Hayatta basit bir kural vardır. Etki- Tepki kanununu hepimiz çok iyi biliriz. Bir durum olunca “etki” olur ve biz buna”tepki” veririz. Yani normal şartlarda bu tepkiyi “vermemiz” gerekir… Ama zamanındaki ben gibiyseniz veremediğiniz tepkiler toplaşıp Çin askerleri gibi bilinçaltınızdan size doğru yavaş adımlarla gelerek sizi küçük ve zavallı bir karınca gibi hissettirebilir…
Zamanında bana yapılan tüm etkilere susmuşum. En basit bir örnek ; bir cafede otururum. Kahvemi söylerim. Sonra kahvem gelir ve görürüm ki fincanın kenarı çatlaktır. Ama ben bunun çokta önemli olmadığını düşünerek kırık olmayan yerden kahvemi yudumlar ve gider o kahvenin parasını çatır çatır öderim. Ama bunda benim için herhangi bir sakınca yoktu zamanında… Evet zamanında o tepkiyi veremeyeceğimden dolayı böyle hissediyordum çünkü.
Tepkisizlik hastalığınız varsa, önce kahve fincanına ses çıkarmazsınız ve bir gün bir bakmışsınız size hakaret eden ve sizi olmadığınız bir yere koyan bir kişiye de yine “sessiz” kalırsınız. Ama içinizde sürekli tekrar ettiğiniz önemli bir cümle vardır. “ o zaten yaptığı hatanın FARKINDADIR” Aynen kırık fincanın , kırıklığını bilmesi ve bundan utanç duyması kadar garip bir cümle aslında.
Bir kişi bana hissetmemem gereken bir duyguyu hissettiriyorsa ve ben buna tepki olarak herhangi bir şey yapamıyorsam , Belli bir süre sonra onun bana hissettirdiği duygunun aynısını gerçekten hissetmeye başlıyor ve “evet galiba ben öyle biriyim”!! cümlesini kurabiliyorum. Ne acı bir durum değil mi ? Ve o kişi yaptığının doğru olduğunu düşünerek herkese karşı aynı şekilde davranmaya devam ediyor ve kendini haklı görüyor. Ben ise ne de olsa o bunun yanlış olduğunu biliyordur diyerek içimi rahatlatmaya çalışıyorum sadece.
Bu garip etkilenmelerden sonra, geçte olsa tepki vermem gerektiğinin farkına vardım. “Hakkımı “ bekleyerek alamayacağımı biliyorum artık. Kırık gelen fincanın bundan utanç duymayacağını öğrendim kısacası, Ve bu nedenledir ki biraz zorlansam da tepki vermeye çalışıyorum. Ve bu tepki verme olayına da işletmelerden başladım. Sonra bir gün insanlara da sıra gelebilecektir diye umut ediyorum.
Biliyorum ki bana yanlış yapan birinin bunu kendi kendine fark etme şansı yoktur. Böyle bir şeyi fark edecek biri olsa zaten o yanlışı bana hiç yapmazdı. Bu nedenle artık kendimde o kişinin karşısına geçerek “bunu niye yaptın” “eline ne geçti bunu yaparak” “yaptığına değdi mi bari ?” “bunu yaparak bana bunları yaşattın” deme HAKKINI kendimde bulabiliyorum.
Çünkü veremediğim tepkilerden dolayı cesaretimde azalmalar olmuş ve ben kendimi daha yetersiz hissetmeye başlamışım. Çünkü o tepkiyi veremediğim için hayatımda sadece “Etkileri” bir çantaya toplayarak bu yaşıma gelmişim. Ve artık bu çantanın ağırlığından rahatsız oluyorum…
Keşke bu kuralı daha önceden öğrenmiş olsaydım. “Bir çift” söz söylemek istediğim o kadar kişi var ki baktığımda. Keşke o durumlarda sessiz kalıp sadece içime atmasaymışım da direk içimdekileri kusuverseymişim. Ne güzel olurdu.
C.Y.
Ben reaksiyon gösterdiğimde, gıcık, uyuz, cins vs. filan dediklerini hissediyorum. Rahatsız değilim ama bundan (:
YanıtlaSilTepki vermesende o yakıştırmaları yapıyorlar zaten. Ben hala tepki verme çalışmalarıma devam ediyorum :)C.Y.
YanıtlaSil