365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

10 Ekim 2011 Pazartesi

MUCİZE…


Güzel bir pazartesi sabahı, Kahvem sigaram ve dışarıda fırtınalı bir hava. Daha ne olsun ki değil mi…
Hele de bir mucize yaşamış biri olarak bu sabah hayat daha farklı gözüküyor gözümde. Daha iyi daha yaşanılası bir sabah sanki.
Cumartesi akşamı arkadaşlarımla evde şarap keyfinden sonra dışarı çıkmak üzere 2 araba trafiğe çıkmıştık. Herşey gayet keyifliydi. Bomboş bir yolda camlarım kapalı fonda güzel bir müzik keyifli bir şekilde yolda ilerliyordum. Oysa ki 1-2 dk sonra olacaklardan habersiz bir durumdaydım. Bomboş yolda ilerlerken sağdan bir anda çıkan arabayı gördüm ve bir anlık olarak direksiyonu sola kırdım ve arabanın yola çıkmadığını fark ederek tekrar direksiyonu sağa kırdım. Buraya kadar her şey normal.. trafikte her an başımıza gelen normal durumlardan biri başıma gelmişti sadece.
Fakat ben direksiyonu sağa kırdıktan sonra bir anda son sürat bir spor arabanın 1 sn ile ara ile beni geçerek önümde yalpalanması ve daha sonrasında yolun farklı kenarlarına defalarca çarpması ve taklalar atarak yoldan çıkarak bir dükkana girmesi ile hayatımın şokunu yaşadım. Bu tarz durumlarda genellikle paniğe kapılarak hiçbirşey yapamayan ben ! soğukkanlı bir şekilde arabayı yavaşlatarak tüm kazayı yavaş çekim bir moda izledim. O sırada hemen acil servisi aramam gerektiğini düşündüm. Fakat o 3 rakam bir türlü aklıma gelmedi işte. (118 reklamlarından dolayı sürekli acaba 118 miydi diye düşünüyordum)

Ve bir arkadaşımı arayarak doğru numarayı bularak ambulansı olay yerine yönlendirdim. Ve yolda ilerlerken bir yandan küfür ediyor ve bir yandan “şükürler olsun” “şükürler olsun” diyordum kendi kendime.
Hani tv de izlediğimiz F1 kazalarından birini canlı olarak izledim. Arabanın tüm hareketlerini, havaya uçuşan toz ve parçaların tüm efektlerini izledim.  Ve 1 sn ile hayatta olduğumu idrak ettiğimde gerçekten çok büyük bir şok yaşadım.
Hayat böyle bir şey demek ki, bir saat önce kankamla konuşmuş kahkahalar atmıştım. 10 dk önce arkadaşlarımla planlar kurmuştum. Ve yolda giderken o arabanın bana değmesi durumunda belki de ölmüş olacaktım. (Normalde ben, yol bomboş olduğu için sağdan araba çıkma olasılığı durumunda hemen sol şeride geçerdim. Fakat sanki bir “el” direksiyonumu bir anda sağa kırmış ve benim hayatımı kurtarmıştı. Bunu refleks olarak yapmadım. Çünkü arkadan son hızla gelen arabayı görmemiştim bile. Aynı durumda olan ve beni arabayla takip eden arkadaşımda benimle aynı hareketleri yapmış ve kurtulmuştu.
Demek ki ölümünde bir saati oluyormuş. Bazen kıl payı kurtulduğumuz mucizeler yaşarız. Demekki o sırada henüz vaktimiz gelmemiştir. Bu arada haberleri takip ettim. Arabadaki 2 gençte hastanedeler ve hayattalar, O arabanın içinden sağ çıkmış olmaları tam bir mucizeydi bana göre. Bazen başımıza bir şey düşer ve ölürüz, bazen de paramparça olan bir arabadan sağ salim kurtuluruz. İşte ben buna kader diyorum.
Kafama taktığım basit şeyler sanki uçup gitti şuanda. Sanırım bir süreliğine zamanımı “şükrederek” geçireceğim. Ama tabiî ki ben bir insanım ve bir süre sonra yaşadığım bu mucizeyi unutarak günlük rutin hayat ve sıkıntılarıma devam edeceğim.
O gençler içinde acil şifalar diliyorum. Umarım hayatlarının geri kalan kısmında alkollü olarak son sürat araba kullanmamaları gerektiğini anlamışlardır.
Demekki yaşamam ve görmem gereken güzel günlerim var…
Teşekkür ederim. 
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder