365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

29 Kasım 2011 Salı

GÜLÜMSE


Belki inanmayacaksınız ama ilk defa bir tenis maçında zevk aldım! Hani dün demiştim ya acaba kaybettiğim puanlardan sonra kahkahamı atsam diye! Denedim ve oldu. Korttaki sinir olduğum sarışın düşmanıma karşı bile içten şekilde gülümseyerek başladım oyunuma. Ve tek odaklandığım şey zevk almaktı J
Korta çıktığımızda sürekli kesen sarışın düşmana ve partneri süper oyuncu tenis hocasına karşı ısınmamızı tamamladıktan sonra maça başladık. Hata yaptığımda kıkırdadım. Daha çok kıkırdadım, hatta suratımda sürekli sırıtan ifade olmasından dolayı sanırım karşı tarafın morali de bozulmuş olabilir.
Ve ne oldu biliyor musunuz ? Aklımda maç sayıları yerine zevk almak olduğu için bir bakmışız ilk seti biz kazanmışız !!  Hatta seti aldığımızda ben önce anlayamadım. Partnerim gelip beni tebrik ettiğinde nasıl yani kazandık mı seti dedim. Gerçekten kafam o sırada sanki orda değil başka bir yerdeydi demek kiJ
İkinci ve üçüncü seti kaybettik. Ama gerçekten zevk aldım. Toplara koştum, yetişemesem de, Taktik yaptım, iyi yerlere toplar attım ve kendimle gurur duydum. Bu nedenle artık iyi tenis oynamaya çalışmaktansa kortta daha çok gülümsemeyi öğrenmem gerekiyor. (Ne zaman ki ben kendime kızmaya başladım, sayılarda birer birer elimden kaçtı bu arada L
Demek ki teniste birinci kural gülümsemek ve motivasyonmuş ve ben ilk defa bunu yaşadım. Maç bittiğinde iki tarafta gülümsüyordu. Eller sıkıldı ve dostça muhabbet edildi. Demek ki kortu savaş alanı yerine spor alanı olarak görsem daha iyi olacak.
Ayrıca eve gittiğimde ağlamadım. Ne salaksın kelimeleri kullanmadım. Ve en önemlisi de tenisi kendime işkence haline getirmedimJ
Bir yerde okumuştum.” Hayat, varmak istediğiniz amacınıza ulaştığınız nokta değildir. Hayat o noktaya ulaşana kadar geçtiğiniz yollardır “ diyordu. Ben hep yolun sonuna odaklanmışım. Ve yürümekten zevk alamamamın sebebi “neden hala oraya varamadım” diye söylenip durmammış demek ki…
Görüldüğü üzere bugün mutluyum. En azından bugünlük kendi kendime söz verdim. Şikayet etmeyeceğim.” Bu niye böyle” “acaba böyle olsa daha mı iyi olurdu” “benim burada ne işim var” cümlelerini bugünlük söylemeyeceğim.  Kurmak ve söylenmek benim en büyük zevklerimden biri olmasına karşın bugünlük vazgeçiyorum…
Alt tarafı ağzı gererek yapılan bir gülümsemenin önemini biliyor fakat hala tam olarak kullanamıyorum niyeyse. Bazı günler o kadar somurtkan oluyorum ki aynada kendime baktığımda “ne kadar çirkinsin” diyebiliyorum. Oysa ki gülmek insanı güzelleştiriyormuş ve bilmem ne hormonunu salgılayıp anının daha iyi geçmesine yardımcı oluyormuş. J
Sanırım bu gülen çocuğun resmini masaüstüme kaydederek işe başlayabilirim. Ona her baktığımda gülümsemeyi hatırlarım belki…
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder