tag:blogger.com,1999:blog-33385629602541049922024-02-18T17:55:37.858-08:00365 YAZI VE BENAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.comBlogger151125tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-86780789635886603632017-03-17T15:06:00.001-07:002017-03-18T00:07:42.928-07:00KONTAK-kesişen yolların büyüleyici hikayesi<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhtxphf3zhvyXOXgrLHg8iG5mDYbrMiD2X5xqI3QEyEw4sipGE-qoZ0XMnPaWSRRahInSLg3UWbfWJvi_4TUEwJb0vvNnut4pFgubGCdFMtDdJk1zb7Hhyuf-K-gh7TLoFvkzFi348bH1E/s1600/DSC_5255.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhtxphf3zhvyXOXgrLHg8iG5mDYbrMiD2X5xqI3QEyEw4sipGE-qoZ0XMnPaWSRRahInSLg3UWbfWJvi_4TUEwJb0vvNnut4pFgubGCdFMtDdJk1zb7Hhyuf-K-gh7TLoFvkzFi348bH1E/s320/DSC_5255.JPG" width="180" /></a></div>
<br />
<br />
"kesişen yolların büyüleyici hikayesi"<br />
İşte birilerinin kalbine dokunan yazının başlığı.<br />
<br /></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Bugün çok acayip bir deneyim geçirdim. Arkadaşımın hep gittiği ve ne olduğunu tam anlamadığım bir dans seansına gittim. Adına "kontak" diyorlar...</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Arkadaşımla giderken, ki gitmeyi planlamamıştım, kafede çay içer eve dönerim diye evden çıkmıştım. Ama ayaklarım ve en önemlisi merakımla kendimi o kapıdan içeri girerken buldum.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Arkadaşım üstünü değiştirirken ben bekliyordum ki, bana sen gir içeri dedi.<br />
<br />
Tek başıma bilmediğim bir grubun içine girdim, merhaba diyip mat nerden bulabilirim diye bakınırken, bir adamın yanına oturtuldum.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Solumdaki konuşan kadına baktım. Ve kadın, erkek partnerini kucağına yatırarak evet şimdi partnerinizi sallayın kucağınızda dedi!</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Adam kucağıma yüzüstü yattı. Ve ben görev bilinciyle hiç tanımadığım bir adama dokunup yavaştan sallamaya başladım..<br />
Sonra kadın pozları değiştirmeye başladı, kadın üstte, adam üstte, yanda, çaprazda gibi bana göre çok garip hareketleri gösteriyordu.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Kızın biri, nasıl çıkılır peki dedi, kadın, çıkmak serbest, sadece dokunarak çıkmak ve girmek gerekiyor dedi kontaktan.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Herkes birbirine yakın şekilde garip hareketlere başladıklarında arkadaşım odaya girdi. Ve bende ona mimiklerle, yapamicam, gel benim yerime ben çıkayım lütfen dedim 3 kere. Bu arada adamı yavaştan sallama görevim devam ediyordu.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Arkadaşım gelmedi.<br />
Bende bir an için kaldım. Ya adamı sallamayı durdurup, pardon diyip ayağa kalkıp kapıdan çıkıp paltomu giyip gidicektim.<br />
Ya da... Kalıp merakımı gidericektim. (derin nefes alıp kal ceren dedim içimden)<br />
Enerjisel olarak verdiğim izni adam anlamış olacakki farklı hareketlere geçerek beni yönlendirmeye başladı. Sonra partnerim sınıfa "ağırlığınızı vermek değil amaç, ağırlığın aktarılmasını sağlamak" dedi.<br />
Dedim ki ok, bu adam bu işin uzmanı, o zaman ona güvenebiliriz Ceren. Sonra da bir ses "ama adam uzman, senin hareketsiz hareketlerinle uğraşmak zorunda mı" derken, boşver dedi öteki ses. Just be.<br />
<br /></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Bana göre çok garip, utanma duygusu getirici, ama bir o kadar normaldi olan her şey. Bir şey hem bu kadar garip hem de nasıl bu kadar garip olabilirdi?<br />
<br />
Bir insan omzuyla, senin omzunu ittiriyor. Sen ya karşılık veriyorsun ve başka bir akan hareket gerçekleşiyor veya karşılık vermiyorsun ve başka bir hareket geliyor.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Derken ayrılıyorsun, yeni biri geliyor, onunla başka bir deneyim, sonra ötekiyle, sonra bir kız gelip sana sarılıyor, bir erkek gelip senden şefkat istiyor, sonra bir diğeri derken... Aynı hayat gibi. Tam olarak hayatın kendisi gibi...<br />
<br />
Sanırım 1 dk lık bir anda gerçekten zihnimden çıkıp tamamen andaydım, o ne der, göbeğim açıldı mı, birazdan ne olacak sorularının hepsi 1 dk lığına beni terk etti.<br />
Sonra zihnim geri geldi, ve ben kazağımı pantolonuma sokup, omuzlarımı düzeltmeye çalışıp, partnerimin altında kalan kazağımı çekiştirirken buldum kendimi.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Yeterince kontak kurmuş hissettimki kendimi (ki benim için gayet büyük başarıydı) sınıfı terkedip, sigara içmeye çıktım.<br />
Sonra geri döndüm ve tipik ceren olarak tek başıma salonda oturdum.<br />
Sonra müzik başladı, duvarda eski cimnastik hareketlerimi yaparak (hep yaptığım yanlız döngümü seçtim) derken ders bitti.<br />
<br />
Herkes, biraz önceki kontaklar yaşanmamışcasına rahattı.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Sonra bir yere gidip bişeyler içelim dediler. Ok dedim.<br />
İlk kucağıma yatan adamı yıllar önceden Bodrum'dan bildiğimi anladık, babamın arkadaşı çıktı, 11 yıl dalış teknesi işletmiş.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Demem o ki :<br />
Ölmedim.<br />
Sakat kalmadım.<br />
Benden bir parça eksilmedi (ki çok parça dağılarak yerlerine oturacağı günü bekliyor)<br />
Yine anladım ki!<br />
Tesadüf diye bir şey yok.<br />
Hayat cidden oynanan bir oyun.<br />
Sadece, oyundan çıkma ve girme kararı bize ait.<br />
Aşka, özgürlüğe girebiliriz veya küsüp kenarda oturabiliriz.<br />
Önemli olan, her 2 hali de bizim kendimizin seçtiğinin farkında olmamız. (kimse seni oyundan atmıyor, sen kendin dışarı atıyorsun kendini sadece)</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Ve 1 dk'lık korkudan sonra gelen cesaret anlarına ihtiyaç var. Eeeeh enerjisi.<br />
Yeter enerjisi.<br />
Kendini bırakma, hayata bırakma enerjisi.<br />
Paylaşmak istedim.<br />
O 70 yıl sonra buluşan hikaye, ömür boyu var olmayı seçtikleri için belki 70 yıl beklediler.<br />
Hemen buluşsalardı efsane olamazdı belki?<br />
Keyifli oyunlar, kaslara dikkat, fazla yüklenmeden yavaş yavaş açmalı, ve bazen hiç bilmediğin harekete balıklama dalmalı, 15 yıl sonra bir anda çember atabileceğin hissiyle kas hafızasına güvenip o çemberi atmalı, atamasan bile denemeli, çocukken olduğun fütursuz halinle.<br />
Ama büyük olduğunu da bazen hatırlayarak tabi.<br />
<br />
Sevgiler,</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Ceren<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-89344820363266592672017-02-07T05:53:00.000-08:002017-02-07T05:53:03.659-08:00NEDEN Mİ BÖYLEYİZ ?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoPPsD977h9slylNhwNJnSJH76G9Ta3uIV1TOQqwb5QHvgVOop1dvwEfNLPqHpN5sngGyN2MpPV4MMalF2ZfgQmOvHji3DrwlM5l4JInSFmqgRdIKq2wZgo8DKnA2P9WCJ2sAd6z5KIKU_/s1600/iStock_000019967780Small.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoPPsD977h9slylNhwNJnSJH76G9Ta3uIV1TOQqwb5QHvgVOop1dvwEfNLPqHpN5sngGyN2MpPV4MMalF2ZfgQmOvHji3DrwlM5l4JInSFmqgRdIKq2wZgo8DKnA2P9WCJ2sAd6z5KIKU_/s320/iStock_000019967780Small.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Cevap çok açık ve net gözümüzün önünde aslında. Sadece
görmek istemiyoruz bazen, bazen inkar ediyoruz falan.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Çok etkileyici bir cümle okudum “İnsan ırkı bir virüs gibi,
bedeninde ilelebet kalamayacağı bilinçaltıyla DNA kodlarını sonraki nesillere aktarma
derdinde” evet derdimiz bu ! ama bir fark var. </div>
<div class="MsoNormal">
Artık biraz daha korkak ve
korunmacıyız. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Şöyle bir düşünürsek harika bir ilerleme kaydettik
evrimimizde. Çok güzel sıçrayışlarımız oldu. Faxı çözememiş ben, şu an gelecek
teknolojiyle ağzım açık halde vay ne heyecanlı diyor ve mutlu oluyorum.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sorunumuz nedir konusuna gelirsek eğer. DOĞA’mızı
kaybediyoruz sevgili İnsanlık. Doğa nedir ? Mesela Kadın doğası, erkek doğası,
çocuk doğası deriz hani. Onun içgüdüsel varoluşçu hareketleridir. Kadın kaçar,
erkek kovalar, erkek balık tutar, kadın onu pişirir, çocuk güler ve ağlar gibi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Şu andan neden mi mutsuzuz ? Çünkü idrak edilemeyen bir
halde kal geldi sanki bize. Mesela erkekler kadınlar gibi, kadınlar erkekler
gibi davranıyorlar artık. Annelerimize, babalarımıza anlatsak hayatta
anlayamayacakları ilişkisel haller içindeyiz. Sevgi, saygı, hoşgörü vs. gibi
kelimelerin hepsinin altını boşalttık belki de.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ülkenin haline gelelim. Ne yaparlarsa yapsınlar hayatımıza
devam edebilir şekilde modifiye oluyoruz her gün ve her gün. Bomba patlayan bir
caddeye ertesi gün gidip bombanın duvardaki izlerine bakabilecek kadar
garipleştik. Her hakkımız elimizden alınsa bile noluyo diyemeyecek haldeyiz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Annemin arkadaşını aradım bugün. Psikolog olduğu için
içtiğim ilaç beni daha kötü yapar mı diye sormak için. Bana ne dedi biliyor
musunuz ? Sorunun nedir Cerencim dedi.
Ben de ara ara feci bir endişe hissi geliyor ve ben bununla başa çıkamıyorum
dedim. O da “Haklısın Ceren’cim Ülkece bu haldeyiz zaten, 3 hafta o ilacı
kullan, 3 hafta sonra geçmezse tekrar konuşuruz” dedi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ne kadar haber izlemesekte ülkenin negatif enerjisini alıyoruz,
ne kadar kaale almıyor gibi gözüküp eğlenmemize devam etsekte- bastırılan her
şey gibi bu da patlıyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ha şimdi neden bunları yazıyorum ? Cümlelerimin içimden
çıkma ihtiyacı sadece. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Nasıl düzeltebiliriz bu durumu ? Şimdilik aldığımız
antidepresanlara vücudumuz alışıp bir üst ilaca geçmeden nasıl düzeltebiliriz ?
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Tam bilmiyorum ama bence değişim 1’den başlar. Öncelikle
kendimize çeki düzen vermek lazım sanırım. Elinden oyuncağı alınan bir çocuk gibi
gerçekçi olmamız lazım hayatta. O çocuk gibi, kırılıyorsak söylemek ve
kırıyorsak özür dilememiz lazım bireysel anlamda. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Değerlerimize (en
temel olanlarına) sahip çıkmamız lazım. Ne olursa olsun onlardan taviz vermemiz
lazım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sosyal medyadan ve ıssız erkeklerden uzak durmamız lazım. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ha bir de,Babamızın Annemizi sevdiği gibi sevilmek
istiyorsak, Annemiz gibi olmalıyız. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Evet… Annemi özledim ve evet arada gelen endişe hissim var.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Belki sizde benim gibisinizdir arada. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bunu da paylaşalım ama. Hep sosyal medyada kadeh kaldırıp
gülerek verdiğimiz pozlarla yaşayamayız. Bazen mutsuz ve ağlak olduğumuzu da
paylaşalım. Sonra birbirimize emoji göndermek yerine sarılabiliriz mesela. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Öyle işte. Bazen huysuz ve mutsuzda olsam, son kalan sevgimi
makarnaya kullanmış olsam da, kalbimin hala biraz sevgi frekansı
yaratabileceğini umuyorum.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sevgiler,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ceren <o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-91935375621367579892016-09-26T12:29:00.000-07:002016-09-26T12:36:05.556-07:00KAOSUN YARATICI ETKİSİ AŞKINA! <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQZCxAoYF2lEiZSN7066Wu0egCDb8Cy0iHPjxmYgWuxJQjxN8TQ7wazy8S60qcIGI0VhpELPuFiO5WPztSWuqNpvaZqo4MUmPnElRlL83FrNuRis7dvhrEcteXV7ZD2z_-F5ELwT9NGlW_/s1600/DSC_2935.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQZCxAoYF2lEiZSN7066Wu0egCDb8Cy0iHPjxmYgWuxJQjxN8TQ7wazy8S60qcIGI0VhpELPuFiO5WPztSWuqNpvaZqo4MUmPnElRlL83FrNuRis7dvhrEcteXV7ZD2z_-F5ELwT9NGlW_/s320/DSC_2935.JPG" width="320" /></a></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
<br /></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
<br /></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
<br /></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
İçimdeki "dişi" ses, içimdeki "eril" sesin ağzına sıçtı biraz önce (pardon küfürsüz anlatılamayacak bir durumdu)</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
<br /></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Tanıştırayım sağ omzumdaki ses benim "dişi" sesim, kendisinin pembe tütü eteği vardır, bacak bacak üstüne atar ve hep elleri zarifçe hareket eder konuşurken, genellikle takılara, parfümlere, ayakkabılara falan ilgi duyar, her gördüğü güzel şeyde heyecanla "waow ne güzell" der kısık sesiyle. Sonra böyle bazen karşısında bir erkek belirir ve der ki " hadi onu sevelim, lütfeen sevelim onu" ama yine kısık sesle der. Kendisi benim/bizim dişi sesimdir. Sanat eserine baktığımda ruhunu algılayabilen, güzel bir müzik çaldığında gözünü kapatıp dilediği yere gidebilen, makarna pişiriliyorsa, içine sevgimi katmamı söyleyen cılız ve tatlı sesimdir.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Ve şimdi de sizleri "Eril" sesimle tanıştırayım. Tatatataaa! </div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Bu eril sesim, omzumun sol tarafında oturur, oturur diyemem aslında, çünkü kendisi genellikle ayakta takılmayı ve sağ el belinde sol el ve işaret parmağı sürekli hararetli bir şekilde olan olayın ne kadar, saçma, ne kadar aptalca, ne kadar ezikçe olduğuyla ilgili bağırmakla meşguldür. Kafanızda canlandı mı? Altında kot pantolonu, üstünde salaş bir tshirtü var dememe gerek yok, saçlarda genelde kendi halinde ve bolca dağınık.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
<br /></div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Şimdi 2 sesimle tanıştığınız için çok dengedeyim. Çünkü 33 yıllık hayatımda içerde sürekli kavga eden bu iki kişiyle yaşadım. Onları herkesden, öncelikle de kendimden gizlemeye çalıştım.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Ama buraya kadarmış brütüs! Oyun bitti ve sahne perdesi bir anda açıldı.<br />
Eril ve dişil tarafım, bir anda tüm seyircilerin ortasında kalıverdi.<br />
Dişil tarafım önce bir şaşırsa da hemen eteğini ve saçını düzeltip, suratına bir gülümseme kondurdu, "ne kadar heyecanlı, bence bu anı kutlamalıyız" dedi, eril tarafım ise sinirden kudurdu, kulaklarından çıkan dumanı, gözlerinden fışkıran öfke ve nefreti farkettiniz mi?<br />
Ben içimde her gün onla uğraşıyorum. Kötüdür ama o da bir canlı sonuçta, çokta şeetmemek lazım.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Bundan 3 saat önce, kanepeye uzanmış, hayat ne kadar boktan (başka türlü anlatılamaz) derken, boş gözlerle evin camlarından bulutlara ve karanlığa geçmek üzere olan gökyüzüne bakıyordum.<br />
Ve ağlıyordum tabii ki! Soldaki erilim beni ufak bir kız çocuğu gibi azarlıyordu yine, her zaman yaptığı gibi!<br />
Diyordu ki! Başaramadın, hiç bir bok yapamadın bu hayatta, ki zaten yapamicaksında, hayatın böyle ufak mutluluk zannettiğin şeylerle ve bolca ağlamakla geçicek, çünkü sen güzel şeyleri haketmiyorsun!!</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Ve o an bişey oldu!!<br />
Enteresan bir şeydi olan. Uzun zamandır kendisini dinlemediğim için sesi kısılan, elinde törpüsüyle sağ omzumda bacak bacak üstünde oturan "dişil" sesim, bir anda elindeki törpüyü yere atarak ayağa fırladı!<br />
Ve soldaki erile bağırmadan, yine kendi tarzını koruyarak öyle bir nutuk çekti ki ben ve soldaki erilim ağzımız açık kaldık resmen.<br />
Dedi ki " hey sen ortadaki Ceren ve onun solundaki pantolonlu ses, çok pardon ama çok salaksınız, hayatınız boyunca yanlış tarafa baktığınızın ve bu yüzdende sevgiden giderek uzaklaştığınızın farkına bile varamıyorsunuz. Sen ortadaki Ceren, bana hayatında en çok sevdiğin, en tam olduğun şeyi/varlığı veya erkeği söyle, hadi çabuk söyle düşünme!! Dedi ve ben anlamsız bir şekilde sol sesime baktım, ama o çoktan paçaları sıvayıp, boynu bükük odasına çekilmişti bile.<br />
Sonra dişi ses dedi ki " o öyledir, ama biliyosun, gel sarılalım. Hayatta her şey sevmekle -senin zannettiğin sevgi değil ama - başlar dedi.<br />
Ve bana sarıldı.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Tanıştırayım o bana sarılan, sağ taraftaki etekli "dişil sesim, kendisi benim" özüm" "ruhum" olur.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Biraz önce kaçanı tanıtmama gerek var mı? O da benim "eril" tarafım ve "egomdur" beni ileriye taşımakla görevli olsa da ipleri komple eline aldığı için bu haldeyiz.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Şimdi iki tarafın birbiriyle barışmasını rica ediyorum, lütfen "beni geçin" ve birbirinize sarılın olur mu?</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Sarılırsanız ben "hayatımı gerçekleştirebileceğim" kavgaya devam ederseniz ben tam olamayacağım hiçbir zaman.<br />
Teşekkür ederim.<br />
Olaya siz ikinizi sevmekle başlıyorum. Sonra kendimi, sonra etrafımı ve sonra hayatı sevebileyim diye.</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Not: fotoğraftaki çizimler bana aittir. Yeni tanıştığım "Fantastik" Ayşegül adlı kızın bir dişil-eril terapisi çalışmasında ortaya çıkmıştır. İki çizim arasında 15 dk zaman geçmiştir. Biri benim eril(erkek-zihin) tarafım, diğeri de benim (dişil-kalp) tarafımdır. Hangisinin hangi resim olduğunu sanırım söylememe gerek yok!<br />
<br />
Sevgiler,</div>
<div dir="ltr" style="font-family: Soma;">
Ceren</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-83232501104229382432016-04-02T13:25:00.001-07:002016-04-02T13:25:24.811-07:00PEMBE PANJURLU EV HİKAYESİ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyYvcEbVgVwEt63sZjoTb_4fp6-gQ6SSMnChK7KK3eZcLG3Um0YH5NpM8mR4rvJW-A9MTyBv74iNACTnfSaaNGodZ8WKXz0S3r37QJy-lCFyFuO5f3C5FpxGQpXC2MMoBXqV2H6xtehRLE/s1600/yeni-diy-elmas-boyama-r%2526uuml.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="260" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyYvcEbVgVwEt63sZjoTb_4fp6-gQ6SSMnChK7KK3eZcLG3Um0YH5NpM8mR4rvJW-A9MTyBv74iNACTnfSaaNGodZ8WKXz0S3r37QJy-lCFyFuO5f3C5FpxGQpXC2MMoBXqV2H6xtehRLE/s320/yeni-diy-elmas-boyama-r%2526uuml.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Evrenin harika bir planlaması olduğunu hepimiz adımız gibi biliyoruz aslında. Bu bildiğimiz bilgiyi bazen unutuyoruz, bazen isyan etme hakkımızı kullanıyoruz, bazen düşmek ve üzülmek istiyoruz, aslında en doğal olanın bu olduğunu içgüdüsel olarak biliyoruz.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Güneş-yağmur örneği gibi hayat, hep güneşli ve hep yağmurlu olamaz hiç bir zaman, hep sevgi dolu,hep neşeli, hep kederli olamayacağı gibi.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Bugün yine evrenin harika planlamasını gördüğüm güzel bir gün, sabah her günkü gibi bir sabahtı halbuki, yatağın aynı yanından kalkıp, aynı adım sayısıyla aynı kahve makinasına aynı duygularla basmıştım, aynı bardağı aynı rafından alıp, aynı adım sayısıyla koltuğun aynı köşesine aynı açıda uzanmıştım. Her günkü sıradan, rutin belli şeyler işte.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Geçen günlerde ev sahibimin pek sevdiğim evimi satmasından dolayı büyük bir üzüntü duymuştum! Bu evin, minicik alanın benim hayatımdaki önemini o haberi aldığımda daha iyi anladım sanırım. Bir çok emlakçı farklı zamanlarda gelip benim yaşam alanımı hiç tanımadığım insanlara gösterirlerken bile takmamaya çalışıp üzülmüşüm demekki! İçimden gelen kişilere bakıp “hayır tabii ki bu evi benden almicaksınız” diyip durmuşum.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Ta ki o son gelen entel gözlüklü genç delikanlının babasına evimi satın aldıracağını öğrendiğim ana kadar…</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Çok insani bir duyguydu üzülmem. Köpekler nasıl alanlarını çiş yaparak işaretlerler ve “hey burası benim” derler, bende öyle yapmışım “hey burası benim, 32 yıl sonra bulduğum en değerli alanım, korunaklı bölgem” demişim işte.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Sonra üzülmeme rağmen hayatın devam etmesi gerektiğini düşündüm ve elbet bir hayrı vardır cümlemi tekrar ettim.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Evdeki eşyalara baktım (eşyalarımıza bağlandığımız gerçekmiş! İlk defa yaşıyorum bu duyguyu)</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Bir kahve makinası, ayakkabılık, ufak bir lambaya bile böyle hisler beslememiz ne komik dimi aslında, evet itiraf etmek lazımki insanlık komik bir durum bazı zamanlarda…</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Neyse işte, bir cumartesi sabahı aynı şekilde ama diğerlerinden farklı devam edecek bir güne uyandım. Evde sakince bişeyler yaptığımda içimden bir ses “heyy şu eşyalarını satabildiğin, reklamlardaki aplikasyona bi baksanaaa” dedi. O sesi hep severim ama bazen dinlemek istemediğimde olur.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
O siteyi yükledim, 4 parça eşyayı koydum, sadece meraktan? Ne olabilir ki acaba? 5 haziranda evi boşaltmamı imzalatan yeni ev sahibime kızarak sitede gördüklerime hayret ederek ve gelen “ pazarlık varmı, takas varmı” msjlarıyla hafif tırssamda programı silmedim.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Sonra ne oldu biliyomusunuz? Bir msj “merhabalar” ile başlayan, olumlu enerjinin telefonun ekranından bana geçebildiği msjları okudum hayretler içinde kalarak.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
“5 haziranda ben ve ev arkadaşım eve taşınıcaz, hiç bir şey almadık henüz, sizdeki bu ürünleri ve varsa başka ürünleri de almak isteriz!!!!”</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Hikaye gibi değil mi? Güzel bir klasik müziğin melodisindeki gibi yerli yerinde olma hissi değil mi? </div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Hikaye ağustos ayında apartmanın önünde duran taksiden inen mutlu kızımızın elini kolunu sallayıp eve girmesi ve her şey hazır olan evde ilk kahvesini içmesiyle başlamıştı, hikayenin 2. Bölümünde ise apartmanın önüne gelen taksiye valizleriyle binen kıvırcık saçlı kızımız diye devam edecek gibi gözüküyor sayın seyirciler :)</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Eşyaları satan-eşyalara ihtiyacı olan 2 tarafın tam olarak 5 haziran tarihinde birbirleriyle el sıkışmasıyla evrenin harika planlamasına yine şahit olacağız.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Eşya dediğimiz şeyde enerjinin akışına vesile olan bir madde değilmi ki sonuçta? </div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Her sabah aynı yatağın aynı tarafından kalkıp aynı adım sayısıyla gittiğimiz koltuğun aynı köşesine aynı biçimde uzansakta! Hayat her gün yeniden doğmaya devam edecek.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Bazen ağlasak, bazen gülsekte hayat bildiğini yapmaya ve bizi hayrete düşürmeye devam edecek, melodisini duymak istemesekte bize bağırmaya, bizi sevmeye ve bizi ittirmeye devam edecek.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Bu evi ve bu evde yaşadığım birbirinden farklı tüm duyguları seviyorum, iyisi ve kötüsüyle, bu bir bitiş değil sevgili evim, sadece enerjinin yer değiştirmesi kuralı gereği olan bir durum.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Başka sabahlarda başka adım sayısıyla başka bir koltuğun başka bir açısında uzanmamı ve başka duygular hissetmemi isteyen bir evrenin planı sadece.</div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Son 2 ayımda bana yine garip duygular vererek geçirmemi sağlayacağın için ve ben yerimi değiştirmeye yanaşmasamda benim ayağa kalkıp değişmemi sağladığın için yine teşekkür ederim. </div>
<div dir="ltr" style="background-color: white; color: #444444; font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 21.3px; margin-bottom: 1.35em;">
Ve öyle oldu! Amin.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-47576324913968857842016-03-01T14:25:00.000-08:002016-03-01T14:31:47.966-08:00KENDİME NOT -2 <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsnZAjFxX_XJKbKuDkDSuxfTrLW6K-YSVhir9CeuY2GPJjU_A9t9xj-nQoa1cqq_QVGQpwP6j5ea5InO5XsG9jiRUHOGoS6XMDTb19UIHUjvfk0ViKYdYfZSqCCHmhBMvHjZtkOj-hKUy7/s1600/KEND%25C4%25B0ME+NOT+-2+%2521.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsnZAjFxX_XJKbKuDkDSuxfTrLW6K-YSVhir9CeuY2GPJjU_A9t9xj-nQoa1cqq_QVGQpwP6j5ea5InO5XsG9jiRUHOGoS6XMDTb19UIHUjvfk0ViKYdYfZSqCCHmhBMvHjZtkOj-hKUy7/s320/KEND%25C4%25B0ME+NOT+-2+%2521.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
9 aydır yazmamışım...<br />
<br />
Kendi telefonuma hızlıca yazdığım bazı
şeyler dışında benim için en önemli alanım olan bu bloğu 9 aydır ziyaret
etmemişim. ..Oysaki bu bloğu dönem dönem bakıp kendimi dışardan gözlemlemek
için açmıştım zamanında. Duygu değişimlerim ve hayatımdaki kendimce ekşınları
kayıt altına almak istemiştim. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ama kendimi unutmuşum belli ki… o yüzden öncelikle kendimden
özür dilemek istiyorum…<o:p></o:p><br />
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Daha önce hiç yaşamadığım bir dönemin içinde olmam kendimi
unutmama bir bahane mi bilmiyorum ama bence hayattaki hiçbir şey insanın
kendini unutmasına bahane olmamalı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu dönemde o kadar çok şey oldu ki hayatımda, “nerden
başlasam, nasıl anlatsam” şarkı sözündeki karakter gibi hissettim bi an kendimi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ama kısaca tarif edeyim. 200 km ye yakın hızla giden bir
motorun üstünde önümdeki arkadaşıma sarılmışım, kafamda kask yok ! ve içimden
korksamda ne kadar güzel bir şey olduğunu hissediyorum. Arada kafamı sağa-sola
kısa bir anlık çevirdiğimde, ağzımın kontrolsüzce açıldığını, suratımdaki her
bir hücrenin fütursuzca hareket ettiğini, gözlerimden deli gibi yaşlar aktığını
söyleyebilirim. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bodrum’dayken o kadar çok boş vaktim vardı ki, sürekli
düşünürdüm. Mutluluk-mutsuzluk, acı-sevinç, hüzün-coşku diye uzanırdı bu
listem. Her şeyi bir etiket ve kalıba oturtmak istiyordum sanırım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Şimdiyle ilgili yazılabilecek sayfalarca detay var aslında.
Sürekli değişen ruh halleri, sürekli öğrenilen yeni şeyler, sürekli kendini bir
parça ileri taşıma hareketi, sürekli bir zihin yoğunluğu, ara ara yaşanan garip
aydınlanmalar gibi gibi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Aslında İstanbul’da bir nevi Yoga yapıyorum desem ? (saçma gelicek belki ama sanki öyle bir
şey) Yoga yaparken hissettiğim dinginlik-kargaşaya dönüştü ama her şey zıttıyla
varolur derler ya öyle hissediyorum. Bir hareketi ilk başta yapamazsın, sonra da
yapamazsın, biraz kasların ağrır, ama bir gün bir bakmışsın o hareketi hiç
düşünmeden yapıyorsun !<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İşte bende İstanbul’da bunu deneyimliyorum. Yapamam diye
düşündüğüm şeylerle ilgili kendimi esnetmeye çalışıyorum. Bir gün
yaparım-yapmam sorun değil, önemli olan yapabilitemi görmek sanırım. O kas ne
kadar esneyebilir ? Ben ne kadar
esneyebilirim ? <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
KENDİME NOT : benim bloğumdaki en sevdiğim yazımdı. O yüzden
en sevdiğim 2. KENDİME NOTU yazma vaktim geldi sanırım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
KENDİME NOT :<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kendini sakın bir daha unutma, sevgi enerjisinin farkında
ol, tv kapalı modda hayatına devam et, yan masadaki insanlarla anlık sohbetler
etmeyi unutma-onlar sana en büyük cümleleri hatırlatanlar- herkese bir şey
söyle ! çöpçüye “kolay gelsin” de- kapıcıya “günaydın” de- yol veren birine”
teşekkür” et- sabah gördüğün kedilere “çok tatlısın” de, hafta sonlarını en
verimli şekilde değerlendir, her gün birilerine bir şey yaz veya bir şey
gönder- onları düşündüğünü bilsinler- dedikodulardan uzak kalma-sadece iş diye
kendini hırpalama- bazen en güzel sunumun çok yazılı değil güzel niyetle
yazılan sunum olduğunu unutma- aileni aramayı unutma-seni arayanlara geri
dönmeyi unutma- birileriyle sadece İş için bir şeyler istemek için iletişim
kurma- arada seni mutlu eden bir fotoğrafı paylaş mesela ve sadece de ki “güzel
bir gün dilerim” bir şey beklemeden de iletişim kurmayı pratik yap- her
gördüğün insana güzel bir söz söylemek üzere bak-ceketin/ saçın / parfümün ne
güzelmiş de! gülümsemeyi unutma, hayattaki tüm etkileşimlerimizin bir
alış-veriş olduğunu hep hatırla, toplantılardaki insanların-insan – olduklarını
unutma- evde cam açık otur- kuaföre gitmeyi unutma- herkese değerli olduğunu hissettir-sabahları
uyandığında aynaya bak ve ne güzel bir gün de- alarm melodini sevmeye çalış-
snowboard da dönüşlerde korkudan car car konuşan zihnini müzikle sustur- kız
arkadaşlarına zaman ayır- içki içmek mutlu ediyorsa devam et-ama artık sigarayı
bırakma zamanın gelmedi mi sence ? su sorunları yaşamana rağmen evini sevmeye
devam et-bolca hayal kur- 1 sene sonra bugün nerde napıyosun sorusunu kendine
sormayı unutma- hayatın güzel bir deneyim olduğunu hatırla-bilmediğin bir şeyle
ilgili stres yaptığında aslında içsel olarak bildiğini ama hatırlamak için
dışsal bazı faktörlere ihtiyacın olduğunu unutma-ritüellerini değiştir-sabah
gittiğin yolları değiştir- hep aynı mekanlarda oturma- kendine ve ruhuna zaman
ayır- güzel bir albüm açıp 1 saat dinleme iznini kendine ver- daha çok sev- ama’larını
kaldır- hayatının sorumluluğunu yüzde yüz al- güneşli havalarda kendine 2 dk
ver ve yüzünü güneşe çevirip sakince otur- olanları bazen değiştiremiceğimizi
unutma- geceki hislerini boşver-her sabah hissettiğin yeni duygulara odaklan-
kendini ve böylelikle herkesi daha çok sev…<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ölmeden 1 dk önce “ne güzeldi” diyebileceğin bir hayat yaşa
! <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ve öyle oldu.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
AMİN.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ceren Yıldız<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-21245235615119305372015-05-17T13:36:00.000-07:002015-05-17T13:46:12.458-07:00Dünyanın işleyiş biçimi budur ! <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNL9kU62jNnGI4kbcEvQpz_biu0SBpbBoZELY1J0DmoY1NpU75e1qm2lf_VX58VDUlLAOLQNEYl0lMDDAPOGVDzUvYRW4NKCGglqK164G8QsZtxwsqI1lrf8g1F9OAmim3eXFjM613hbcl/s1600/sailing.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNL9kU62jNnGI4kbcEvQpz_biu0SBpbBoZELY1J0DmoY1NpU75e1qm2lf_VX58VDUlLAOLQNEYl0lMDDAPOGVDzUvYRW4NKCGglqK164G8QsZtxwsqI1lrf8g1F9OAmim3eXFjM613hbcl/s1600/sailing.jpg" /></a></div>
<br />
Dünyanın işleyiş biçimi budur !<br />
<br />
"İnsanoğlu, en çok bilinmeyeni yaşadığı zamanda canlıdır çünkü orası her şeyin mümkün olduğu yerdir. Kendini dünyaya açarsın ve dünya da kendini sana açmaya başlar..."<br />
Ne müthiş bir cümle dimi !<br />
<br />
Enteresan bir dünden sonra enteresan bir bugün geçirdim. Bloğa yazdığım yazılar, benim hayatımın çok enteresan dönemlerimdeki hislerim aslında. Yazıyorum, çünkü bu hisleri bir zaman sonra geriye dönüp hatırlamak istiyorum.<br />
Bu kitabı , Hayatta ilk aşkım olan babamın, emekliliği onuruna verilen bir gecede yaptığı kısa konuşmasında "bir kitap okuyorum, "Ermiş sörfçü ve patron" herkese tavsiye ediyorum. İnsanlara sevgi verin" diyerek yaptığı bir konuşmasından duydum. (Bu tarz kitapları genelde ben bulur sonra babama verirdim, hayat işte :) her an değişiyor)<br />
Koşarak kitap alındı, başlamaya niyet edildi ve ilk sayfalarında ne güzel bir kitap diyip sonra bir kenara bırakıp hayat koşturması denen şeye geri dönüldü. Ta ki bugün yeniden koşturmayı bırakıp durduğum bir günde yeniden kitabı elime alıp kanepeye yayılana kadar.<br />
Dün bir yerde 18 nisan yeni ayının hayatımızdaki yenilikleriyle ilgili bir yazı okumuş ve acayip heyecanlanmıştım. Yazıda diyordu ki, bu günlerinizi doğaya bakarak ve kendinize dönerek geçirin, ve bulmayı beklediğiniz cevapları bulmayı dileyin, o cevap bir yerden size gelecektir!"<br />
Kitabı, ben yazsam aynen bu cümlelerle yazabilirim hissiyle okuyorum. Çok sevdiğim bir çok insan var bu hayatta, o yüzden siz çok sevdiklerim lütfen bu kitabı okuyunuz :)<br />
Kitap o kadar etkilediki, her sayfasını, her cümlesini sosyal medyadan tek tek paylaşmak istedim. Sonra telefonu sakince kenara bırakıp okumaya devam ettim.<br />
<br />
Ve bir anda, aniden bir şey oldu ! Zaten hayatta her şey bir anda olur, iyi de kötü de bir anda pat diye oluverir hep...<br />
<br />
Okuduğum cümleyi tam hatırlatamıyorum, çünkü o sırada ben orda değildim sanki, nerde miydim ? Bodrum'da bir akşamüstü babamla beraber teknenin kıçında oturuyorduk. Benim elimde ses kayıt cihazı, babam bana o keyifli hayat hikayesini ve bir çok anısından birini anlatıyordu. Nasıl keyifliydim, nasıl mutluydum anlatamam. Müthiş bir hisle geleceğe gittim ve geri geldim resmen. Bu anlattığım aslında 1 dakikalık bişeydi sanırım, ama etkisi hayatımın geri kalan kısmını şimdiden değiştirdi bile...<br />
<br />
Sonra kitabı kapattım ve kenara koydum, derin bir nefes alıp Belgin'e dönüp dedim ki "Belgin belki bu yazı biraz Bodrum'da geçirebilirim. Çünkü içimden bir his hep hayal ettiğim ve bir türlü başlamaya fırsat bulamadığım dileğimi bir an önce tamamlamam gerektiğini söyledi" ve hatta dedim ki sende gel :) kalbine ve kafasına tohumu attım, belki o da gelir.<br />
Kaç gündür soru soruyordum kendime, en çok neyi hayal ediyosun Ceren diye? Az da olsa bazı cevaplar aldım ama hiçbiri "hah işte bu" dedirtmemişti bana.<br />
Ama bugün "hah işte bu" dedim. Sanırım hayatın dilini yavaş yavaş anlamaya başlıyorum, daha çok şey olsada anlayacak, her yeni şey beni ilk günkü gibi heyecanlandırabiliyor. Hayatın müthiş planlamasını her gördüğümde yeniden farkediyor olma hissine bayılıyorum.<br />
<br />
Son 5 yıldır içimden hep kitap yazmayı geçirmiş olduğumu hatırladım ve hatta kendi kendime "düşünsene, sen öldün ve ölümünden 100 yıl sonra bir insan kitaplıktaki bir kitaba uzanıp okumaya başlıyor, senin hislerin ve senin cümlelerinle hayatında ufakta olsa bir şey değişiyor, değişmese de olur, kitabı okurken gülümsese bile yeter aslında" diyip gülümsediğimi de hatırladım. Bir gün yapılacaklar listesine yazıldığı ve bir kenara koyulduğunu farkettim. Ve kafamda babamın kitabını yazma fikrinide "ama nasıl olur nerden başlarım, neyi nasıl yazarım" gibi sorularımdan dolayı bir zaman sonra tekrar gündeme gelmek üzere aynen rafa kaldırıldığımı farkettim.<br />
<br />
Bugün o hissettiğim duyguda, ortaya çıkan müthiş bir kitap vardı, bir anda taşlar yerine oturdu, mesela, kitabı kızının ağzından şeklinde yazacağımı hissettim, kitabın içinde bolca sevgi, anı, emek ve bir çok duygu olduğunu hissettim, bir kayıt cihazı almam gerektiğini ve bir an önce o teknenin kıçında ilk anıya başlamamızı ve ardından ne mutlu hayatlar yaşadığımızı düşünüp kadeh kaldırmamız gerektiğini hissettim, ve annemin bu manzarayı bir yerlerden izleyip bizimle gurur duyup herzamanki o güzel gülüşüyle bize gülümsediğini hissettim.<br />
<br />
Kısaca brütüs çok mutluyum, yarınımı bilmediğim için çok mutluyum, hayatımın sonsuz olasılıklara açık olmasından dolayı çok mutluyum...<br />
Sizleri seviyorum.<br />
<br />
Hepimiz her anımızı çok mutlu yaşayalım emi, bir gün hayatımızın son anında hayatımız gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçerken o bildik gülümsememizle sırıtıp "çok güzel bir hayattı, çok ama çok teşekkür ederim" diyelim.<br />
<br />
Amin.<br />
<br />
Ceren Yıldız<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNL9kU62jNnGI4kbcEvQpz_biu0SBpbBoZELY1J0DmoY1NpU75e1qm2lf_VX58VDUlLAOLQNEYl0lMDDAPOGVDzUvYRW4NKCGglqK164G8QsZtxwsqI1lrf8g1F9OAmim3eXFjM613hbcl/s1600/sailing.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNL9kU62jNnGI4kbcEvQpz_biu0SBpbBoZELY1J0DmoY1NpU75e1qm2lf_VX58VDUlLAOLQNEYl0lMDDAPOGVDzUvYRW4NKCGglqK164G8QsZtxwsqI1lrf8g1F9OAmim3eXFjM613hbcl/s1600/sailing.jpg" /></a></div>
<div>
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-302245096835591922015-04-17T13:52:00.000-07:002015-04-17T14:02:19.662-07:00İSTANBUL...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUi1y23Dexv4MJ6irZmmuLoZ0_9zPTVwdj-Oef4mt9vjO1wOMlH66PsLhnYGbY73yuCn3FHzwDo8vYvGcQQQqcIedzLD2hM2SMIIb9i-z5dKcO9jO-bHz_vf60Zhcq13_wbEyrhlEUR2NJ/s1600/indir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUi1y23Dexv4MJ6irZmmuLoZ0_9zPTVwdj-Oef4mt9vjO1wOMlH66PsLhnYGbY73yuCn3FHzwDo8vYvGcQQQqcIedzLD2hM2SMIIb9i-z5dKcO9jO-bHz_vf60Zhcq13_wbEyrhlEUR2NJ/s1600/indir.jpg" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
Tam olarak 2 ay 10 gündür buradayım…</div>
<div class="MsoNormal">
Ve ne hissediyorum biliyor musun brütüs.. çok mutluyum, daha
önce hiç olmadığım kadar mutluyum hemde.</div>
<div class="MsoNormal">
Kasabalı kızın hikayesini az çok bilirsiniz, sabah uyanır,
belli ritüelleri vardır, aynı şeyleri yaşadığı bilmem kaç sene geçmiştir, artık
o kadar emindir ki, iş çıkışı yola koyulduğunda karşıdan karşıya geçerken,
karşı kaldırımda kimleri göreceğini bile bilir. Her sabah selam verdikleri
aynıdır, her akşam selam verdiklerinin aynı olduğu gibi…</div>
<div class="MsoNormal">
Ve hayatı boyunca bir sinyal bekler durur, sonunda bulur,
tüm cesaretiyle adımını atar ve devam eder. Bu onun için o kadar zordur ki
aslında. Yapamamaktan, başarısız olmaktan korktuğu defalarca anla baş başa
kalır ve başı yukarda devam eder.(ki aslında başarması gereken bir şeyde yoktur)
ve sonunda kendini bir şehirde bulur. Elinde biri büyük 2 bavulla, bir dostuna
sığınmış ve zamanla evin belli alanını kendine kütüphane yapacak kadar
benimsemiş bir halde…</div>
<div class="MsoNormal">
Diye bir hikaye anlatmaktı amacım. Ama ben bir başkasının
ağzından hiçbir şeyi anlatamamış biri olarak direk birinci ağza geri dönmek
istiyorum.. ki en güzeli de bence bu.</div>
<div class="MsoNormal">
Bu yazının arka fonunda güzel müzik, sakinlik ve mutluluk
var. Her gün bir çok kez yaşadığım duygu karmaşasını buraya tek tek dökmeyi çok
isterdim. Çünkü hepsi çok özel ve hepsi birbirinden güzel duygular. Ama buna
yerim ve zamanım yok o yüzden kısa bir özet
geçme niyetindeyim. Çünkü burada hayat tam olarak anda yaşanan bir şey.</div>
<div class="MsoNormal">
Öncelikle; en çok neyi özlüyorsun dersen, en çok özlediğim
dostlarım ki onlarla da zaten bağlantıdayım. Deniz, kum, güneş , sakin hayatı
hiç özlemiyor musun dersen, hayır özlemiyorum, çok garip ama, metroda sıkışıp
kaldığımda daha mutluyum bile diyebilirim. </div>
<div class="MsoNormal">
Burada neler öğrendim dersek.; o kitaplarda defalarca
okuduğum cümleleri tek tek yaşıyorum mesela, her sabah yeni ve bilinmeyen bir
güne uyanıyorum, yanımda duran ve bir daha hiç görmeyeceğim insanların hayat
hikayelerine ortak oluyorum, hiç tanımadığım ve bir daha görmeyeceğime emin
olduğum birine, dostuma anlattığımdan daha dürüstçe kendimi anlatıyorum, birine
teşekkür ettiğimde suratındaki değişimi görüyorum, hepimizin sadece insan
olduğumuzu ama ne kadar çok ego biriktirdiğimizi fark ediyorum, ve çok egonun
hayattan keyif almayı ne kadar engellediğini fark ediyorum, sokaktaki
dilencinin, çıplak ayaklı Suriyeli çocuğun, saçları 1 aydır yıkanmayan 15
yaşındaki kızın, nişantaşındaki kış günü ispadril giyen şeker arkadaşımızın ve
hepimizin aslında ne kadar aynı olduğumuzu görüyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
İnsan enerjisinin ne kadar müthiş bir şey olduğunu görüyorum,
ayağında çorabı olmayan bir kızın bakışındaki mutluluğu ve altında en lüks
arabası olmasına rağmen birinin ne kadar mutsuz olduğunu görüyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
Kalbim kapalı benim diye dolaştığım günlerde, kalbinin bir o
kadar açık olduğu bir insan görüyorum ki bu konuya yeniden dönücem<span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: "Times New Roman"; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: "Times New Roman"; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span> İstanbul kötü diyenlerden sonra, eldivenimi
düşürdüğüm bir gün istiklal caddesinde peşimden koşup eldivenimi bana
yetiştiren insan görüyorum, metronun kapanmasını engelleyecek kadar kalabalık
bir anında kapıya dayanmışken, benim kendimi rahat hissetmem için arkasını dönen
erkekler görüyorum, bazen tam olarak nereye gitmem gerektiğini bilmediğim
anlarda, direk olmam gereken yerlerde olduğumu görüyorum</div>
<div class="MsoNormal">
Geldiğimden sonraki 16 ! üstüne basıyorum on altı gün
boyunca güneş görmemiş olmayı deneyimledim. Her
gün güneşi gören biri için güneşin ne önemi olabilir di ki ? ama
önemliymiş, 16 gün saydım, güneşi görmeden geçen 16 günün sonunda taksim
meydanda kahvemi alıp, metro çıkışında yüzümü güneşe çevirip teşekkür ettim… 32
yıl boyunca güneşi görmüş biri olarak…</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Kısacası; Kontrol mekanizması fazlasıyla gelişmiş ve
hayatını sürekli A-B- C planlarıyla hazırlamış biri olarak tam olarak olduğu
şekliyle yaşayan ve bundan ciddi anlamda keyif alan birine dönüştüm ve
dönüşüyorum, mesela aşkın ne kadar değerli olduğunu, kalıpların, egonun bu
güzel duygunun ne kadar önüne geçtiğini ve hayatta aslından her şeyden ne kadar
çok korktuğumun farkına varıyorum. İnsanın üzülmemek adına nasıl kendini tüm
güzelliklere kapattığını görüp hayret ediyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu yazının başında kapanış için acayip cümlelerim vardı
kafamda, hepsi uçup gitti desem inanır mısın ? bence inan <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: "Times New Roman"; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: "Times New Roman"; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></div>
<div class="MsoNormal">
Çünkü öğrendim ki hayatta 2 + 2 tam olarak 4 etmeyebilirmiş, bazen içine bir
sevgi, aşk girermiş ve sen matematiği yeniden öğrenebilirmişsin, her gün her
şeyi yeniden öğrendiğin gibi…</div>
<div class="MsoNormal">
Hayat bu, sadece olduğu gibi yaşamak lazımmış, ha bir de !
sevgi hayattaki her kapıyı açıyormuş…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bol bol sevin emi,</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ceren Yıldız</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-28241687783836751732014-12-17T01:55:00.001-08:002014-12-17T04:30:04.772-08:00YENİ HAYAT ! <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikPcRmK7NNv0wOoX6FO3v3Kq8Xj9Sj9bBxkxtaKQXLIWelmIx9Pm_R4Mz8ETq2GK_fKW0iQwf0g_jm4z3oJeH2Mtu9RER25MpOqwHNFsxd-4AZC_djTl6gojnoPKV7wYXAuF0NpQ-9Es_c/s1600/new-daw-blog-feature.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikPcRmK7NNv0wOoX6FO3v3Kq8Xj9Sj9bBxkxtaKQXLIWelmIx9Pm_R4Mz8ETq2GK_fKW0iQwf0g_jm4z3oJeH2Mtu9RER25MpOqwHNFsxd-4AZC_djTl6gojnoPKV7wYXAuF0NpQ-9Es_c/s1600/new-daw-blog-feature.png" height="167" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Hani böyle bir his vardır.
Yerine çivilenmiş gibi hissedersin. Vücudun ağırlaşır, beynin yavaşlar,
hayatın sakin ve dingin akışında her gün bir diğerine benzermişçesine geçip
gidiyormuş ve zaman hızla akıp geçiyormuş gibi hissedersin. Uyursun, uyanırsın,
uyursun ve yine uyanırsın...</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sonra bir gün denizin ortasında 25 knot kuzeyden esen buzz
gibi bir rüzgarla beraber kendini ufak bir botun içinde bulursun. Bulutlara falan bakarsın, gözlüğün kenarından
giren soğuk hava yüzünden, gözlerini kurumamak için ekstra sıvı çıkarmaya çalışırken bulursun.
Göğsünün tam ortasında geçmeyen nezlenin izlerinin üstüne birde üşüme hissi
gelir. Ellerin, kulakların, burnun ve hatta gözlerin bile üşür. Öyle çok
üşürsün ki bir anda tepeden bir aydınlanma iner. Ve kafanda kocaman bir ampul
yanar “Napıyosun Ceren? ” diyen kocaman bir soru işareti gelir ve kalbinin,
zihninin, hayatının tam orta yerine konuverir bir anda.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İşte bu benim aydınlanma anımdır. (22.11.2014) Bazen çok
üşümenin insan hayatı üstünde ekstrem değişiklikler yaratabileceği tarafımdan test
edilip onaylanmıştır. Bu soru işaretinin hayatımın tam göbeğine oturmasıyla
birlikte birçok şey değişmeye başladı. Mesela bu değişimlerden en büyüğü benim
için, kendime “ne istiyorsun Ceren?” sorusunu defalarca sormama rağmen hiçbir cevap
alamamış olmaktı. Çok enteresan dimi?, hepimiz biliriz zannederiz ne
istediğimizi ! öyle emindim ki kendimden, bunca yıl sormamışım bile ne
istediğimi, insan ne istediğini bilmez mi hiç ayol ! ama o iş öyle değilmiş be
şekerim.. Ne istemediklerimi bir bir sıralamışım son yıllarda. Bunu bunu istemiyorum.
Ee tamamda ne istiyosun peki ? ık, mık, himm, yani , bilmem diyen bir iç ses
ile karşılaşmak beni epey bir şaşırttı. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ve o günden beri ne istediğimi bulmak için bir karar verdim.
Defalarca sordum, Bazılarında gözlerim yaşardı, içimden ağlamaya benzer bir his
geldi, burnum bile sızladı, resmen cevap vermek istemeyen bir kız çocuğu vardı
karşımda, şimdi anlıyorum ki öyle cesaretsiz kalmış ki uzun yıllardır ağzını
açmaya korkmuş demek ki ! Sonra bir anda içimden bağıran bir ses duydum.”Ben
İstanbul’da yaşamak istiyorum” dedi. Dedim ki ona “Yavrum bak burada güvendesin,
arkadaşların, dostların, güzel akşamların, güzel bir işin ve keyifli
kahkahaların var, yapma etme emi şekerim” o da dedi ki “olmaz ben İstanbul’da
yaşamak istiyorum ve hayatımı komple baştan yaratmak istiyorum” bende dedim ki “koca
istanbul’da iş , ev, ulaşım, para, zaman ? bunları nasıl çözmeyi düşünüyosun acaba”
diye ona kızdım. O da çok kararlı bir şekilde “Ben yaparım, en kötü kaybedecek
hiç bir şeyim yok ki ?” dedi. Böyle
kararlı bir sesin karşısında ben bile duramam brütüs…</div>
<div class="MsoNormal">
Sonra içime harika bir şey düştü. Doğum gibi hayal edin,
Yavaş yavaş, adım adım, bazen sancılı, uykusuz, mide bulantıları, kafa
karışıklıları, bir çok olumsuz dış ses ve bir çok derdiyle beraber olan
cinsten, ama bazen de dünyanın en mutlu insanıymışsın hissi, dağın en tepesine
çıkıp ellerini kaldırıp içinden “işte bu” diye bağırmak gelen cinsten.. Bazen geceleri
uyuyamıyorum mesela, ya da mide bulantılarımla koşturuyorum, bir sürü negatif
ses dolanıyor kafamda nasıl olacak, ne olacak, olacak mı diyip duran, sonra
kocaman bir gülümseme oturtuyorum suratıma ve öğrendiğim taktikleri bugüne
kullanmam gerekiyormuş hissiyle biraz nefes alıp veriyorum. Kalp ritmim
sakinleşiyor, beynim sakinleşiyor ve içten gelen “merak etme ceren, her şey olması
gerektiği şekilde muhteşem bir şekilde oluyor” cevabıyla uykuya dalıyorum.
Bazen de heyecandan ve mutluluktan uykum kaçıyor. Alıyorum elime defterimi
gecenin 12 sinde yatağımda yazıp, çiziyorum. Sanki hayatımda ilk defa bir
başlangıç yapıyormuşum gibi. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu süreç o kadar güzel bir süreç ki ve o kadar garip ki
benim için, kelimeler, cümleler kifayetsiz kalır aslında, duygular anlatılamaz
çünkü, anlatmaya çalıştıkça büyüleri kaçar. O yüzden sadece yaşamam ve
hissetmem gerekiyor bu süreci…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu süreç dediğim kolay birşey değil ha ! kocaman bir
alışkanlık var, kök salmış bir ağaç gibi, kökleri baya uzun zamandan beri
toprakta yol almış sonuçta, ha diyince paçaları toplayıp gidemiyor insan.
Mental olarak hazır olmadan gidemiyor yani..</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Gelelim fasulyenin faydalarına… Bu süreçte aldığım kararın
sabahında sevgili babam, benim aldığım karara ilk başta üzülsün mü sevinsin mi
bilemese de arkamdaki en büyük destekçim oldu, Kararın sabahında koşarak ofise
gelip heyecanla sabah kahvemizi içerken suratına bakıp“ben buna karar verdim”
diye çekine çekine söylediğim 8 yıllık karşı komşum, dostum, “Hiç durma, yap”
dedin ya Allah sana ne istiyorsan 3 katını versin emi, sonra öğle yemeği
dostlarım, her gün koşturarak yanınıza gelip bu iş nasıl olur diye kafanızı çok
ütülesem de beni seviyorsunuz ve heyecanımı paylaşıyorsunuz biliyorum, öğle
yemeği dostları diyip geçtiğime bakmayın, o grupta acayip bir enerji var çünkü,
biri en büyük hocam olur ki o kendini iyi bilir, diğeri hep bir adım yanımda
olur, saçı kısa aklı uzundur..Bir sarışın var onla kavga da etsek bir
yerlerdedir aslında, atsan atılmaz satsan satılmaz cinsten ( seni sevmesen
uğraşmam bile haberin ola sarışın) , öteki gözlüklü desen yedek beyin gibi
benim için. Sonra pizzacım var, sonra ofisin kedi sever amcası var sonra istanbul’daki güzel dostlarım, evine çökeceğim güzel kadın.
az kaldı çökmeme biliyorsun, “sen gel, ev senin” dedin ya daha ne isterim ki,
sonra diğer sarışın, kayınpederinin ciddi sağlık sorunlarıyla uğraşırken arada
beni de düşünüp bana güzel fikirler verdin ya, kalbin kadar güzel olsun hayatın…
Sonra Bebeksoş var, mesela izmirdeki dostlarım var, Facebooktan arada dürtüp
eee nasıl gidiyo diyen kıvırcık, “saçını çekerim senin” dememin sevgi
sözcükleri olduğunu elbet biliyorsun.. ki aklıma bir sürü bir sürü insan
geliyor aslında. O kadar çok insan biriktirmişim ki, o kadar güzel sesler
havalarda uçuştu ki anlatamam. Liste çok uzun. Zamanında kalbimi sizlere
açtığım için ne iyi yapmışım. Kısaca yine hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Hayatıma kattıklarınız için
o kadar mesudum ki anlatamam. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yeni hayatımda görüşmek üzere...</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Hepimize Bol bol sevgi, aşk, değişim, mucize, yolculuk,
kahkaha, eğlence, başarı, para, bol sağlık, dostluk ve gönlümüzden geçen her
şeyin patır patır gerçek olacağı
muhteşem bir 2015 olsun emi. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Çok pis
hissediyorum olacak brütüs <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
AMİN.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ceren Yıldız</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-20020807993274338642014-08-19T05:09:00.003-07:002014-08-19T05:44:44.136-07:00MERHABA BRÜTÜS<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEico3MBfigy8pAPryGoxJmfeT2S6TZqNdVhE63T0hGbRXLs7aCBdNUf9uEEJVKvRCb9tyloWrDaw1wyhl2tYB_SBb3favu76Die0Ripv_3sebaNG8iSFFu7ZUEW1JgFjumiJjZQscH3AoOj/s1600/10363496_10202559861093849_2323992948582825117_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEico3MBfigy8pAPryGoxJmfeT2S6TZqNdVhE63T0hGbRXLs7aCBdNUf9uEEJVKvRCb9tyloWrDaw1wyhl2tYB_SBb3favu76Die0Ripv_3sebaNG8iSFFu7ZUEW1JgFjumiJjZQscH3AoOj/s1600/10363496_10202559861093849_2323992948582825117_n.jpg" height="190" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bundan ortalama 4 yıl önce kendimi ve hayatımla ilgili bir
çok şeyi değiştirmek üzere bir yola başlamıştım. Beni bilirsin yolları pek
severim. Baktım ki hayat böyle
çekilmeyecek ve ben de daha çok gencim, dedim en güzeli değişime direnmeden “ben
böyleyim” cümlesini hayatımdan çıkartabilmek için paçaları sıvayıp gerekli
çalışmalara bir güzel başlayayım.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Tabii ki her bayanın
yaptığı gibi hemen koşarak gerekli kişisel kitapları alındı. Hepsi üst üste okunarak
kitaplarda yazan tüm felsefeler bir güzel öğrenildi. Özümsenmeye çalışıldı
falan. Sonra sanal alemdeki özlü sözler ah o özlü sözler ne kadar özlüler değil
mi ? insana hiç ulaşamayacağı kayıp şehir Atlantis’ten mektuplar gönderir
gibilerdi. Onları okursun ve içine bir duygu dolar hemen elin paylaş butonuna
gider ve evet gerekli ders alınmış gerekli konu özümsenmiştir… Ah canım… Mutluluğun
formülü aslında ne kadar da basitmiş te biz bunu nasıl görememişiz… (der
içimizdeki o ses) (ki tanıştırayım kendisi aslında Ego’dur)</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Sonra bir bakmışız kendimizi 1512. Mahjong oyunundaki taşları
birbirleriyle eşleştirme hareketini bilinçsizce yapmaya çalışırken, kafada
sürekli konuşup duran o saçma ses aslında hiçbir yere gitmemiş. Hatta eski
performansından daha güzel bir şekilde car car konuşmaya devam ediyor haspam ! Sonra kendini bir anda küçük ve şımarık bir
kız çocuğu olarak karyolanın altına girmiş ve içten içe ağlarken buluvermişsin.
Ee hani nereye gitti tüm o sayfalarca okunmuş güzel cümleler, peki ya o sanal
özlü sözler, hiç mi anlamı yoktu tüm bunların brütüs . </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Sonra bir şey olur… “-hayat beni neden yoruyorsun- şarkısı
ile Serdar Ortaç’a bağlamaya hiç gerek yok be cnm. Olur öyle şeyler, Ayağa kalk
ve devam et” diyen ! çok cılız bir ses duyarsın… Bu ses gerçek miydi, yoksa sen
mi uydurdun bilemezsin bile, ama o diğer sesten başka bir ses olduğunu
hissedersin. Ve dersin ki böyle bir ses te var demek ki…( o sesin geldiği son
nokta ile ilgili bir şey paylaşmadan geçemeyeceğim. –Fırtınalı bir günde ben ve
özgüvenim kendime göre büyük yelkenimle karşıki
adaya doğru bir güzel gitmiş ve dönüş hamlesinden sonra düşmem ve rüzgarın
beni sürüklemesi yüzünden uzun uğraşlarım sonunda kendimi yan kıyılara çok yaklaşmış
bir halde bulmuştum. Kollarımda güç kalmamış ve neredeyse ağlamak üzereydim.
Çıktım boardun üstüne ağlasam mı yoksa denemeye devam mı etsem kararsızlığı
içinde kalmış bir haldeyken kendimi mental olarak hırpalamaya çoktan başlamışım
meğersem. İşte o hırpalamadan sonra dedim ki içimden “madem bu işi istediğin
düzeyde yapamayacaksın, bırak o zaman uğraşma yeter artık yeaaa” diyen çirkef
sese karşı o ses “ sörfünde çok umrundaydı be canım, zırlamayı kes ve devam et”
dedi… Ben de dumur olarak gülmeye başladım. Biraz delice bir görüntü olabilir.
Ama o ses sayesinde pes edip ağlayıp zırlayıp bu işten vazgeçmek yerine boardda
ayağa kalktım, ve içimden dedim ki “yapabilirsin Ceren”… yapabildiğimi
söylememe gerek yok sanırım :P (Hello bu konuşanda Egomdu tanıştırayım)</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Zihnin yüceliği ve çalışma şeklinden bahsetmeyi isterdim
aslında ama çok uzun bir yazı olacağı için şimdilik hiç gerek yok. Şimdilik kişisel gelişim kitapları dozumu çok aza
indirdim. Onun yerine kendimi daha farklı şeylere yönlendirdim. Mesela spontane
yolculuklara çıkmak gibi, ya da sörfe daha çok vakit ayırmak gibi, ya da yoga
yapmak gibi…Ki bu Yoga yapmak çok kısa bir cümleymiş gibi gözüküyor olabilir
ama bildiğin günlerce yazılabilecek bir konu bu. Nefes almak ve nefes vermenin
bendeki etkilerini anlatamam, ayrıca insanlara daha dikkatli bakıyorum, doğaya
daha dikkat kesiliyorum, içimde hiç olmadığı kadar büyük bir merak duygusu var.
Otobüste , yolda yanımda oturan ve anlık olarak tanıştığım veya bir daha hiç
görmeyeceğim insanlara bakıyorum. Onların hayatlarını anlamaya çalışıyorum. Onlarla
muhabbet etmek bile bende bir şeyleri değiştirebiliyormuş mesela en son bunu
fark ettim..</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Son olarak ta en küçük bir olumsuzlukta sürekli konuşmaya
başlayan o ses ile ilgili bir yöntem geliştirdim. O konuşmaya başladığında onun
konuşuyor olduğunu fark etmem bile o nun içindeki şevki söndürüyor. Yani
eskiden tüm gün bilinçsizce onu dinlerken artık bazı durumlarda beni ziyarete
geldiğinde “oo hoş geldin be canım” “seni tanıyorum artık daha önce bu konuyu
konuşmuştuk, seni seviyorum ve benim ilerlemem için hayatımda olduğunu
biliyorum. Ama şimdi değil canım, hadi cnm” diye bir cümle kurduğumda o sesin
uzaklaştığını söylersem bana deli dermisiniz bilmiyorum. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Kısaca sevgili brütüs, hayat 2+2= 4 denebilecek keskin çizgi
ve formülleri olan bir yer değilmiş. Hayatı çözmeye çalışıp özümsemek yerine
yaşamak gerekiyormuş çoşkuyla, çocuklar gibi her gördüğüne merakla bakıp “ama
çook güzel” diyerek gördüklerinden dolayı şükranlarını sunman gerekiyormuş. Evrenle
ve içindeki tüm canlılarla yaptığın muhteşem bir alış-veriş varmış mesela,<br />
<br />
Aslında
hayatta hiçbir şey tesadüf değilmiş ki aslında tesadüfleri de Tanrı
yaratmış.<br />
<br />
Olan her şeyin bir sebebi varmış ve her şey olması gerektiği
şekilde muhteşemmiş.<br />
<br />
Evrenin müthiş planlamasını gördüğün zaman kendi küçük
planlarına gülüp geçmek lazım mış…</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Dün dükkanda gördüğüm bir kadının da dediği gibi.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Sevgi ile…</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Ceren Yıldız</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-7365714562613139662014-04-30T03:22:00.001-07:002014-04-30T03:24:10.930-07:00SABIR<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAsnTUePDGT8gqnq4GjG72CNkHOMTtorxuLCI_05UKKbroWSnXmaNKUbI3o_f4Pj6DjcHeaLJMI_k1Y5g0T5kT6FEALt6EeyB5hhorbPe-cXn_-RaYWRVpkBJldvaqD0NsrAhPfCzgpzeG/s1600/32c6395f205f350c57ae47b096a7e284.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAsnTUePDGT8gqnq4GjG72CNkHOMTtorxuLCI_05UKKbroWSnXmaNKUbI3o_f4Pj6DjcHeaLJMI_k1Y5g0T5kT6FEALt6EeyB5hhorbPe-cXn_-RaYWRVpkBJldvaqD0NsrAhPfCzgpzeG/s1600/32c6395f205f350c57ae47b096a7e284.jpg" height="197" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İnsanın pişmesi gerek galiba, yemek gibi, önce çiğ çiğ
doğranıp , yağda hafif pembeleşene kadar çevrilerek sotelenmesi, ardından başka
sosların üstüne katılarak 200 derecelik fırına atılması gerekir sanırsam.
Üstüne hafif kaşar koyup 40 dakika kadar bu ateşte sabırla beklemesi gerek,
beklemesi gerek ki, zamanı dolduktan sonra dumanı tüten ve çok iştah açıcı bir
kokuyla etrafını cezp edebilsin. Pişme süresi vardır insanın sanırsam. Hadi ben
çok acıktım diyip fırından erken çıkarmamalı insan, az pişmiş, hafif çiğ ve
garip bir tatla karşılaşmamak için. Üstündeki kaşarların bile bir erime süresi
varken bu acele ne diye sormak lazım kendine. Beklemek, sabırla beklemek gerek
sanırsam.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Bu yüzdendir galiba 10 dakikada olan makarna dışında hiçbir
yemeği yapmayı istememem. Beklemeye tahammülüm yok galiba . Fırına koyduğum
yemeği beklemektense aç kalmayı tercih etmemin sebebi bu sanırım. Aç yattığım
gecelerin sebebini buldum sonunda. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Sabırsızım galiba. İstiyorum ki bişeyler olsun, hemen olsun,
şimdi olsun, olacaksa olsun, olmayacaksa beni oyalamasın istiyorum. Ne
istediğime gelince o da tam bir muallak sanırsam, sabah uyanıp uçaktan atlamayı
istiyorum, öğleden sonra acaba çocuk mu doğurmayı istiyorum ? diye kendi
kendime kalıyorum. Akşama da çocuk bakmanın zor olduğu fikrine kapılıp, en
güzeli yorganı üstüme çekip uyuyayım diyorum. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
İşte bu benim hayatım. Benim bitmek bilmeyen döngüm. Hep mi
böyleydim. Yoksa belli bir süreden beri mi böyleyim tam hatırlayamıyorum bile.
Eskileri sandıklara kapatıp deponun en köşesine koymamla meşhurumdur. Ta ki
sandığın anahtarı bir gün elime geçip her şeyi yeniden ve yeniden açana kadar. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Herkes mi böyle, yoksa bu evrende sadece bende mi bunlar var
emin değilim. Bir dönem tekamül hissiyle, evrene yüzde yüz güvenerek içimden
çok derin bir şekilde diyorum ki, “her şey olması gerektiği gibi muhteşem” inanarak, canı gönülden diyorum. Tekrar
ettiğimde beynim inanıyor ve gerçekten bir süre boyunca huşu içinde dünyaya
bakıyorum. Sabah uyandığımda “güneş ne güzel bi şey ya” ,”müzikler ne güzel”, “hey
şu manzaranın güzelliğine bak” diyerek her gördüğüm şeye huzurla bakıyorum.
Sonra bir gün geliyor, saçı Halil Sezai modeli kestirip “isyaaaan” parçasının
ana karakteri olarak klip çekimlerime başlıyorum..</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Şimdiye gelirsek eğer …Olayın içindeyim. Tam ortasındayım.
Hislerimi tam olarak hissedebildiğim yerdeyim. Aynı zamanda olayın dışından
uzaktan bir köşeden de kendime bakabiliyorum. Ve görüyorum aslında her şeyi, nedenleri.
tam olarak gördükten sonra görmek istemediğim için belki de olayın içine geri
giriyorum. Soru soruyorum içimden ve sorduğum soruya bir cevap geliyor, bir
videodan, bir cümleden, ya da bir şarkının sözlerinden tekrar tekrar bana
sesini duyurmaya çalışan bir evrenle mücadele içindeyim. Çok net görüyorum görmesine de inanmıyorum
işte. Tam olarak inanabildiğim güne kadar da bu döngüm devam edecek galiba. Muhteşem
planlamasıyla hayatımı çok güzel bir yöne doğru akıtan ve beni bu yöne
hazırlamak için gerekli, insan, durum ve olayları benim önüme koyan muhteşem sistemli
koca bir evrensel düzenin karşısındayım şu anda. Deli gibi akan ve akınca
yolunu bulacak olan bir nehirdeyim, ama nehrin kenarındaki dala tutunup akıntıya
karşı isyan ediyorum. Biliyorum ki tek yapmam gereken avuçlarımı açıp kendimi
suya teslim etmek. Ama bunu istemiyorum. Bu birkaç gün istemiyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Küçük bir çocuk gibi yatağıma yattım, yorganı üstüme çektim
ve ağlayarak, “küstüm, oynamıyorum” mızmızlanmalarımı yapıyorum. Evrenin
planlarını hiçe sayarak, yorganın altında deve kuşu misali tüm hayattan
kopabileceğimi ve bir şeylerin değişmesinin bu şekilde olabileceği hissine
kapıldım. Yazarken bile görüyorum halimi, yapmam gerekeni, ama dediğim gibi,
küstüm ve artık oynamıyorum modundayım brütüs..</div>
<div style="border-bottom: solid windowtext 1.0pt; border: none; mso-border-bottom-alt: solid windowtext .75pt; mso-element: para-border-div; padding: 0cm 0cm 1.0pt 0cm;">
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-bottom-alt: solid windowtext .75pt; mso-padding-alt: 0cm 0cm 1.0pt 0cm; padding: 0cm;">
<br />
Hayat, biz istesekte istemesek
te bize öğretmeye devam ediyor olacak. Ben kafamı kuma gömsemde, ağlayıp
zırlayıp isyan etsem de , hayat bana öğretecek, sabretmeyi öğretecek belki de,
bir yazıda okuduğum ve çok etkilendiğim sabrın tüm lütfunu, huzurla
bekleyebileceğim güne kadar bana öğretmeye devam edecek, Öğrenene kadar inatla sabretmem
gereken zamanlar, olaylar, insanlar göndermeye devam edecek. Ve “bir gün”,
yorganımı atıp yataktan kızarmış gözlerle dünyaya bakıp derin bir nefes alarak,
bana gönderdiği tüm olumsuz şeyler için bile şükredeceğim. </div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-bottom-alt: solid windowtext .75pt; mso-padding-alt: 0cm 0cm 1.0pt 0cm; padding: 0cm;">
<br />
Ama o gün henüz bugün değil... </div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-bottom-alt: solid windowtext .75pt; mso-padding-alt: 0cm 0cm 1.0pt 0cm; padding: 0cm;">
<br />
Sevgilerimle,</div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-bottom-alt: solid windowtext .75pt; mso-padding-alt: 0cm 0cm 1.0pt 0cm; padding: 0cm;">
<br />
Ceren Yıldız</div>
</div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #333333; font-family: "Helvetica","sans-serif"; font-size: 10.5pt; mso-bidi-font-size: 11.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br /></span>
<b><span style="color: #333333; font-family: "Comic Sans MS"; font-size: 10.5pt; mso-bidi-font-family: Helvetica; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">insan sessizce içinde büyüyecek birşeyi beklediğinde, gerçek kendine
dönecektir. dönmek, varmaktır. olmaktır... ve bir gün bir kıvılcım
tutuşacaktır, ben olduğun seni tutuşturacak, alev alev yakacaktır. işte o zaman
tamamen yanacak, bambaşka biri olarak yeniden doğacaksın. benliğin paramparça
olacaktır. yeniden tanışacağın o asıl sen herşeyin doğrusunu bilendir.
törenleri, kutlamaları ve hayatın gerçek tadını o bilir.<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 15.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<b><span style="color: #333333; font-family: "Comic Sans MS"; font-size: 10.5pt; mso-bidi-font-family: Helvetica; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">zihnini açık tut. hamile bir kadın gibi bekle. acele etme. beklemek oturup
beklemek değildir. inci tanesini yaratmaya girişmiş istiridye ol bak ya da bir
ağaç dik ve bekle. sabırla, sakince ama heyecanla bekle. akıllı ol, okullu ol,
sabır ol sabriye ol. bırak doğa kendi işini yapsın, sen de kendi işini. şafak
sökerken getirdiği gizeme inan. ve kendi şarkını öğren. kendini söyle."<br />
<br />
ekşi sözlük/sabır<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-91679674950242456282014-01-08T01:57:00.000-08:002014-01-08T03:46:59.778-08:00TEŞEKKÜR…<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQe628grpeyYyc_URZsuVjy2TJrQQn9R3_X_-QDjdgoBVNADtQGCfq5X0Kwgv_ByiYj_qadnKD3c7HuQ-n0V1n9A8ZAukFMV_FOAAbq15IsaiocSSr4-O0sBnkTIXMFkUL3nlTnInsgYSW/s1600/baby-kiss.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQe628grpeyYyc_URZsuVjy2TJrQQn9R3_X_-QDjdgoBVNADtQGCfq5X0Kwgv_ByiYj_qadnKD3c7HuQ-n0V1n9A8ZAukFMV_FOAAbq15IsaiocSSr4-O0sBnkTIXMFkUL3nlTnInsgYSW/s1600/baby-kiss.jpg" height="297" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: Calibri; font-size: 10pt;"><br /></span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">Bir
zaman geçmiş en son yazdığım yazının üstünden. Kendime yazdığım yazılar dışında
burayı hafiften boşlamışım sanki. Duygu değişimlerim ve farklı gördüğüm
durumlarda buraya yazılar yazıyorum. Bir süredir yazmamamın sebebi çok büyük
aslında !! Bir süredir çok büyük bir duygu değişimi yaşıyorum. Eskiden duygu
değişimlerimi masaya yatırıp analiz ederdim. Ama sanırım artık değişmişim. Bu
süreci yazmak, sorgulamak, düşünmek gibi aktiviteler yapmak yerine sadece
yaşıyorum. Olduğu gibi olduğu haliyle mükemmel bir şekilde
yaşıyorum…<br /><br />
</span><br />
<span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">İçinizde beslediğiniz, değişmesi için uğraştığınız, her gün sabırla olmasını
beklediğiniz durumlar vardır. Bunun için sabır gösterirsiniz, emek harcarsınız,
zaman harcarsınız, fikrinizi, ruhunuzu, kalbinizi, kendinizi ve çevrenizi
hazırlarsınız ya hani işte bende aynen böyle yapmışım. 3 yıllık uzun ama
keyifli bir süreç yaşadım. 3 yıl içinde öğrendiklerim, yaşadıklarım,
hissettiklerim o kadar farklıydı ki... Bunları buraya sığdırmam imkansız
tabi…<br /><br />
</span><br />
<span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">Şimdiki zamana gelince… Isıtıcıda ısıtılmış </span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">Nutelladan</span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;"> aldığınız ilk kaşık gibi, yüksek bir teknenin en üst
katından çığlıklar içinde çivileme atlar gibi, müthiş peynirli dumanı tüten
makarna gibi, güzel bir film izlemek ve filmdeki karakterlere aşık olmak gibi,
evde tek başına kulağına çalınan müzik eşliğinde ritim tutup surattaki saçma
gülümsemeyle dans etmek gibi, hiç tanımadığın bir şehrin ara sokaklarında
dolaşırken bir anda kendini müthiş manzaralı bir yerde bulmak gibi, bitmesini
hiç istemediğin kitabı okur gibi, </span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">instagramdaki</span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;"> en güzel fotoğrafı çektiğini düşünmek gibi, dost
muhabbetlerinde patlattığın kahkaha gibi, akşamın bir vakti </span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">spontone</span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;"> olarak kendini çocuk
parkında bulup kaydıraktan kaymaya çalışmak gibi, Müthiş bir kokuyu koklamak
gibi, uykulu gözlerle sıcak yatağa yatıp yorganı üstüne çekmek gibi, salamı
rulo yapıp garip sesler çıkararak yemek gibi, sevdiğin tarafından koklanarak öpülmek
gibi, gibi, gibi…<br /><br />
</span><br />
<span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">Kısaca bu liste uzar gider. Ve dersin ki kendi kendine, “Hey, Yaşamak ne güzel
bir şeymiş !!” , her gün şükredersin, teşekkür edersin mesela, sana verilenler
için. Olumsuz olaylara bakıp sırıtırsın mesela, acele etmezsin çünkü “geç
kalmışlık hissin” yok olmuştur. Baktığın dünya hep aynıdır aslında ama gözüne
farklı bir güzel gelir. Müzikler daha duygulu, filmler daha anlamlı
gelir…<br /><br />
</span><br />
<span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">Bugün için teşekkür ediyorum. Benim huysuz suratımı çeken tüm dostlarıma,
somurtup konuşmadığım günlerde bile bana katlandıkları için, Pazartesi
bunalımlarıma gülüp geçenlere, beni tenkit edenlere, bana laf sokanlara bile
teşekkür ediyorum. Hayatıma dahil olan ve bilerek veya bilmeyerek bana bir çok
şey öğretenlere de, öğle yemeği sohbetlerimize, geyikte tavan yaptığımız
günlere ve felsefenin, arınmanın dibini gördüğümüz günlere de teşekkür
ediyorum. Benimle kadeh tokuşturanlara, barda bağırarak şarkı söylediklerime,
tahterevalli de dengede durmaya çalıştığıma :p ve tabii ki beni koklayarak öpene ;) kısaca tüm herkeslere teşekkürü
borç bilirim. <br /><br />
</span><br />
<span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">Sizleri seviyorum ve hayatımda olduğunuz için kendimi şanslı hissediyorum. </span><span style="font-family: Wingdings; font-size: 14pt;">J</span><span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;"><br /><br />
</span><br />
<span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;">Sevgiler,<br />
<br />
C.Y.</span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-23962736952462116812013-11-04T01:20:00.001-08:002013-11-13T01:49:01.112-08:003 dakika lütfen !<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: left;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjowYiXprkXHmYjN3KxkiInNoP_-B7tdCFW5iQ8T4TnoBX4o0OFrLmickyomnEg_X7D07XLTpWrupEMVqzH9M5ea3JS6NhRaXoWxwrLtrFd4OtpnCjG3mMlroYUW50PViT7lKftybgJnwIB/s1600/insan-fotograflari-resimleri-113.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjowYiXprkXHmYjN3KxkiInNoP_-B7tdCFW5iQ8T4TnoBX4o0OFrLmickyomnEg_X7D07XLTpWrupEMVqzH9M5ea3JS6NhRaXoWxwrLtrFd4OtpnCjG3mMlroYUW50PViT7lKftybgJnwIB/s320/insan-fotograflari-resimleri-113.jpg" width="240" /></a></div>
<span style="font-family: Calibri; font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit; font-size: 14pt;">Bu
yazıda kendimle ilgili bir şeyler anlatmayacağım. Ya da yeni öğrendiğim
bilgiler de vermeyeceğim, ya da yeni duygu durumlarımı da paylaşmayacağım.
Sadece bazı şeyler yazacağım. Ve yazdıklarımın tek bir amacı var. Biraz olsun
düşünmek ve empati kurmak…</span></div>
<span style="font-family: inherit; font-size: 14pt;"></span><br />
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit; font-size: 14pt;"><span style="font-size: 14pt;">Dünyada her gün, her an bu tarz durumlara </span><span style="font-size: 14pt;">maruz</span><span style="font-size: 14pt;"> kalan kadınları düşünmenizi istiyorum. Aslında sadece
kadın olarak bakmamak gerekir. Kadın, genç kız, erkek veya çocuk olarak. Kısaca
“İnsan” olarak bakmanızı rica ediyorum. Kendinizi onların yerine koymanızı ve
sadece 3 </span><span style="font-size: 14pt;">dk</span><span style="font-size: 14pt;">. Düşünmenizi…</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: 14pt;">
</span><span style="font-size: 14pt;"></span></span>
<br />
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: 14pt;"><span style="font-size: 14pt;"><br /></span></span></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: 14pt;"><span style="font-size: 14pt;">Bir kız çocuğu düşünelim mesela, hayata güzel gören gözlerle bakan, çikolata
ile mutlu olabilen ve kötülüklerle henüz tanışmayan bir kız çocuğu..Canından
çok sevdiği babası tarafından tecavüze uğramış, hem de defalarca, ya da amcası
ya da dayısı, ya da amca oğlu tarafından… Sesini çıkartamamış ve yıllardır
içinde bir yerlerde gizli olarak saklamış ve kendini suçlayarak büyümüş.
Söylemiş olsa bile aile fertleri tarafından susturulmuş. Belki anne “annelik
görevini” yapmak adına bu olayı gizlemiş ve ağzında “aman yuvamız bozulmasın”
“aman ağzımızın tadı bozulmasın” cümleleriyle yaşanan olayları halının altına
süpürmüş…</span></span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: 14pt;">
</span></span>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: 14pt;"><span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">Bir genç kız düşünelim mesela, yıllarca okumuş yok liseydi, yok üniversiteydi,
sınavlardı, sözlülerdi derken mezun olmuş. Zorlu sınavlara girmiş devlet memuru
olabilmek ve emekli sandığı güvencesine girebilmek için. Uzun bir süre
bekledikten sonra nihayet ataması çıkmış. Kendini başarmış hissediyor ve ev
ekonomisine katkıda bulunacağı için de pek keyifli. Ama işler hiçte toz pembe
değil bundan sonra. Her gün iş yerinde sözlü ve temaslı tacizlere </span><span style="font-size: 14pt;">mağruz</span><span style="font-size: 14pt;"> kalıyor, hem de üst
düzey bir yönetici tarafından belki de, şikayet edebileceği kapılar da kapanmış
ve hayatına devam edebilmek için susmak ve olanlara boyun eğmek zorunda. Bu
devirde yeni iş bulmanın ne zor olduğunu bilirsiniz sizde. Kafasında “diğer iş
yerinde de buna benzer şeyler olmayacağının bir garantisi var mı ki” diye
düşünerek içine su serpmeye çalışıyor…</span></span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: 14pt;">
</span><span style="font-size: 14pt;"><div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">Bir genç kız düşünelim mesela. Büyük bir şehirde okulundan çıkmış, keyfi
yerinde evine gitmek üzere otobüse binmiş. Otobüs tıklım tıklım ve yan
taraftaki 50 </span><span style="font-size: 14pt;">li</span><span style="font-size: 14pt;"> yaşlarındaki adam
tarafından elle taciz ediliyor… Sesini kısmış ve bu işkencenin bitmesini
diliyor içinden, dua etmek dışında ne yapabilir ki ? Sesini çıkarsa ne olur
acaba ? Gözlemlediğim kadarıyla tüm otobüs kıza garip bir şekilde bakıp
kafasını çevirir. Çünkü otobüstekilerin tek derdi, biran önce evlerine ulaşmak.
Şimdi kim uğraşacak hiç tanımadığı bir genç kız için akşam akşam…Hem zaten kız
kuyruk sallamasa adam niye taciz de bulunsun ki.. </span><span style="font-size: 14pt;">Haketmiştir</span><span style="font-size: 14pt;"> o kız kesin…</span></div>
</span><span style="font-size: 14pt;"><div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">3 farklı kişinin yaşadığı 3 faklı gerçek var karşımızda. Hepimizin bildiği, her
gün gazetelerin sayfalarında boy boy gördüğümüz haberler bunlar. Her gün
televizyonlarda izlediğimiz, izlediğimizde içimizde hafif bir ürperti
hissettiğimiz ve cık cık diyerek ve biraz üzülerek kendi hayatımıza devam
ettiğimiz durumlar. Belki de şöyleyizdir ? itiraf edemesek </span><span style="font-size: 14pt;">te</span><span style="font-size: 14pt;"> ? Akşam haberlerinde
tecavüze uğrayan bir kadını izlerken </span><span style="font-size: 14pt;">tv</span><span style="font-size: 14pt;">
karşısında elimizdeki meyveleri soyarken dikkatimizi çeker haber. Pür dikkat
izliyoruz.. Önce vah vah diyoruz ! , sonra iç sesimiz konuşuyor, kim bilir ne
yaptı da tecavüze uğradı ! elbet vardır bir sebebi ! çok şükür </span><span style="font-size: 14pt;">yarabbim</span><span style="font-size: 14pt;"> ne hayatlar var !
halimize şükretmek lazım ! …</span></div>
</span><span style="font-size: 14pt;"><div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">Sonra bir sonraki haber ekranda gözüküyor. Ekranda şirin bir köpek arabaya
oturtulmuş, emniyet kemeri takılmış ve sahibinin komutlarıyla birlikte araba
kullanıyor. </span><span style="font-size: 14pt;">Allahım</span><span style="font-size: 14pt;"> ne enteresan, çünkü
köpek o küçük patileri ile vites bile değiştirebiliyor ! ne müthiş dimi ama </span><span style="font-size: 14pt;">J</span><span style="font-size: 14pt;"> </span><br />
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">Ve hayat devam eder… </span></div>
</span><span style="font-size: 14pt;"><div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">Ta ki, </span><span style="font-size: 14pt;">tv</span><span style="font-size: 14pt;"> de gördüğümüz olaylar
başımıza gelene kadar biz sadece cık cık deriz. Ta ki başımıza gelir. Ve bir
gün bir bakmışız etrafta kimse yok ! çünkü herkes akşam meyvesini soymak ve
haline şükretmekle meşguldür… (üzgünüm </span><span style="font-size: 14pt;">brütüs</span><span style="font-size: 14pt;">) </span></div>
</span><span style="font-size: 14pt;"><div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">Mesela ,otobüste yan taraftaki kız tacize uğradığı gün sesini çıkarmayan kişi,
bir gün kendi tacize uğradığı zaman ve sesini duyurmaya çalıştığında insanların
suratındaki anlamsız baş çevirme hareketlerini görünce şoka uğrar.</span><span style="font-size: 14pt;"> </span><span style="font-size: 14pt;">Ve içinden der ki </span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">“Yazıklar olsun, ne hale geldi bu insanlık
!”</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">Sevgiler,</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 14pt;">“Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar
yüzünden tehlikeli bir yerdir.” ALBERT EINSTEIN</span></div>
<div style="text-align: left;">
</div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt;">C.Y.</span></div>
</span></span><br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-91956649790426520292013-11-03T03:19:00.000-08:002014-01-08T05:46:39.738-08:00YENİ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjirmbvmpuvRcsiQjuSVQ-bQCiM8aM5k7s2AUjjth67NxlIg6QCCmykeU0wttjMC-XcZs3RLl0SFD36OLiOU6R1Mb8vNO0RwzO6W4OO63xKx5jcyFVpe9nLD-qmbCODxI7jbhUPkRufmTAd/s1600/LuckyOptimist.com-love-and-life-quotes-8_large.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjirmbvmpuvRcsiQjuSVQ-bQCiM8aM5k7s2AUjjth67NxlIg6QCCmykeU0wttjMC-XcZs3RLl0SFD36OLiOU6R1Mb8vNO0RwzO6W4OO63xKx5jcyFVpe9nLD-qmbCODxI7jbhUPkRufmTAd/s320/LuckyOptimist.com-love-and-life-quotes-8_large.jpg" height="254" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: Calibri; font-size: 12pt;"><br /></span>
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Bu
yazının arka fonunda, John </span><span style="font-family: Calibri;">Newman</span><span style="font-family: Calibri;">- </span><span style="font-family: Calibri;">Love</span><span style="font-family: Calibri;"> </span><span style="font-family: Calibri;">Me</span><span style="font-family: Calibri;"> </span><span style="font-family: Calibri;">Again</span><span style="font-family: Calibri;"> parçası çalıyor.
Masanın sol tarafında tüten kahve ve ofiste </span><span style="font-family: Calibri;">bıdır</span><span style="font-family: Calibri;"> </span><span style="font-family: Calibri;">bıdır</span><span style="font-family: Calibri;"> çalışan sevdiğim
insanlar var. Kısacası tam olarak olmak istediğim yerdeyim. Saat 7’de uyanmış
olmamın da bu enerjiye bir katkısı olabilir belki de…<br /><br />
</span><br />
<span style="font-family: Calibri;">Bir sabah uyanırsın ve artık bazı şeyler hiçbir zaman eskisi gibi olmaz ya
hani, işte öyle hissediyorum. Sihirli bir değnek değmesi mi, bazı
yaşananların sonucu mu, okunan kitaplar, konuşulan sohbetler mi, izlediğim
filmler mi, gördüğüm yerler mi, karşıma çıkan farklı insanlar mı, yada sadece
derin derin nefes alıp vermek mi ? Sebebini bilmiyorum. Artık sebeplerle,
nedenlerle çokta ilgilenmiyorum çünkü. Sorgulamalarımı azalttım. En güzel
anların içinden kendimi çıkartıp neden-niçin sorularını sorup durmaktan
vazgeçtim birazcık. Artık olmam gereken yerde, beraber olmam gereken insanlarla
olduğumun bilincinde olarak yaşıyorum.</span><span style="font-family: Calibri;"><br /></span><span style="font-family: Calibri;">
“</span><span style="font-family: Calibri;">Herşey</span><span style="font-family: Calibri;"> olması gerektiği gibi
Mükemmeldir” cümlesini o kadar çok tekrar ettim ki, beynim artık buna inancını
kazanmış durumda belki de. Bazı cümleler vardır. Bazı telkinler, bazı kelimeler
sihirlidir. Belki de bu kelimeler sayesinde iyileşiyorum. Yavaş yavaş ve
derinden iyileşiyorum. Cümlelerimden AMA kelimesini çıkartmaya
çalışıyorum. Şikayet etmemeye çalışıyorum. Teşekkür ediyorum. İnsanlara
dokunmaya başlıyorum. Kısaca değişiyorum ve yaşamaya başlıyorum…<br /> </span><span style="font-family: Calibri;"><br /></span><span style="font-family: Calibri;">
Ne hissettiğimi tam olarak ifade edemeyebilirim. Hala kafamın
derinliklerinde sürekli negatif konuşan bir tarafım var. Hala konuşmaya,
direnmeye ve belki de üzerine düşen görevlerini yerine getirmeye çalışıyor.
Garip cümlelerine devam ediyor işte. Cılız da olsa, bazen bağırarak ta olsa
bana negatif sesini duyurma çabalarında. Yılların alışkanlığı var
sonuçta, bir anda gitmesini beklemiyorum. Aslında gitmeyeceğini de biliyorum.
Sadece artık kabullendim. O sesi kabullendim ve onu dinlesem bile inanmamaya
çalışıyorum.</span><span style="font-family: Calibri;">
Hayata karşı kabullenme safhasındayım belki de. Değiştirme gücümün olduğunun
bilincine vardım. Ve değiştiremediğim durumların güzelliğini </span><span style="font-family: Calibri;">deneyimliyorum</span><span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: small;">. Artık bahaneler üretme
huyumu azaltıyorum. Kendimi bu haliyle kabul ediyorum. Şu andaki zaman
diliminde olmam gerekenin en iyi halinde olduğuma inanıyorum. Doğru ve
yanlışlara çok takılmamaya çalışıyorum. Yaşamın getirdiklerini bazen değiştiremeyeceğimin
farkına varıyorum.</span><br />
<br /><span style="font-size: small;">
Yazılacak çok şey var aslında, paylaşmak istediğim çok konu var. Belki başka
zaman paylaşabilirim.</span><br />
<br /><span style="font-size: small;">
Tam olarak anlatamadım galiba dimi ??</span><br />
<br /><span style="font-size: small;">
olsun bu kadarı da bana yeter…</span><br />
<br /><span style="font-size: small;">
Sevgilerimle…</span><br />
<br />
C.Y.</span><span style="font-family: Calibri;"><br /></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-69025636954393238012013-09-18T06:24:00.000-07:002013-09-18T06:24:43.771-07:00HOŞGELDİN <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtOglL75rzYP0PvgrEEUymeR1tchjTgqr8l5b4nW0ShnG6nePtmJjaXuP2fML9v9TwTkAvRozosMti7Wfw0NTDJhp-iVDiy_VBCqvtr0LF5CocjlXRWh7_WmJpvOGc4F4fw80i2sAYrARM/s1600/7057.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtOglL75rzYP0PvgrEEUymeR1tchjTgqr8l5b4nW0ShnG6nePtmJjaXuP2fML9v9TwTkAvRozosMti7Wfw0NTDJhp-iVDiy_VBCqvtr0LF5CocjlXRWh7_WmJpvOGc4F4fw80i2sAYrARM/s320/7057.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Her zamanki gibi internet başında bir yandan işlerimi
tamamlamaya çalışıp bir yandan da diğer ekrandaki puzzle parçalarını
birleştirmeye çalıştığım sıradan bir gün bugün aslında. Havada hafif bulutlar
var ve diyorlar ki “yağmuru getireceğim bir gün, bugün değil belki ama bir gün
getireceğim ve o özlediğin ıslak toprak kokusunu içine çekeceksin” Yani bugünün
diğer günlerden hiçbir farkı yok. Şu dakikaya kadar yoktu demem daha doğru
olabilir belki de…</div>
<div class="MsoNormal">
Bir haber gelir ve tüm duygular içinizde kıpraşmaya ve
coşkuyla dans etmeye başlarlar ya hani, işte öyle bir hal alır tüm içini.
Dışarıdan bakıldığında saçını attığın taraf veya makyajın her günkü gibi aynı
gözüküyor olsa bile, içinde çok farklı bir şey olmuştur, sen fark etmeden, ve
neden bu habere bu kadar etkilendiğini tam olarak anlayamasan bile…</div>
<div class="MsoNormal">
Üniversite yıllarım, güzel yıllarım, kafamda avarelerin
dolaştığı, öylesine yaşayıp geçirdiğim kocaman 5 yılım gözümün önüne geldi. O
zamanlar ki “ben” ne kadar farklıymışız şimdiki “ben”le. </div>
<div class="MsoNormal">
Şimdi diyorsunuz bu kız ne zırvalıyor yine. Bu seferki
hayırlı bir zırvalama ama. Üniversite hazırlıkta saçlarını savura savura
dolanan garip ve aslında “deli” olan bir kız hakkında. İlk gördüğümde içim
ısındı diyemem açıkçası. Hani bazı insanlar vardır diğerlerinden farklılardır
ve onlara bir isim takamadığınız için “deli” der ve geçersiniz. İşte bu yazının
ana konusu o deli kız hakkında…</div>
<div class="MsoNormal">
Anlatacak çok şey var aslında, Odadaki dağınıklığım yüzünden
ceza almamak için yatağımı toplardın mesela, Her gün terapi niyetine bana fal bakardın ve
inanılmaz şeyler anlatırdın. Cin çağırdığımız geceler ne güzeldi, Sınavlardan 3
hafta önce sen çalışmaya başlardın, sürekli özetin özetini çıkartırdın ve ben
sınavdan 1 gün önce senin özetini okur sınavlara girerdim. (Bazen senden bile
yüksek not aldığım olurdu. Ne şerefsizmişim ben şimdi fark ettim. <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">L</span> ) </div>
<div class="MsoNormal">
Kısaca ; Sen ve ben o kadar farklı ve zıttık ki…</div>
<div class="MsoNormal">
Hayal kurardık bazen , yani ben hayal kurardım ve sana da
derdim ki “hadi bi hayal kur” ve sen düşünüp düşünüp uyduruk ve gerçekleşmesi o
kadar kolay şeyleri söylerdin ki ben sana hayretle bakardım. Gerçekçi
hayallerin insanıydın belki de, ayakları yere basan, sağlam ve hayata karşı her
zaman güçlü ve dimdik durman gerektiğini o zamandan anlamıştın demek ki…</div>
<div class="MsoNormal">
Hayatımıza giren herkesin bizlere bir şeyler öğrettiğini
gayet derinden bilen biriyim. Sen benim hayatımdaki 5 yılımda bir çok şeyi
değiştirdin belki de, Ben senin dostundan ziyade çocuğun gibiydim hep.
Alışveriş yapmak, yemekleri hazırlamak, beni bir güzel doyurmak, kılık kıyafet
konularında bana akıl vermek gibi şeyler senin görevin olmuştu hep. Ben ise
senin özetlerinle sınavlara giren, senin yemeklerinle karnını doyuran, arada
bir de “hadi hayal kuralım” diye zırvalayan küçük kız çocuğuydum. Göze kalem
çekme olayını öğrettiğin gün aklıma geldi, hem de kalem değil likitle
öğrenmiştim olayın özünü ustasından. Güzel
günler geçirmişiz. Dolu dolu geçen 5 yıl…</div>
<div class="MsoNormal">
Ve bu deli kadın,bir gün evlendi, bir süredir de hamile, ve
bir erkek bebek bekliyor. Kaç yaşına geldim, ama hala hayatın ne garip olduğunu
çözebilmiş değilim. Yarın güneş ışıkları
doğmaya başlarken, bebeğini kucağına alacak. Belki narkozun etkisiyle biraz
sersemlemiş olacak, öncesinde de biraz korku hissedecek içinde. Bu korku annelere
özgü bir korku sanırım..(O bölüme henüz gelemediğim için bilemiyorum şekerim <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span> )</div>
<div class="MsoNormal">
Ve yarın sabah, sen kucağındaki bebeğe şaşkın bir şekilde
bakıp, hayatın ne kadar güzel ve mucizevi
şeylerle dolu olduğunu tüm kalbinle hissedeceksin. Daha önceki tüm
duygularının hiç birine benzemeyen çok faklı bir duygu olacak içinde. Bebeğinin
kokusu dünyadaki her kokudan daha güzel gelecek… Ve yarından itibaren hayatında
yepyeni ve tertemiz bir sayfa açılacak. Çünkü elinde senin şekillendireceğin
bir insan var artık. Ve hayatının sonuna kadar seni bekleyecek uzun serüvenler bu vesileyle başlamış olacak…</div>
<div class="MsoNormal">
Bu nedenle bugün özel bir gün… Dediğim gibi, derin nefesler al ve ver,
gözlerini kapa, karnına benim için dokun, dua et ve teşekkür et. O’ na geldiği
için ne kadar keyifli olduğumuzu sen anlat olur mu <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></div>
<div class="MsoNormal">
Şimdiden hoş geldin bebek…</div>
<br />
<div class="MsoNormal">
C.Y.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-37940684721418430582013-08-05T02:58:00.001-07:002013-08-05T03:08:28.514-07:00HADİ UÇ !<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRntnCnj481mdv5JQRcV_2kfaA9f8IgHJpOLb_x3RU-bpWPxqAllb4DuyfnzZqyk8qOXTCwxA6klibpI6iMe0iKAO1mrSx-S2fgld_fQj2wWwPI8D8xh_MBHqCtdXQA1-cGv0aFK6M3asj/s1600/Cab-Racing2012-600x403.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRntnCnj481mdv5JQRcV_2kfaA9f8IgHJpOLb_x3RU-bpWPxqAllb4DuyfnzZqyk8qOXTCwxA6klibpI6iMe0iKAO1mrSx-S2fgld_fQj2wWwPI8D8xh_MBHqCtdXQA1-cGv0aFK6M3asj/s320/Cab-Racing2012-600x403.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3D6k2h4hV0eoWSFba8GuiNBJxuVIb8fXnzBxYWF0aALvhE_cP7KBoCbx7D5tS6X7luvA1VXIjfBWieKRlJ-93VjzsncXUBR8vaxAnRcgiVyaNBvt_xmd0BRcK72ikTs5YSO56zVzueQ5d/s1600/1003479_582566451786744_2109836969_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3D6k2h4hV0eoWSFba8GuiNBJxuVIb8fXnzBxYWF0aALvhE_cP7KBoCbx7D5tS6X7luvA1VXIjfBWieKRlJ-93VjzsncXUBR8vaxAnRcgiVyaNBvt_xmd0BRcK72ikTs5YSO56zVzueQ5d/s320/1003479_582566451786744_2109836969_n.jpg" width="212" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Şimdiye kadar bir çok spor dalıyla uğraşmış biri olarak, bu
yeni heyecanımı yazmadan geçersem eğer evrene çok ayıp etmiş olurum sanırım.
Bugüne kadar bir çok şey denedim, daldım, kaydım, windsurf yaptım ve hepsinden
farklı duygular tattım. Yemeğin farklı tatları gibi hepsinin ağızda
bıraktıkları tadı farklı farklı. Ama
hepsi çok güzel. İnsanda hep daha fazlasını öğrenme ve sakatlanma riskini göze
alarak limitlerini zorlama içgüdüsü uyandıran ve garip hormonlar salgılatan
farklı sporlar. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Şimdiyse son yıllarda çokça videosunu izlediğim, yapanların
fotoğraflarına kıskançlıkla baktığım bir sporla tanıştım. Spontone bir Akyaka tatili ve “gelmişken
başlayayım bari” diyen bir iç ses ile kafamda kaskım, can yeleğim ve elimde bar’ımla
kendimi suyun içinde bir uçurtmayı kontrol etmeye çalışırken buluverdim. İzleyen insanda “ben bunu hemen yaparım yeaa”
hissi uyandırsa da o kadar da kolay olmadığının farkına vardım. Her hareketine
anında cevap veren bir uçurtma var karşında ve onunla inatlaşmanın bedeli ağır
olabiliyormuş (Çok bilmiş olan ben bunu deneyimleyerek öğrenmiş oldum) Ben de
onunla anlaşmaya karar verdim. Bazen çok güzel anlaştık ve kiteların arasından
süzülerek gidebildik beraber, bazen de “artık kontrol bende şekerim” Egosuna
kapılıp yaptığım saçma ve gereksiz hareketlerin sonunda beni nasıl havalara
fırlatıp kontrolsüz bir şekilde yere çarpmasına şahit oldum ve kendimden
utandım.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
İlk 2 günlük eğitimimi başarıyla tamamlayarak dönmüş olmanın
verdiği mutlulukla yazıyorum bu satırları. Ah bir de rüzgar düşmeseydi ve ben
boardu ayağıma takıp birazcıkta olsa ilerleyebilme zevkini tatmış olabilseydim
eminim çok farklı şeyler yazıyor olurdum. Bir sonraki derse artık. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Çocukken hiç uçurtma uçurmamış biri olarak, sanırım içimden
uçurtmaya “ben uçamayacaksam o zaman sen de uçma” diyerek bir nevi trip atmışta
olabilirim! Beni uçurmayan uçurtmaya uçurtma demem ben mantığı işte… Çocukluk
rüyalarımı evden okula uçarak gitmek süslemiştir hep. Hep bir uçma isteğim ve atlama iç güdüm olmuş
sanırım. Yürümek güzelde, uçabilir olmak daha güzel olurdu.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Rüzgarla birlikte hareket edebilmek, uçurtmayı ve havayı
hissederek çok ince hareketlerle vücut ağırlığının fazlası güce ulaşıp seni
sudan yükseltmesi, uçurtmaya 8 çizdirmek ve istediğin açılarda hareket
ettirebilmek, istediğin zaman uçurtmayı saat 12ye alabilmek. Suyun üstünde
vücudunu tamamen bırakmış bir şekilde ilerleyebilmek. Tüm bunları yaparken bu
kadar güzel hissedebileceğimi bilemezdim. Henüz kiteboard yapabilen biri
değilim ama bu duygunun içime yerleşmesi yüzünden inanıyorum ki bir sonraki
derste ben bu işi çözerim. Hatta çözdükten sonra uçarım bile. (Ordakiler gibi
havada boardu çıkartıp 2 artistik hareket yapıp boardu tekrar takıp suya
süzülme olayını yapmam için biraz ekmek yemem gerekecek <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span>) ama olsun ben yine de
uçarım..</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Ben derim ki, Gökova Akyaka’da muhteşem bir plaj, havada rengarenk uçurtmalar, muhteşem kumla
kaplı harika bir deniz, arka bölümde buzz gibi bir azmak,güzel ve samimi insanlar, mimarisini
koruyan geleneksel evleri ile muhteşem bir tatili hepimiz hak ediyoruz. Kendini
şımartma aktivitesi de diyebiliriz buna. Bir de Anchor bar’dan sola dönüp biraz
ilerleyince solda göreceğiniz SottoVento adında yeni açılan mekana uğramadan
dönmeyiniz. 3 keyifli insanın işlettiği bu yeni mekan Gökova’ya çok şey katmış.
Muhteşem Pizzaları (benim tavsiyem SottoVento
pizza), ile farklı farklı içkileriyle plajdaki kiteçı arkadaşlarınızla akşam
buluşup güzel sohbetler yapmadan sakın Akyaka’dan döneyim demeyiniz. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Mmm bak yazarken burnumda tüttü her şey.. Çok yakında yine
oralarda olacağım için içimi kaplayan özlem duygusunu hemen uzaklaştırabildim <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Daha yukarı Uçmak dileğiyle…</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Sevgiler,</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
C.Y.</div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-72716755009499738762013-07-29T00:56:00.002-07:002013-07-29T01:32:11.335-07:00SU<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUQCi2kBjQtrfxcbdaBJqy_nL7tKMLYzh_Ny1cVLcy9GrJ9CRa2iBh7n0vmr_vcU1OVmEQ_F5UtvQ9jBjFwNWp7lxKFZwMBNui3g-h38yOmjzfyuaBcBn7JzqN-KlX-np1faA1isxULZ3b/s1600/hq-hd-plaj-sahil-manzara.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUQCi2kBjQtrfxcbdaBJqy_nL7tKMLYzh_Ny1cVLcy9GrJ9CRa2iBh7n0vmr_vcU1OVmEQ_F5UtvQ9jBjFwNWp7lxKFZwMBNui3g-h38yOmjzfyuaBcBn7JzqN-KlX-np1faA1isxULZ3b/s320/hq-hd-plaj-sahil-manzara.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu yazının nedenini henüz çözemedim. Belki de Digitürk müzik
kanallarını dinlerken arka fondaki deniz manzaralarına fazla bakıp hipnotize
olmuş olabilirim. Belki de hayatımda ilk
defa suya bu kadar dikkatli baktığım içindir.
Arka fonda güzel müzikler çalar, koltukta en rahat pozisyonunu alırsın,
kafanda bir sürü düşünce ve hayaller, karşında tv ekranındaki manzara. Denizin kumsalla
oyun oynaması, dalgaların belli ritimlerle gel-gitleri, Deniz suyunun köpürerek
kumsalı ıslatıp en uzak noktaya ulaşma çabası ve görevini başarıyla tamamlayan
suyun geri çekilmesi, bir sonraki hamlenin yetersizliği ve ardından köpükle
birleşen büyük dalganın yeniden aynı noktaya kadar ulaşma başarısı ve
sonsuzluğa kadar uzanan bir döngü. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Sanırım su beni hipnotize etti. Bir günün 5 saatini
ekrandaki farklı su görsellerine bakarak geçirdiğim için suyun hipnotize
etkisini hissettim belki de. Her zaman gördüğüm, daldığım, dokunduğum ve
sevdiğim suyu anlamaya çalışmaktı yaptığım. Suyu kişiselleştirdim belki de,
içindeki canlıları düşündüm. Kenardaki kayaların uzun yıllar sonunda suya göre
şekil değiştirdiklerini fark ettim. Bana çok uzak bir deneyimdi. Suyun yıllarca
bitmek bilmeyen bir döngü ile devinimini takdir ettim. Azimle her an kıyıya
ulaşmasını ve kaya gibi sert bir malzemenin bile kendine göre şekillenmesini
sağladığı için ona saygı duydum. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Ekranda beliren farklı denizler, bazıları sakin ve insanı
kendine davet eden, huzur veren, güvenilir. Başka bir manzarada büyük dalgalar,
rüzgarla birleşmiş, insanı ürküten ve uzak durma içgüdüsü uyandıran, tehlikeli
ve korkutucu. Kıyıya vuran dalgaların şiddeti bile bir çok şeyi ifade ediyor
belki de. Değişen başka bir görüntü, gün
batımında denizin hemen üstünde kızılımsı bir güneş, batmak üzere, aslında çok
yakın ama bir o kadar da uzak. “Sanki ben batıyorum ve hüzünlerinizle sizi baş
başa bırakacağım. Unutmayın ki sabah yeniden doğacağım ve sizi aydınlatmaya
devam edeceğim” der gibi…</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Su gibi olmalı insan. Akışkan, uyum sağlayan, gerçek duygularıyla
korkmadan yaşayabilen. Bazen sakin ve davetkar, huzur saçan. Bazen de
fırtınanın şiddetiyle köpüren, karanlığa gömülen ve tehlikeli. Gel-gitlerinin
farkında olmalı insan, her fırtınanın ve dalgalı günlerin geçici olduğunu, bir
gün yeniden sakin ve huzurlu günlerine ulaşabileceğinin farkına varmalı.
Dalgalarıyla en sert kayanın bile şeklini değiştirebileceğinin farkında olmalı
ama sakinliğiyle tüm doğanın ritmini yavaşlatabileceğini de bilmeli. Bu dünyada
“Hem her şey, hem de hiçbir şey olduğunu” hissetmeli.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Yokluğunun büyük bir
kayba neden olacağını, varlığınınsa büyük bir nimet olduğunu bilmeli. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
C.Y.</div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-68522699271795924242013-06-05T01:45:00.000-07:002013-06-05T05:48:11.488-07:00GÜNAYDIN TÜRKİYE <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR96SJYTNIHj7Agr1tRtSFRYPceEQzk45lES6OYhX5lh8r5t78-aeghGb9ORZGU9RPiXOkjgrtqAIE8IwLxeVYFH8oSBw_9OPAQwoMGedQzMBhioBuexb0OupShhPd2nDHC4W3ZOL0zscA/s1600/tumblr_mnrh19HEpS1rfobizo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR96SJYTNIHj7Agr1tRtSFRYPceEQzk45lES6OYhX5lh8r5t78-aeghGb9ORZGU9RPiXOkjgrtqAIE8IwLxeVYFH8oSBw_9OPAQwoMGedQzMBhioBuexb0OupShhPd2nDHC4W3ZOL0zscA/s640/tumblr_mnrh19HEpS1rfobizo1_500.jpg" width="426" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAx_D-IP0vXGWZTHOvcqkIc7Uj52spgrwDFoiJTDV4botTHVOYrEA5LVvKlcTuzRhee10IKhpOHDHBxA3aJWbfshqU7okTBX6z5hn-UcAB-Gped6KZrpoGiVLt37U8_uG517Km0Ii-c6tK/s1600/954784_390289507756130_861615176_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAx_D-IP0vXGWZTHOvcqkIc7Uj52spgrwDFoiJTDV4botTHVOYrEA5LVvKlcTuzRhee10IKhpOHDHBxA3aJWbfshqU7okTBX6z5hn-UcAB-Gped6KZrpoGiVLt37U8_uG517Km0Ii-c6tK/s320/954784_390289507756130_861615176_n.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKIH_u8FmCJGRL0seRFgB7SqamPXj0uhAbBihpX8QW1fyRmejLZ_0qhgLJ9hhftF-CtAC_wMFOcFJjSBtjypP1OH1PR1qCDWCQ30FNQo1fBeco66iy-7YTIL70eesLrqWOhC4-D_s9Nmg4/s1600/10555_392875354164212_289392221_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKIH_u8FmCJGRL0seRFgB7SqamPXj0uhAbBihpX8QW1fyRmejLZ_0qhgLJ9hhftF-CtAC_wMFOcFJjSBtjypP1OH1PR1qCDWCQ30FNQo1fBeco66iy-7YTIL70eesLrqWOhC4-D_s9Nmg4/s320/10555_392875354164212_289392221_n.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">
Bu sabah çok güzel bir rüya görerek uyandım. Bodrum’dan
rahmetli annem ve bir çok yüzünü hatırlayamadığım insanla birlikte İstanbul’a
gidiyorduk. İstanbul’a vardığımızda devasa merdivenlerin olduğu bir yerlerden
geçip gezi parkına doğru gitmeye çalışıyorduk. Yolda giderken çok gıcık olduğum
birini gazete okuyup yayılmış olarak gördüğümde dürtüp “hadi kalk gidiyoruz”
diyordum mesela. Binlerce insanla beraber korkmadan ilerlerken uyandım… </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Kısaca bu sabah mutlu ve umutlu uyandım. Cüneyt Özdemir dün programında dedi ki, “direnişteki
insanlarla konuşurken, ne durumdasınız ne hissediyorsunuz diye sordum,” “Abi
hepimiz AŞIK olmuş gibiyiz, sabahları heyecanla uyanıp akşamları heyecanımızdan
uyuyamıyoruz, çalışamıyoruz, aklımızda hep gezi parkı var ve bir an önce
işimizin bitmesini ve oraya gitmeyi bekler durumdayız, yolda gördüğümüz herkese
istem dışı gülümsüyoruz ve tanımadığımız herkesle kucaklaşmak istiyoruz. ” diyorlarmış.
Bu süre içinde bir çok video izledim, yazılar okudum, paylaşımlar yaptım ve çok
gururlandım. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">80 kuşağı doğumlu biri olarak şu günlerde kendi tarihimizi
kendimiz yazıyoruz belki de. Bundan yıllar sonra “sene 2013 ve Türk Milleti”
şeklindeki yazılacak tarih bilgilerinin içindeyiz. Yaşıyoruz ve yaşamaya devam
edeceğiz önümüzdeki günlerde. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Hep derim biz Türk’ler çok garip bir milletiz
diye, yıllardır ülkenin başbakanı büyük bir kesimi yok sayarak her istediğini
yaptırabileceğini sandı. Bu ülkede her planını rahatça uygulayabileceğini
düşündü. Kendisi bu fikrine o kadar çok
inandı ki şu anda kibrinden dolayı gözleri göremez, kulakları duyamaz ve
hissedemez bir vaziyette. Bundandır her açıklamasında bozuk plak gibi aynı
şeyleri tekrar edip durması belki de… Bundandır mahalle ağzıyla “%50 yi zorla
evde tutuyoruz” diyerek halkını tehdit etme gafletine düşmesi belki de. Aslında
bundan 1 kaç hafta öncesine kadar bizlerde gücümüzün farkında değildik. Ayağa
kalkmamız gereken o kadar olay geçti başımızdan ve bizler hiçbir şey yapmadan
bekledik. Rehavete kapılmış gibiydik, sanki birinin çıkıp bizi kurtarmasını
bekler durumdaydık. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Sonra bir şey oldu !! Bunca olayda ayaklanmayan halk,
simgesel olarak “birkaç ağaç” için “BİR” oldu. Asla yan yana görmeyi hayal
edemeyeceğimiz kesimler omuz omuza geldi. Hiçbir partinin, ideolojinin çatısı altında
olmadan her kesim bir anda tek “BİR” hale geldi. Sanki Türk Milleti olarak
İnsan ırkının olması gereken en üst düzey haline bir anda ulaştık. Birkaç hafta
önce ayrıştırıldığımız ve “ötekine” nefretle baktığımız günler geride kaldı ve
hepimiz insan olduğumuzu anladık. Empati kurduk. Ve gücümüzün farkına vardık. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Bence çok güzel günler yaşıyoruz. Türk Halkı olarak çok
güzel bir dönemden geçiyoruz. İçimizde sönmeye yakın olan umut ışığı alev alev
yanmaya başladı çünkü. Birkaç çapulcunun başlattığı bu direniş sayesinde herkes
şapkasını önüne koyup düşünmeye başladı belki de ilk defa. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Ben de bu günlerde AŞIK olmuş gibiyim. Tüm gün iş yerinde
işi gücü bırakıp yayınlananları izliyorum. Çıkışta koşarak tv haberlerini
izliyorum. Kasaba meydanındaki kendi çapımızdaki direnişlere katılıyorum, Akşam
yatmadan önce sosyal medyayı takip ediyorum. Hiç tanımadığım, hiç görmediğim
insanların yazdıkları için endişe duyuyorum, hiç bilmediğim insanların
paylaşımlarını yaymaya çalışıyorum, güzel görüntülerle gururlanıyorum, yaratıcı
ve esprili Türk Halkının yaptıkları geyiklere kahkaha atıyorum, sabahları
gözümü açar açmaz twittera bakıyorum, acaba neler oluyor merakıyla. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Bu Aşık olmak gibi bir durum değil de nedir ! sorarım
? </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Gezi Parkı bundan böyle Türk Halkının gücünün simgesidir.
Umudumuz azaldığında, karamsarlığa düştüğümüzde oradaki “birkaç ağacı”
düşünmemiz kendimize gelmemiz için yetecektir. Bundan dolayı birkaç hafta öncesine kadar ki
tüm karamsarlığımı çöpe attım. Ve diyorum ki, Bu millet ve bu gençlik olduğu
sürece Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün
yolundan gitmeye ilelebet devam edecektir. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">Gezi parkında olamasam da kalbim ve aklım Gezi parkındadır… </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large; font-weight: normal;">C.Y.</span></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-26463677898414419222013-04-02T01:54:00.002-07:002013-06-05T01:45:51.271-07:00SESSİZLİK<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhli3KMZ1pdY82Gfsi3zAyAVW14A95Hy4qCxJSurFTzxYlUtEAjXw_WnCfUOxvab_0s3lzCzwuawqSqjaRM42P7t-KQr8ACmKXpIRPwGqreMkou3bh-j8lcVrKOiWmi1n58J45K_rBbbq14/s1600/Sessizlik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhli3KMZ1pdY82Gfsi3zAyAVW14A95Hy4qCxJSurFTzxYlUtEAjXw_WnCfUOxvab_0s3lzCzwuawqSqjaRM42P7t-KQr8ACmKXpIRPwGqreMkou3bh-j8lcVrKOiWmi1n58J45K_rBbbq14/s320/Sessizlik.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Büyükada’daki Aya Yorgi yokuşunu bilen bilir. Yeşillikler içinde uzanıp giden güzel bir yoldur. Ve bana söylenen rivayete göre yokuşun başında dileğini dileyip yokuşun sonuna kadar hiç konuşmadan çıkabilirsen dileğin gerçek olurmuş. Ben de ne var ki bunda demiştim. Alt tarafı bir yokuş çıkıcam ve ağzımdan çıt çıkmicak. “Bu ne kadar zor olabilir ki ?” diye ukala bir gülüş atmıştım. Bu benim için resmen çocuk oyuncağı…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Başladım yokuşu çıkmaya. Doğanın güzelliklerini görmeye çalışarak, gülümseyerek, etrafa baka baka ilerledim. Sağda solda yazan tabelalar gözüme ilişti. O kadar komikti ki arkadaşıma “yazıya bak” demek istiyor ve diyemiyordum. Göz göze gelmemeye çalışıyordum. Çünkü göz göze gelirsem dayanamaz kahkahayı patlatır ve o tabela yazısı üstünden geyik çevirmeye başlardık bir kere. Devam ettik. Sigaranın da etkisiyle nefes nefese kalmıştım bir kere. Ağzımı açıp “off çok yoruldum, şiştim” diyebilmeyi bu kadar çok arzu edeceğimi bilemezdim… Derken yağmur çiselemeye başladı. Ama tüm vücut direncim ve zorlu aktivitem yüzünden sıcak basmalarına mağruz kaldım. Ceketi çıkardım aldım elime. Ahmak ıslatan yağmurun altında gözlerimi yerdeki Arnavut kaldırımlarına odaklamış bir şekilde ilerliyordum. Arada kafamı kaldırıp baktığımda hala yolun sonu gözükmüyordu. Arkadaşıma dönüp “daha çok var mı?” diye soramamak ne zor bir şeymiş. Yapmamam gereken bir aktivite olduğu için aklıma gelen yüzlerce repliği kovalayıp “sonra gelin” demek ne zormuş meğersem. Benim gibi yapma denen şeyleri yapmaktan gizli bir zevk alan biri için konuşmama eylemi ne zormuş meğersem. Ama bir kere çıktık bu yola. Artık geri dönüşü yok. Ağzımı açarsam bir kere o zaman dileğim çöpe gidecek. Bunca yolu boşu boşuna çıkmış olacaktım.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kafamdaki ses sürekli konuşup beni zıvanadan çıkarma noktasına getiriyordu. Her zamanki görevlerini yapıyorlardı aslında. Bir taraf “sakın pes etme, devam et” derken diğer taraf bacak bacak üstüne atmış omzumdan bana ukalaca sırıtarak “ hadi kasma kendini, boşver ne var başaramamış olursun en kötü” diye konuşup dururlarken ayaklarımın, nefesimin ve vücudumun direnci gittikçe beni zorlamaya başladı. Sanki “of çok yoruldum” desem bir 50 mt’lik daha enerji depolayabilecekmişim gibi hissediyordum.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Derken yolun sonu gözüktü. Yolun sonunu ve o kiliseyi görmekten bu kadar zevk alacağımı bilemezdim. Ve yokuşun sonundaki yoldan çıktığımda tarif edemeyeceğim garip bir mutluluk, huzur ve dinginlik hakimdi üstümde. Artık ağzımı açıp konuşabilirdim ! Ama garip bir şekilde ikimizde ağzımızı açıp tek kelime bile etmeden sessizce kiliseye girdik. Mumlarımızı aldık. Dualarımızı okuduk, dileklerimizi tekrar ettik ve mistik bir havada dışarı çıktık. Manzara çok mu güzeldi yoksa içimden çıkan enerji yüzünden mi bu kadar büyülenmiş hissettim kendimi bilemiyorum…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">O gün yaptığım bu farklı deneyim benim için bir ilkti ve dönem dönem gerçekleştirmek üzere bir kenara not etmiştim. Ne zaman beynim hata raporu gönderirse, dışarıdan ve içeriden gelen fazla sesler kafamı allak bullak etmeye başlamışsa, ne zaman dönüp dolaşıp aynı yere geldiğimi hissettiğim bir döngünün içinde kendimi bulsam. Hep bu ritüel aklıma gelir ve ben kendimi sessiz moda alırım. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Sessizlik en zor aktivitelerden biri bana göre. Artık konuşmanın anlamsız kaçtığı durumlarda uygularım. Uzun zamandır konuşmuşumdur ve anlatmışımdır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ne karşı taraflar beni anlamıştır ne de ben kendimi tam olarak anlayabilmişimdir. Sonuçta beyin bu ! Bir çok dış etken yüzünden çöplük haline gelir dönem dönem. Nasıl vücuda detox yaparız, beyne de yapmak lazım. Onunda arınmaya ve sesleri susturup içgüdülerini dinlemeye ihtiyacı vardır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Önümüzdeki günlerde doğru-yanlış kavramlarıyla ilgili, ya da hayatın herhangi bir bölümüyle ilgili konuşmayı ve paylaşmayı düşünmüyorum. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Sessizlik güzeldir… <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İnsanın içine dönmesi daha da güzeldir… Ve en güzel anlar zorlu sessizlik anlarından sonra içinde hissedilen huzur ve dinginlik duygusudur. Güneşe suratını verip bir anlığına sıcaklığı hissetmek kadar kısa ve mutluluk vericidir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">C.Y.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-62805904238887468782013-03-12T06:49:00.001-07:002013-04-02T01:55:10.623-07:00KRONIK<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwoH07vaCnGDVyo4SW7sFg2_OUmHchRc_6__kEUJc5doS5l1sLd-OHzixTaNluDZ8KGYU5SISOkWcCmtzfeNetCSOZp5EMQoZPT6r-OFiRQGeCTrtn6dPyEojOM49jlLV3W55GoZfbPd4D/s1600/155.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="205" psa="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwoH07vaCnGDVyo4SW7sFg2_OUmHchRc_6__kEUJc5doS5l1sLd-OHzixTaNluDZ8KGYU5SISOkWcCmtzfeNetCSOZp5EMQoZPT6r-OFiRQGeCTrtn6dPyEojOM49jlLV3W55GoZfbPd4D/s320/155.JPG" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">Güzel müzikler dinliyorum hergün, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bir çok güzel kitap okuyorum aynı anda, güzel yemekler pişirmeye çalışıyorum kendime, güzel olan şeyler yapıyorum kendimce. Sabahları ve akşamları mutlu olma ritüellerimi yerine getiriyorum. Bu dünyada ne kadar güzel şey var böyle, </span><span style="color: #2a2a2a; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Tahoma; mso-hansi-font-family: Calibri;">Ne güzel öğretiler var şu evrende. Ne güzel özlü sözler var. Hayatın anlamını aktaran, özetleyen bir çok güzel cümle var. Bir çok kitapta bana iyi gelen yüzlerce cümle var. Hergün kafamda yanan ampullerle kumdan kalemi yapıyorum sanki. Özenle kumları kovama doldurup güzel güzel kalemi tamamlamaya çalışıyorum. Ve sonra ne mi oluyor ? Bir dalga gelip tüm kalemi sulara gömüveriyor… Ya da aniden çıkan bir rüzgar uçuruveriyor uzun zamandır üstünde çalıştığım sanat eserimi…<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="color: #2a2a2a; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Tahoma; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">7 yaşımda olsaydım herhalde oturup ağlayıp zırlardım. Zamansızca gelen dalgadan veya gereksizce esen rüzgardan şikayetçi olurdum. Belki annemin yanına gidip eteğinden çekiştirip başıma gelen olayın korkunçluğunu, ağlayarak anlatıp bana yardım etmesini isterdim. Ama artık çocuk değiliz. Ve derdimizde kumdan kale yapmak falan değil artık.. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="color: #2a2a2a; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Tahoma; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">Bizim derdimiz ne peki ? Bana göre en büyük derdimiz “kendimiziz” Bu model üretim bayanların en büyük derdi kendileriyle. Belki dışarıdan gözüken başka dertler olabilir. Ama o görünenlerin hepsi bana göre palavra. Sadece tiyatro ekranındaki dekor gibi işte. Gerçek derdi gizlemek için süslenmiş bir sahne de diyebiliriz. Bir kızın kendinden daha büyük ne derdi olabilir ki ? Kafasında konuşup duran o iç sesinden daha fazla ses çıkarabilecek bir topluluk var mı ki bu dünyada ? Biz bu nesil ve bundan sonraki gelecek nesiller olarak “kendiyle savaşanlar” olarak yeni bir çağ başlattık belki de. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">Psikoloji, kişisel gelişim, yaşam koçluğu gibi uzmanlık dalları da bu çağın bir sonucu olarak popüler birer meslek oldular. Sayemizde yeni bir endüstri başlamış oldu. Bizler için yeni ilaçlar, yeni kitaplar ve yeni web sayfaları hizmete konmakta. Kuaför salonları gibi her yeni gün yenileri ekleniyor bu furyaya. Arz talep doğrultusunda bir hizmet sektörü var sonuçta. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">Etrafımızda bir sürü güzel, başarılı, eğitimli, aklı başında ve hayattan isteyebileceği her şeye sahip bir çok bayan var. Aslında hepimiz istisnasız olarak her şeye sahibiz. Ya da henüz sahip olmadıklarımıza sahip olma gücüne sahibiz diyebilirim. Peki bu bayanlar olarak neden hala dönem dönem kronik olarak mutsuzluk çığlıkları atıyoruz. Neden güzel olan cümlelerimizin başına “aslında” veya “ama” kelimelerini illa ekleme ihtiyacı duyuyoruz. Neden yüzde 80 mutluluk durumunu az görüp yüzde yüz mutluluğu yakalayamadığımız için küçük kız çocukları gibi ağlayıp zırlıyoruz ?<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">Diğerlerinin nedenlerini bilemem ama benim gözlemlerime göre “Ruhun açlığı” sendromunu yaşıyoruz. “Herşey aslında tam olarak olması gerektiği gibi” durumunu kabul edemiyoruz bir türlü. Ve hep “ bir şeyler eksik” hissi yaşıyoruz içimizde. En güzel yemekteki “bir şeyler eksik” hissi çok önemli değildir. Ama mevzu bahis hayatımız olunca “bir şeyler eksik” hissi ciddi bir duruma dönüşebiliyor. Bu eksik olan şeyin tam olarak ne olduğunu henüz keşfedemedim. Olurda bir gün keşfedersem dünya ile paylaşmaktan onur duyacağım </span></span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span><span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">O güne kadar açlığımızı gidermek için kuaföre gitmeli, belki cicili bicili alışverişler yapmalı güzel şeyler yapmalı ve kendimizi şımartmaya devam etmeliyiz. Şimdilik kendim için yapabileceğim en önemli şey : <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu model üretimlerde bu tarz üretim hatalarının normal olduğunu kabul etmek olur sanırım. Belki hiçbir zaman bir erkeğin dingin ve huzurlu gözlerle baktığı gibi dünyaya bakamayabilirim. Çünkü komplike ve gürültücü bir yaratılışımız var. (Sorun şu ki ideal birey bu son cümlenin sonuna konan nokta işareti ile olayı kapatır. Oysa biz bayanlarda bu biraz zor çünkü o nokta yerine virgül açıp NEDEN biz öyle bakamıyoruz yaww diyerek bir ses beynin sağ lobundan gereksiz yere çığrınmaya başlıyor bir kere </span></span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span><span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">)<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">Ya da bu dünyada böyle olan bir ben varımdır.. bilemedim bak şimdi :/<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;">C.Y.<o:p></o:p></span></span></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-56770223301094461872013-02-01T03:49:00.000-08:002013-02-01T03:49:22.297-08:00DÜĞÜN<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVAF2bm5P8rQ58gE4eQc2exMPf4whDr5esHTfrtrtb87x2jNuFD1iZ5tjFfxiRFfBOwtWsc4mTHDHnw_24WGS-IIkmqtu2vq3I6NCkX3jnsJmwLCQJ2fmfBKIb_WBq8NAq6WeH7ZVi_uuW/s1600/gelin+damat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" ea="true" height="230" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVAF2bm5P8rQ58gE4eQc2exMPf4whDr5esHTfrtrtb87x2jNuFD1iZ5tjFfxiRFfBOwtWsc4mTHDHnw_24WGS-IIkmqtu2vq3I6NCkX3jnsJmwLCQJ2fmfBKIb_WBq8NAq6WeH7ZVi_uuW/s320/gelin+damat.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bu yazı yazılması gereken bir yazı. Bugün çok farklı, diğer günlerden çok daha anlamlı bir gün sanırım. Sanki yazmazsam çatlarım gibi hissediyorum. Sabahtan beri içim kıpır kıpır, bir heyecan bir coşku, garip garip başka duygularda var tabii ki, tüm duygular hep beraber dans ediyorlar sanki.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Neden mi böyle hissediyorum. Çünkü 15 yıldır yan yana yürüdüğümüz dostum bugün evleniyor. Yani şaka gibi ama bugün sen evleniyorsun. Garip ama gerçek. Lise yıllarında düşmanlıkla başlayan bir dostluktu hatırladığım kadarıyla. Ama birbirimizin suratına senden hiç hoşlanmıyorum diyebilecek kadar da nettik<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ve bu dostluğun en önemli sırrı da bu netlikti sanırım. 15 yıl uzun bir süre ( ki 15 yıl olduğunu şimdi hesap ettiğimde öğrendim). Hani derler ya bazı anlarda tüm anılar film şeridi gibi gözünün önünden geçerler. İşte bana da bugün aynen öyle oluyor. Ne çok anı biriktirmişiz yeni fark ediyorum. Ne kadar çok konuşmuşuz, paylaşmışız, dertleşmişiz.. Garip bir hatıra aslında ama şimdi aklıma geldi. Bir kış akşamı ne yapacağımıza bir türlü karar veremediğimiz için arabayı “İmbat sitesi” tabelasının olduğu yol kenarındaki bir boşluğa çekip anlamsızca saatlerce orada takılmıştık. Mekan, müzik, manzara gibi detaylara çok takılmamışız anlaşılan. Birbirimize anlattıklarımız ne kadar bitmek bilmez konularmış acaba ki yıllarca anlatmışız. Dinlemişiz ve bazen de hayret etmişiz. Ve en önemlisi de gerektiğinde susmayı da becerebilmişiz. Bu günlere güle oynaya da gelmedik tabii, arada hayatın getirdikleri, farklı yollar, farklı seçimler gibi tezatları da yaşadık. Sonra baktık ki bakış açıları iki tarafında değişmiyor seçimlere saygı duyma bölümüne geçerek farklı bir aşamaya geçmişiz.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bugün ben evleniyor olsam nasıl hissederdim bilemiyorum. Ama bunun gibi heyecanlı olacağımı hissediyorum. Bu <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>özel gün hakkında detaylı olarak konuşmamıştık aslında. Bizler kızsal muhabbetleri pek sevmezdik sanırım. Ben onun gelinlik modelini, saçını nasıl istediğini veya evini nasıl dekore edeceğini hiç bilmedim. O da bu konularla ilgili benim düşüncelerimi hiç bilmedi. Çünkü bunlar belki de bize göre ıvır zıvır şeylerdi. Ivır zıvır konular yerine daha anlamlı ve manevi konulardan konuşmuşuz demekki. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Aslında uzun bir zaman ona gıcık ta olmuştum. Ki bunu ona karşı da hep söylerdim. Çünkü o sınıftaki çalışkanlığıyla annemin sürekli bana örnek gösterdiği kızdı, Sınıfın arka bölümünde oluşturduğumuz muhteşem oturma düzeni sayesinde komple bir sıranın derslerden geçmesini sağlayan kızdı. Öyle gıcıktı ki önce tüm soruları bitirir sonra da gururla kenara yaslanıp kopya düzeneğinin başlamasına izin verirdi. Tanıştırdığım tüm insanların çok sevdiği bir kızdı. Hatta benden bile daha çok severlerdi. (Bugüne kadar bir kişiden bile negatif yorum almamış olmam gerçek dışı gelirdi açıkçası) Güçlüydü hep, sakin, soğukkanlı, panik ortamında sükunetiyle her şeyi halledebilecek bir insan gibi dururdu. Şimdi anladım ki ne kadar farklıymışız aslında. Ben tembel o çalışkan, o sevilen ben gıcık olunan, ben panik o sakin gibi gibi.. Bu farklılıklardan birbirimiz için gerekli bölümleri alabilmişiz belki de.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bu belki de bir teşekkür yazısı bilmiyorum. Çünkü dostluğun ne kadar önemli ve zor olduğunun artık anlaşıldığı bir çağdayız. Çabuk tüketme alışkanlığımız ile insanlarla çabuk iletişim kurup henüz bir bağ kuramadan çabucak uzaklaşabiliyoruz. Küçük ve anlamsız gelen konular yüzünden insanlar birbirlerinden uzaklaşabiliyorlar bu devirde. Düşünsene ben sana “cevapsız mektuplar” başlığıyla belki de 100’e yakın mail attım. Bu maillere ortalama 15 cevap geldiğini var sayarsak bu devirde senin ve benim dostluğumuzun hala devam etmesi bile bir mucize. Çünkü karşılıklı yapıyoruz belki de artık birçok şeyi, aradı aramadı, geldi gelmedi derdimiz olmadı bizim. Aylarca birbirimizden haber almasakta bir taraf “hadi şunu yapalım” dediğinde diğer taraf mutlulukla “ok çıkıyorum” diyebilecek insanlardık biz. Aylardır niye arayıp sormadın triplerine gerek yoktu. Çünkü bilirdik ki arayıp sorma ritüeli bir dostluk için olmazsa olmaz değildir. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Hayatım boyunca randevularına geç geldiğini de söylemeden edemiyeceğim. Hayatta beklemek ve bekletmekten nefret eden beni bile yıllardır bekleterek<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>törpüledin belki de. Ki başkası olsa hayatta beklemezdim biliyorsun. </span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span><span style="font-family: Calibri;"> Büyük ihtimalle bu akşamda düğün salonuna geç geleceksin. Ve sanki her şey tam olması gereken zamanda olmuş edasıyla yürüyeceksin salonda. Yapman gereken ritüellerden dolayı sıkıntı duyacaksın ve belki de içinden bitse de gitsek diyeceksin </span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span><span style="font-family: Calibri;"> </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Sana yıllardır söylediğim şu konuya gelirsek eğer.. hani derdim ya hep “Eğer olurda benden önce evlenirsen seninle görüşmeyi keserim” diye. Sende utanmadan kıkırdardın karşımda, Hah işte o konuyu tekrar düşündüm ben, ve kararımı verdim. Bir 15 yıl daha belki katlanabilirim sana, ne de olsa artık uzakta olacaksın. Ben istediğim şekilde gezip tozarken sen ev temizleyip, bulaşık yıkayıp, ütü yapıp, her gün yemek yapıp (ki bu en zoru) bir de bebeklerinin altını değiştirirken çığlıklarını susturmaya çalışırken beni hatırlarsın belki de<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>:P <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Gözümde canlandırdığım halini görebilseydin belki de bir kez daha düşünürdün </span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bana göre evlilik hayattaki en büyük kumardır. Ve sen büyük bir cesaret örneği göstererek bu kumar masasına oturmak üzeresin. Ama ben eminim ki elin nasıl olursa olsun sen bu oyunu da kazanabilirsin</span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span><span style="font-family: Calibri;"> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sana oyunu nasıl oynaman gerektiği hakkında taktikler verebilmeyi çok isterdim. Ama sanırım bu konu hakkında taktik verebilecek en son kişi ben olurum :P</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Kısaca 15 yılın ardından hala seni seviyorum, Yarım ağızla değil de tam olarak mutluluk diliyorum. Umarım hayalini kurduğun güzel bir yuvan olur ve çoluklu çocuklu yaşlanıp gidersin </span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span><span style="font-family: Calibri;"> Ve son bir dost tavsiyesi: sakın hayatın ve İstanbul’un ve evliliğin keşmekeşine kapılıp hayatın “anlam ve önemini” unutma…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">C.Y.</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-35547759530224112922013-01-10T06:30:00.000-08:002013-01-10T06:34:38.199-08:00KENDİME NOT !<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizkcUiynXjMd5VCpwqnCsAw-R6PKSKke5-Hf5gnBgbLVZ62IHd1hD-xAlx8D74qKiSB3sXwu5C9wGhk87kwBDyCM0fXFTXyqbHkdoALR0Qsvo8iCn7-LrXJqJnD7vJcPmj_VzsNEReQZO0/s1600/believe1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" eea="true" height="236" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizkcUiynXjMd5VCpwqnCsAw-R6PKSKke5-Hf5gnBgbLVZ62IHd1hD-xAlx8D74qKiSB3sXwu5C9wGhk87kwBDyCM0fXFTXyqbHkdoALR0Qsvo8iCn7-LrXJqJnD7vJcPmj_VzsNEReQZO0/s320/believe1.jpg" width="320" /></a></div>
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Gülümse, az konuş, yorumun istenmediği sürece yorum yapma, insanları eleştirme, öğrenmen gereken derslere odaklan, sorunları içinde çözmeye çalış, ortada bir kaos olduğu zaman sabırlı ol, gerektiğinde ağla, kendine özen göster, telefonunun alarm bölümüne seni motive edecek yazılar koy, sabah kalktığında kendine 1 dk ayır ve gün için seçimde bulun, şikayet etmenin çözüme bir fayda sağlamadığının farkına var, içinde bu kadar çok duygunun konduğu canlıların kusurlu olabileceğini unutma, empati kur, sokakta gördüğün kedi ve köpekleri sev, mutfak camına gelen beyaz kedi ile arkadaş ol, arada kek yap, kendini ödüllendir, hiç yapmadığın bir şeyi denemeye çalış, sevdiğin yemekleri aşkla ye, kış günü sırf sevdiğin için buz gibi su iç, bir durum olduğunda aramaktan çekinme, istediğin bir şey için elinden gelen mücadeleyi göster, gösterdiğin mücadelenin sonunda hala olmuyorsa zamanında vazgeçmeyi bil, senin mutluluğun olmazsa başkalarını da mutlu edemeyeceğini bil, kitap oku, şömineyi dürt, hayal kur, yatağa yattığında için içini yiyen ve vicdanını rahatsız eden bir durum var mı kontrol et, eğer varsa sabah ilk iş çöz, yalan söyleme, inişlerin ve olumsuzlukların da bir amacı olduğunu unutma, derdin boyunu aşmışsa tak kulaklığını sokağa çık ve ciğerlerinin el verdiği kadar koş, yağmurda ıslan, Üşüdükten sonra sıcak yatağa girdiğinde mutlu ol, yaptığın keki tepsiye döktükten sonra mutlaka tabakta kalanları kaşıkla , örgü ör, çekirdek ye, çocukken mutlu olduğun anılarını hatırla, ne olursa olsun gülümse, hatanın insanlara özgü olduğunu unutma, her şeyin olasılık dahilinde olduğunu bil, mucizelere inan, kendine saygı duy, sabah mutlu olarak gittiğin işi yap, yatağa yattığında günü sıfırla, başkalarının ne dediklerine çok takılma, bir şeyi 3 kişi söylüyorsa dikkate al, kendine ölmeden önce yapılması gerekenler listesi yap, seyahate çık, gördüğün resimleri değiştir, insanları dinle, derdin olunca içinde tutma, içgüdülerini dinle, meditasyon yap, sağlığına dikkat et,hatalıysan özür dile,makyaj yap, her derdin geçici olduğunu bil, uçaktan atla, denizin dibine dal ve gözlerini aç, sorunların tek çözüm kaynağının kendin olduğunu bil, karar verip adım atmanın bir şeyi başarmanın yarısı olduğunu unutma, başkalarının hikayelerini dinle, güzel filmler izle, her an her şeye yeniden başlamaya gücün olduğuna inan, affet, kendini şarj et, müzik dinle, rüyalarını hatırlamaya çalış, iniş ve çıkışların olduğunu unutma, aşık ol, sevdiklerine zamanında sevdiğini belli et, dua et, dipteysen çıkışın olduğunu bil, zamanı dolan ilişkilerine veda etmeyi bil, kendine ve diğer insanlara değer ver, sosyal ol, gülümse, her gün en sevdiğin oyunu en az 25 dk oyna, olayları kurgulamak yerine muhatabına sor, biriyle derdin varsa derdini çöz, buzdolabındaki çürükleri atmayı unutma, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yıllar önce okuduğun kitabı bir daha oku, sorunlara farklı bakış açıları ile yaklaş, insanlara saygı duy ve onları anlamaya çalış, hedefler belirle, kimseyi değiştiremeyeceğini bil, karar ver, enerji akışına inan, ara sokakları keşfet, boş boş bir manzaraya bak, mutlu olmadığın insan ve ortamlardan uzak dur, canlıların ölümlü yaratıldıklarını unutma, bitişlerin başka başlangıçlar için iyi olduğunu anla, planı gözlemle, negatif insanlardan uzak dur, 1 yıl önce olduğun yerde olma, haberleri çok sık izleme, kahveyi azalt, içinden gelmeyen şeyleri mecbur kalmadıkça yapma, sigarayı bırak, doğru ve yanlışların olsun, telefon ekranındaki görüntüyü arada değiştir, adrenalini sev, gözlem yap, başkalarını dinle ama kimseye körü körüne inanma, mantıklı olmaya çalış, her acının geçtiğini hatırla, düştüğün zaman gülmekten vazgeçme, saygı çerçevesini geçmemeye çalış, mesafeleri ayarlama gücün olsun, kendine yer aç, birilerine yardım et ve karşılık bekleme, inanmaktan vazgeçme, fotoğraf çek, bilmediklerini araştır, sinirliyken tartışma, hayatın çok ta adil bir yer olmadığının farkında ol, her şeyin bir çözümü olduğunu unutma, her ay dolunaya bak, terasta daha çok vakit geçir, merakını kaybetme, insanları gözlemle, sana uymasa bile sevdiklerinin kararlarına saygı duy, mutlu eden şeyleri yap, haftada bir içki iç, bağırarak şarkı söyle, içindeki çocuğa iyi bak, sevdiklerinin gitme ihtimallerini unutma, herkesi mutlu edemeyeceğini bil, kimseyi mutsuz etme, aşık ol, derin nefes alıp ver, güneşin tadını çıkar, ruhuna dikkat et, hayatın için dua et ve her gün şükret !!</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">C.Y.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-7645277197898624372012-12-05T01:18:00.001-08:002012-12-05T01:18:08.700-08:00SAF <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-NxIzrr3riNoGih8-WLp1mqiplrwRpJ_amZHSUl-q-USPj1H8DEmiQkC_baR7EkM5bT1EoElYHsgtGWGHC2GES_dy-NJKlemnLg3zn_Mtk2n5nIDVpu005yS-FX1Wq3uCiSM58LSDlbof/s1600/untitled.bmp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" nea="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-NxIzrr3riNoGih8-WLp1mqiplrwRpJ_amZHSUl-q-USPj1H8DEmiQkC_baR7EkM5bT1EoElYHsgtGWGHC2GES_dy-NJKlemnLg3zn_Mtk2n5nIDVpu005yS-FX1Wq3uCiSM58LSDlbof/s320/untitled.bmp" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Farkındayım, Hep bir Yol’dan bahsediyorum. Gitmekte olduğum, yürümeye çalıştığım ve anlamaya çabaladığım bir yolda olduğumu hissediyorum çünkü. Son zamanlarda dışarıdan çok dengesiz ve deli gibi gözükmüşte olabilirim. Belki de delirdim ama haberim yoktur. Bir kitapta okumuştum. Kitabın ana karakteri, Deli kardeşine delirmenin nasıl bir duygu olduğunu sormuştu. Sözde deli olan kardeşi de “ tam olarak bir şey hissetmiyorsun, aslında her şey tam olarak olması gerektiği gibi geliyor da diyebilirim” demişti. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Dediğim gibi belki de hiçbir şey hissetmeden, çaktırmadan delirmişimdir. Olamaz mı?</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bu bloga hayatımın sadece önemli dönemlerinde yazı yazıyorum. Ortalama 1 yıllık bu süreçte toplam 130 adet önemli dönem olmuş benim için.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Belki hepsi çok önemli değildi ama en azından toplam 130 günüm diğer günlerden biraz daha farklı bir duygu hissederek geçmiş. Yani aslında istatistik olarak kötü bir durumdayım. Demek ki bir yıl içinde 235 günüm duygusuzca ve öylesine geçmiş..</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Aslında söylemek istediklerimi anlatmayı başarabilecek miyim bilmiyorum. En azından anlatmaya değer olduğuna inanıyorum. Bence günümüzde insanlığın en büyük yanlışı kavram kargaşası yaşamasıdır. Kavramlar, sebepler ve sonuçlar ve ulaşılması gereken ödüller, çekilmesi gereken cezalar gibi kavramlara o kadar çok takılı kalıyoruz ki, tam olarak duygularımızı umursamaz bir hale gelmişiz belki de. Çünkü hayatta öğrenmişiz ki her şeyin bir sonucu ve karşılığı vardır. Manevi değerlerden çok kazanılması gereken bir savaş olarak görüyoruz belki de hayatımızı. Bir yolda yürürken yoldan şikayet ediyor ve ancak ulaşmamız gereken yere ulaştığımızda mutlu olabiliyor veya ulaşamazsak mutsuz olabiliyoruz. Ama önemli olan bölüm ulaşılması gereken bölüm değil içinde olduğumuz ve her gün deneyimleyerek yaşadığımız hayat aslında.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Duygularımızı hiçe sayarak, mantıkla ilerleyen, yüzeysel insanlarız artık belki de. Çünkü zamanında öğrenmişiz ki, duygular bizi altüst ederler sadece. Onları dinlemek, hissetmek sadece bizi yanlış yollara götürür. Duygular insanı zayıflatır ve hatta bazen küçük bile düşürebilir. Çünkü artık yüzeysel bir toplumuz. Seven ve değer veren insanlar var etrafımızda. Bizim de sevdiğimiz ve değer verdiğimiz birileri vardır elbet. Ama sorun şu ki sizi seven bir insan size gülümsemeyi bıraktığında veya sizin doğrularınıza ters düşerse de yine onu sevmeye devam edebilir misiniz? Sizden beklenen hareketi göstermediğiniz zaman da sevmeye devam edeceğine inanıyor musunuz halen ? </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Sizin gösterdiğiniz kadar değeri karşı taraftan görmediğiniz zaman sevgi kefelerini hemen ölçüp biçip onun artık sevilmeye değer biri olmadığına kanaat getirmiyor musunuz hemen? Bence bunu hepimiz yapıyoruz. Bize gülümsemeye devam ettikleri sürece insanları sevmeye devam ediyoruz…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Benim anlatmaya çalıştığım sevgi daha farklı aslında. Örnek vermek gerekirse ;Ben bir annenin çocuğuna duymuş olduğu saf sevgiden bahsediyorum aslında, Sen ne yaparsan yap, nasıl davranırsan davran seni sevmeye devam edecek kadar büyük bir sevgiden bahsediyorum. Çünkü bir annenin çocuğuna duyduğu sevgide en büyük faktör çocuğun davranış şekillerinden çok, o çocuğun anneye hissettirdikleridir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yani buzdağının görünmeyen kısmı bizim Hislerimizdir…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">C.Y.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-17287765045333669892012-11-20T04:14:00.000-08:002012-11-20T04:14:01.039-08:00DURUM RAPORU<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiGchC04DArOSlBxPLLKgUceSyZ_QOwP0RtBMHcNiuSwIh5MqQjWfcwP3tSMGKhXOVnT5GnySyT6HhmbEPtjQ7KQ-PLlU9lHqVYMv7TWy2Rl5zi6yNx5JkQVKsaDKj86DiKdDdPK9oDLCM/s1600/166.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="228" rea="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiGchC04DArOSlBxPLLKgUceSyZ_QOwP0RtBMHcNiuSwIh5MqQjWfcwP3tSMGKhXOVnT5GnySyT6HhmbEPtjQ7KQ-PLlU9lHqVYMv7TWy2Rl5zi6yNx5JkQVKsaDKj86DiKdDdPK9oDLCM/s320/166.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bir süredir iyi değildim. Uzun bir zamandır kendimle ve hayatla savaş içindeydim. Sürekli kavga ediyor, isyan ediyor ve hiçbir şeyi değiştiremediğim için de her şeye küsmüştüm. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kitap okuyamaz hale gelmiştim mesela, çünkü kafam başka yerlerde olduğu için okuduğum satırları tam olarak anlayamıyordum. Film izlemekten de sıkıldım. Hiçbir film yeterince güzel gelmiyordu. Eskisi kadar makarna bile pişirmez olmuştum. Çünkü ne yaparsam yapayım bir şeyler eksik hissi oluyordu içimde. Bu değil, bu da değil şeklinde sabahları uyanıp akşamları erkenden yatağa gidiyordum. Belki bir sabah uyanınca bu durum değişir ve “işte bu” diyebileceğim bir ampul yanar diye bekledim. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Defalarca bilgisayar başında bomboş bir sayfaya baktım örneğin. Yazmak ve derdimi anlatmak istedim. Ama beynim o kadar gürültülüydü ki tam olarak nerden başlamam gerektiğini bilemediğim için sayfayı kapatmak zorunda kaldım. Birilerinin karşısına geçip yaptığım konuşma repliklerimi defalarca tekrar ettim beynimde. En ince ayrıntısına kadar kurguladım ama sonra “ne gerek var” diyerek onları da rafa kaldırdım.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bu sabah bir şey oldu... “Artık kabul et Kaybettin” diyen iç sesime sakin bir şekilde “Evet sanırım Kaybettim” diyerek cevap vermişim. Bunu bilinçsizce yaptığıma eminim. Çünkü uzun zamandır “Kaybetmedim daha” diyerek kafa tutmaya çalışıyordum. Daha bitmedi, henüz değil, elbet bir çıkış yolu bulabilirim diye düşündükçe daha kötü olmuşum meğersem. Bu sabah Kaybetmeyi kabullenişimle sırtımdan büyük bir yük kalkmış gibi oldu. Rahatladım, derin nefes almış gibi hissettim. Ve evet kaybettim…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Evet hayat bizim planladığımız gibi gitmiyor. Pek fazla adil gözüktüğünü de söyleyemem. Garip duygularla ve koca bir mantıkla hayatımızdaki yanlış giden şeyleri biliyor ama hiç bir şeyi değiştiremiyorsak eğer belki de oturup kabul etmek gerekiyor. “Heyy kabul et artık Kaybettin” diyen iç sesime verdiğim “Evet” cevabından sonra “Haklısın, Şimdilik kaybettim ama denemeye devam edeceğim” diyebiliyorsam eğer hala bazı şeyler ölmemiş demektir içimde.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">C.Y.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-33494940718641359622012-09-11T07:11:00.000-07:002012-09-11T07:11:09.063-07:00TERCİH Mİ !<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDiATVLBmc_M8WBA2LFBfkkrdgVshbe4Bx2OlYcKVywvEm39Rox8zBEwO4dq4XcNnd93q2lvjO05MdHQOMY9w2RXfyS1jKYBRrgiRCteS45H1Hr0jfRLvSb0Nee4ATkXkaGN0WrnNp90X4/s1600/tercih.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" hea="true" height="254" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDiATVLBmc_M8WBA2LFBfkkrdgVshbe4Bx2OlYcKVywvEm39Rox8zBEwO4dq4XcNnd93q2lvjO05MdHQOMY9w2RXfyS1jKYBRrgiRCteS45H1Hr0jfRLvSb0Nee4ATkXkaGN0WrnNp90X4/s320/tercih.jpg" width="320" /></a></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Yine bir seçim kaosunu geride bırakmış olmanın verdiği huzur duygusu ile yazmaktayım bu satırları. Buhramlı, karışık, hatta karman çorman olan bir zaman dilimini geride bırakmanın verdiği dinginlik var üzerimde. Sanki öyle fırtınalar geçirmişim de şimdi durum eskisi gibi süt liman halini almış. İşte bu durumu seviyorum..</span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Hayatını, bugününü, yarınını planlamaya ve tüm ayrıntılarına kadar kurmaya bayılan benim gibi bir şahsiyet iseniz eğer, nereden geldiği belli olmayan apansız fırtınalarda büyük yaralar almanız muhtemeldir. Elimden gelseydi eğer tüm doğa olaylarımı kendim yönetmek isterdim. O kadar da takıntılı değilim aslında ama dediğim gibi bunu yapma şansım olsa gerçekten çok isterdim. </span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Planlanmadan, apansızın, aniden gibi kelimelerin benim hayatımda hiç yeri yoktur aslında. Spontone kelimesini severim ama diğer kelimeler bana biraz uçarı gelmiştir hep. Hiç bir şeyin aniden olma ihtimalinin olmadığına inanırdım. Ta ki bu tarz şeylerin olabildiğini görene kadar.. Daha neler göreceğim şu hayatta kim bilir… </span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bu süre boyunca benim kontrolüm dışında zıvanadan çıkmışçasına akan bir nehirde, kenarda bulduğum ilk dala tutunmuş ve bu saçmalıkların bitmesi için sadece dua etmiş gibiyim. Kol kaslarım gerilmiş ve tüm vücudum deli gibi akıp duran suya direnmekten bitap düşmüş sanki. Ah o nehir bir yavaşlasaydı ben her şeyi organize ederdim etmesine de… Neyse,</span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu dönemlerin bana yeni şeyler öğrettiğinin farkında olacak kadar da mantık doluyum. Yine 1 yıllık kürünü 1 haftada tamamlamış çalışkan öğrenci modunda gülümsüyorum şu anda. Ben kocaman bir soru işareti kafasının tepesinde sürekli bulunan bir kişi olduğum için kendi kendimi yiyip bitirirken, ilahi bir güç gelip tüm planlarımı alt üst ettiğinde,” Hayatta neyi istediğimi tam olarak bilemesem de neyi istemediğimi bildiğimi” fark ettirdi bana. </span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">“Her işte bir Hayır vardır” felsefesini kendime bu kadar adapte etmiş olmama rağmen bu dönemde bu “Hayır” kelimesinin bildiğimiz “Evet’in” tersi olduğuna inanmaya başlamıştım. Hani tüm olaylar ve tüm insanlar apansızın ve aniden dirilmiş Çin askerleri gibi üstünüze gelmeye başlarlar ya böyle, siz de çaresizce gözlerini kaparsınız cenin pozisyonunda. Ben onları görmezsem onlarda beni görmezlerdi değil mi ? Benim kontrolümden çıkmış ve aniden hayatımı altüst etmiş her durumda olduğu gibi beyin fonksiyonlarımda garip arızalar olmaya başlamıştı. Çünkü hayat önüme seçim hakkı sunmuştu bir kere ve demişti ki “Haydi seç bu seçeneklerden birini” Bu seçim anlarını yaşamaktansa askere gitmeyi tercih edebilirim. </span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Ben soğuk bir şeyler içme fikri ile Buzdolabına yaklaşıp, kapağı açtığımda Cola, Fanta ve Sprite seçeneklerinin olduğunu fark edince mutsuz olabilen biriyim. Bu seçeneklerin dolapta olduklarını hiç plana katmamıştım. Çünkü öğrenilmiş gerçeklik olarak o dolapta hep Cola ve Ice tea bulunur. Ve bende her zaman Cola’yı seçerdim. Şimdi önümde 3 cazip seçenek duruyor. Hangisini seçsem ? Canım Cola istiyor mu? Aslında Fanta’nın tadını da severim ? Ama uzun zamandır Sprite içmedim sanki.. Himm hangisini seçsem acaba derken, dolabın kapağını 10 dk açık tutan bir karakterim. Sonuç olarak jeneratörün olmadığını hatırlamam ile gözümü kapatıp elime geleni alma yolunu seçtim. Sonuç. Fanta idi </span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bu örnekte de belirttiğim üzere seçenekler ve seçimler beni benden alıyor </span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">L</span></span><span style="font-family: Calibri;"> </span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Ve en sonunda ne mi yaptım.. Durmayacağını anladığım nehirin kenarında tuttuğum dalı bıraktım… Kendimi akan suyun hızına bıraktım. Ve içgüdüsel olarak esas soruyu sordum. Ve sonuç olarak onu dinledim ve kararımı verdim </span><span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span><span style="font-family: Calibri;"> Nehirde hızla ilerlemek ne güzelmiş aslında…</span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bir sonraki seçimde görüşmek üzere..</span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">Sevgiler,</span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">C.Y.</span></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;"><br />
</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3338562960254104992.post-64158806178856600152012-08-17T03:41:00.000-07:002013-07-09T03:45:00.031-07:00HAZIRLIK<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Hazır olduğumuzda gelir bir şeyler hayatımıza. Ya da gelmesini istediğimiz şey için hazırlık yaparız. Üniversiteye girebilmek için hazırlanırız, evimize misafir geleceği zaman hazırlık yaparız, dışarı çıkmadan önce hazırlanırız. Çünkü olacağımız yer için hazır olmamız gereklidir. Pijama ile Yılbaşı partisine gidemeyiz, Eve gelen misafirleri pis ve dağınık bir evde ağırlayamayız çünkü.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bu hazırlanma olayını fiziksel açıdan hepimiz çok güzel uygulayabiliyoruz. Her koşulda her yer için hazırlanabiliyorken, ruhsal olarak, kafamızı ve kalbimizi hazırlamayı unutabiliyoruz belki de bazen. Örneğin bebek için hazırlanmak gereklidir bana göre. Çocukları çok seviyor olman ona hazır olduğun anlamına gelmez. Belki de şu anda binlerce genç, ailesinin kendisine hazırlanmadan dünyaya getirmelerinin cezasını çekiyorlardır. 18 yaşında henüz kendisi bir çocuk olan bir annenin çocuğu için hazır olduğuna inanamıyorum ben. Ben 18 yaşımdaki halimi hatırlıyorum da ben zaten kendim çocuktum. Herhalde o anneler de çocuklarıyla beraber büyüyorlardır. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Ya da bir ilişki için hazır olmak gerekir. Nasıl evini temizlersin gelecek kişiye, ruhunu ve kalbini de temizlemen gerekir yeni gelecek kişiye. Dağınık bir kafa ve paramparça bir kalp ile girilen her ilişki bana göre biraz yanlış temellidir. Ve elbet bir gün son bulacaktır…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Olmak istediğin bir kişi var mı hayatında bilmiyorum ? Ama benim olmak istediğim bir kişi var kafamda. Ve ona ulaşabilmek için de hazırlanıyorum. Nasıl sınava girmeden önce ders çalışıyorum. Bunun için de hazırlanmam gerek çünkü..</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Hep aynı şeyleri, dönüp dolaşıp aynı ilişkileri, aynı arkadaşlıkları, aynı problemleri yaşıyorsak eğer o zaman bence bu döngüyü kırmak için hazırlanmamız gerekiyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Hep savunduğum bir nokta var şu son günlerde. Kendime uyguladığımda beni şaşırtan bir tablo ortaya çıkmıştır en azından. Hayatta beklediğimiz birçok şey var. Beklediğimiz ilişki için birini hayal ederiz önce. Sonra ondan beklediğimiz özellikleri yazarız yanına. Yakışıklı/güzel olsun, düşünceli olsun, vicdanlı olsun, başarılı olsun, sosyal olsun, anne/baba olabilecek bir yapıda olsun, iyi olsun, gibi gibi bir sürü maddeyi yazarız. Sonra da bakarız listemize. Evet ben tüm bu özelliklere sahip birini İSTİYORUM deriz. Sonrada uzun bir zaman bekleriz, ama nedense Beyaz Atlı Prensin yolu bir türlü bu taraflara uğramaz işte. Karşımıza gelen insanında bize benzer eksikleri olur ve “ben bunu istememiştim ama” deriz çoğu zaman. Belki de formülü değiştirmemiz gerekir bu durumda. O listeye yazdıklarımın kaçı bende var diye düşünmek lazım. Listedeki özelliklerin kenarına içten vereceğimiz cevaplarla bizde olanları ve olmayanları işaretlememiz lazım. Vicdanlı mıyım ? Bazen, genelde evet, ama bazen hayır diyorsak eğer tire çekelim, İyi bir insan mıyım ? İyi birini istiyorsam benimde iyi olmam gerekir. Belki daha iyi olmayı başarabilirim ? diyerek aynayı kendimize çevirdiğimizde ne kadar çok eksiğimiz olduğunun farkına varıyoruz işte.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Aynı şey iş içinde gerekli, iyi bir işte iyi bir konumda olmak istiyoruz ? Ama nedense o konumda çalışabilecek bir yapıya, disipline, bilgi birikimine sahip değiliz! </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Yurt dışında yaşamak istiyorsun örneğin. Ama İngilizcen bile yok, Ya da herhangi bir başvuruda bile bulunmamışsın. Nerede yaşamak istediğini hiç düşünmemişsin. Düşünüp bir şehir belirlesen bile o şehir hakkında yaşam şartlarını araştırmamışsın. O şehirdeki ev kiralama sistemini bilmiyorsun, Market sistemini, oturma ve çalışma izinlerini nasıl alacağını bilmiyorsun.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Sadece istiyoruz işte. Onu istiyoruz, bunu istiyoruz. O da olsun bu da olsun, hepsi benim olsun istiyoruz. Ama istediklerimizin karşısına kendimizi koyarak ben bu isteğimin neresindeyim diye düşünmüyoruz. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Hayat sanırım bize benzer olanları karşımıza çıkartıyor. Bizim kapasitemize göre bir iş veriyor. Bizim yaşayabileceğimiz bir şehirde yaşamamızı sağlıyor. Daha iyisinin olmaması belki de bizim ona hazır olmadığımızdandır ?</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Beraber olduğunuz kişiye baktığınızda onda sinir olduğunuz bazı huyların aslında sizde de olduğunu görürsünüz. Belki de kendinizde olan bu huylardan dolayı kendinize kızmak yerine karşı tarafa kızmak hep daha kolay olduğu için birlikte yuvarlanıp gitme yöntemini daha çok seviyoruzdur !</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Biz istemeye devam edeceğiz, Hayat da“bize benzerlerini” getirmeye devam edecek…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">C.Y.</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/11340349463092978634noreply@blogger.com0