365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

31 Ekim 2011 Pazartesi

DİLEDİM GİTTİ !


20. yazımı yazmak için son 2,30 saattir uğraşıyorum. Defalarca sildim ve yeniden yazdım ve yeniden sildim. Karşımda beyaz boş bir sayfa, ama ben bunu dolduramıyorum.
Önce hayallerimle ilgili yazayım dedim. Artık eskisi kadar hayal kurmadığımın farkına vardım. Sonra dileklerimi yazayım dedim. O zamanda net bir şey bulamadım. Sıkıldım. Oyun oynadım arada. En sevdiğim oyunu ve oyunu defalarca oynamama rağmen hala günde 3 kere açabildiğimi yazayım dedim, buda olmadı. Eski günlerle ilgili olsun yazım dedim, eskiye dair mail adresimi karıştırdım. 2008 yılından bu güne kadar yazdıklarımı okudum. Okuduklarım kafamı karıştırdı.
Evet hala ne yazsam diye düşünüyorum. Ne yazmam gerektiği ile ilgili karar vermekte sıkıntı çekiyorum. Her kararda olduğu gibi...
Hiç unutmuyorum. Bir yaz akşamı terasta yatağımı hazırlamış ve uykuya hazırlanırken, Yıldızların altında uykum kaçıverdi işte. Sonra yine isyan durumuna geçtim. Neden benim dileklerim olmuyor diye. Bunca şey diliyorum. Ve hayatımda hiçbir değişiklik olmadan zaman su gibi geçip gidiyor diye isyan ediyorum. Kalkıp gökyüzündeki en büyük yıldıza bakarak ona şikayet ediyorum. Evet “niye benim dileklerim olmuyor”. “Hani evrenden ne istersek oluyordu” diye. Ama nasıl kaptırdım kendimi. Bir ara sanki gerçekten Tanrı ile konuşuyormuşum gibi hissettim. Sonra korktum yatağıma geri döndüm. Sonra bir anda içimden bir sesle canlandırma yaptım.
Evet ben Tanrı’yım… ! Ve bana istediğin dileği söyle. Tek bir dilek tut ve ben onu gerçeğe çevireyim dedi. Sanırım bu iç ses o kadar gerçekçiydi ki bir anda paniğe kapıldım. Düşündüm, ama bir yandan da yanlış düşünmemeye çalışıyordum. Boğazımın düğümlendiğini hissettim. Ne kötü…
Yapmam gereken aslında çok kolaydı. Sadece istediğim dileği söylemek. O kadar eminim ki o dileği söylediğimde gerçek olacağından. Ama bu seferde ya yanlış dileği diliyorsam diye kurmaya başladım.
O sırada beynim aynen şu şekilde çalışıyordu. Evet evlenmek istiyorum, evet çocuğumda olsun istiyorum. Ama aslında evlenip bir erkeğe ve bir çocuğa bakmakla yükümlü olmak istemiyorum. Yani aslında dünyayı gezmek istiyorum. Ama bir yandan da bir ailem olsun istiyorum. Ama bu seferde acaba ailem benim ayak bağım olur mu ? Ya yanlış evlilik yaparsam ve hayatım zehir olursa, peki ya şimdi evlenemeyip hayatım boyunca evlenemezsem… vs. vs. vs. Beynimin vıdı vıdı konuşmasından rahatsız olup korktum. Ve Tanrı’ya dileğimi bugün dilemek istemediğimi belirttim. Ve bu belirtmeden sonra da hiç bir şey düşünmemeye konsantre oldum, Ve tabii ki biran önce uyumayı diledim.
Bu anım aklıma gelince hep aynı şeyi düşünüyorum. Bir gün Alaaddin’in sihirli lambasını bulsam, ve onu ovuştursam ve sorsa 3 dileğin nedir diye. Kesin o sırada ona cevap veremezdim. (Pardon bu lambayı hiç ovuşturmamış saysak, gelecekte tekrar kullanabilir miyim acaba J
Şuan fark ediyorum ki en büyük dileğim, doğru dileği seçebilmek olurdu sanırım.
Madem öyle,
O zaman diliyorum :
1-      Dünyada görmek istediğim tüm yerleri ölmeden gezmek istiyorum.(Kısa süreliğine değil ama, ara sokaklarına bakabilecek kadar olsun)
2-      Hımm, Benim için doğru kişi gelip beni bulsun (Artık aramaktan vazgeçtim )
3-      Son dileğim de bana  “bolca akıl fikir ver “ J

C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder