulukla yazıyorum bu yazıyı. 1 ocak 2011 tarihinde not defterime başlangıç yazısı olarak yazdığım yazıyı okudum dün gece. Ve bu yola başlamış olmaktan dolayı resmen gurur duydum.  Bu Blogun ilk yazısını okumuş olanlar bilirler. İnsanın kendine yaptığını tüm dünya toplansa yapamaz bana göre. Bende bana zarar verdiğine inandığım birçok şeyi değiştirme kararı almıştım 1 ocak tarihinde. Ve ilk değişim kıpırtılarını görmem için tam 11 ayın geçmiş olması gerekiyormuş demek ki benim için.
Eski olan ben ile yeni olan ben’in arasındaki farkları gördüm bu haftasonu. Ve bu farkları yaratmak içinde ben hiç bir şey yapmadım.
Örneğin her dolunayda olduğu gibi bu dolunayda da sarhoş olup dağıtmak yerine (ki fırsatım vardı bunun için) yeni olan ben olarak kararında içki içerek keyifli bir gece geçirebildim. Ve erken bir saatte eve giderek ertesi gün yaşayacağım hezimetten kendimi kurtarabildim.
Örneğin masaüstüme koyduğum gülen çocuk resmi sayesinde ödül töreninde gülümsemem gerektiği aklıma geldi ve ben tüm yorgunluğuma rağmen gülümseyebildim.
İlk defa düz fön çektirdiğim saçlarımı beğenmedim. (Bugüne kadar etrafımdaki herkes bu saçın bana yakışmadığını söylese bile ben niyeyse bu saçı kendime yakıştırmıştım) Ama bu sefer aynaya baktığımda gördüğüm kişinin bana hiç benzemediğini düşündüm. Bu nedenle de fönümü sadece 1 gece kullanabildim. Şu anda kıvırcık olarak kendimi daha iyi hissedebiliyorum …
Eski olan ben beklentilerimi kurar bunların olabilmesi için çabalar gösterirdim. Ve beklentilerim olmadığında da tüm zamanımı kendime zehir etmekle uğraşırdım. Ama bu sefer hiçbir beklentim olmadan hayatın bana getirdiklerinin keyfine varabildim.
Örneğin eski ben, akşam yemeğinde makarna yemeyi hayal ettiğinde, eve gidip makarnanın olmadığını gördüğünde tüm akşamını zehir edebilirdi. Oysa şu andaki ben, makarnayı düşünmüş fakat olmadığını fark edince yumurta ile de mutlu olabildim.
Ve anlıyorum ki hayatta en önemli şeylerden birisi insanın kendini DEĞERLİ hissedebilmesiymiş. Hayatımda ilk defa kendimi değerli ve özel hissettim. Ve kendi değerimi anlayabilmek için de başkalarına ihtiyacım olmadığını anladım…
Bu değişime başlarken kendime “daha yaşanılası bir hayat” vaat etmiştim. Ve bu değişim içinde hiç acelem yoktu açıkçası.
Bunun için çok çalıştım. Kitaplar okudum, Yazılar yazdım, sorular sordum ve en önemlisi de çok düşündüm. Hayatın sadece koşuşturulması gereken bir yer olmadığına inandığım için daha yaşanılası bir hayat istediğime karar verdim zamanında. Sürekli kendime çektiğim insanları, yaşadıklarımı, düşüncelerimi, kurmalarımı yani kısaca sürekli yaşadığım aynı döngüyü değiştirmek istiyordum. Ve bunu yapabilmek için de önce “kendimi “değiştirmem gerektiğinin farkına vardım.
Bazen sorarız ya hani. Neden hep bu tarz insanları hayatıma çekiyorum? Diye… Çünkü sen o tarz bir insan olduğun için etrafında o tarz insanlarla dolu oluyor. Ne zamanki sen farklı bir tarza geçiyorsun o zaman etrafında, düşüncelerinde, hayatında buna göre değişiyor işte. Ben de hayatımı değiştirebilmek için kendimi değiştirmeyle işe başladım.
Kısaca mutlu ve gururluyum. Biliyorum ki henüz yolun başındayım. Daha değişmesini istediğim bir çok huyum var. Ama artık biliyorum ki insan yeterince çalışırsa değiştiremeyeceği bir şey yokmuş hayatta. Belki 1 yıl sonra daha farklı bir insan olacağım. DAHA İÇ HUZURA SAHİP biri olacağım, daha KENDİNE GÜVENEN ve KENDİNE DEĞER veren bir insan olacağım. Zamanla kafamdaki “O” insan olacağıma inanıyorum artık…
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder