Kitaba başlayalı 4 gün oldu. Sanırım bitmesini istemediğimden ara ara okumaya çalışıyorum. Kitapta yazılanları uygulayabilmek için fazla mesai veriyorum gibi, Malum yapmam gereken ev ödevlerim var. Örneğin “EGO”m konuşmaya başladığı zaman, hemen yaptığım işi bir kenara bırakmam ve “Ego”mla konuşup onu olumlu şekilde ikna etmem gerekiyor. Evet buraya kadar her şey kolay gözüküyor. Ama sırf bu nedenle sanırım akıllı olan egom bir süreliğine sessiz kalmayı tercih ediyor.
Çünkü kaç gündür yemek yiyip, tenis izleyip, uyumakla geçiriyorum günlerimi. Kısacası deli gibi konuşan iç sesim, sanırım başındaki tehlikeyi sezmiş olacak ki bu aralar benimle konuşmuyor. Zeki şey! Biliyor tabi o konuşmaya başlayınca benim onu kandırmak için olumlu konuşacağımı, bu nedenle galiba benim en zayıf anımı yakalayabilmek için pusuda bekliyor.
Aslında ara ara konuşuyor. Örneğin her şeyini temizlediğim eski sevgili ile ilgili… Ama o zamanlarda kendi kendime “evet şuan derin nefes alıyorsun ve o telefonu elinden bırakıyorsun” veya “evet yine derin bir nefes çekip hemen onun profilinden çıkıyorsun” gibi telkinlerle sakinleşebiliyorum.
Bu iş bana göre sigarayı bırakmak gibi. Ahh kaç kere denedim. Önceki birkaç denemem aslında ben istemeden sırf ailem istiyor diye bırakmaya çalışmamdan olduğu için bunu başaramamam çok normaldi. Ama son denememde bu sigarayı bırakabilirsem hayatımda hiçbir şeye bağımlı olmayacağıma inandığım için başarıya çok yaklaşmıştım. Ta ki galiba “bağımlı değilim zaten . o zaman birkaç tane içmemde bir sakınca yok” diyene kadar. Bir bakmışım yine elimde sigara, yine çantamda paket!
Böylelikle sigarayı bırakma olayını şimdilik rafa kaldırdım. Ne de olsa onunda bir zamanı vardır diye umuyorum.
Egom hadi konuş benimle, Konuş ki negatif fikirlerini pozitife çevireyim. Sen konuşmazsan ben bunu tek başıma yapamayacağım çünkü. Bu sessizlik halinden aslında memnunum. İçeride konuşan birinin olmaması güzel bir duyguymuş. Bir şey izlerken kafamda başka bir şeyi düşünmeme halini sevdim. Ama seni tanıyorum ve lütfen çık dışarı…Çünkü konuşmaya başladığın zaman ben bu kitabı bitirmiş ve bu ödevleri uygulamayı unutmuş olabilirim…
Şu malum istekler bölümüne gelince. Yine odağım kaydı galiba. Ahh bu fallar. Geçen gün tanımadığım bir kadına fal baktırdım. Ve falıma bakan kadın “O ayakkabıyı bul ve al artık” dediğinden itibaren söylediklerinin hepsinin gerçek olduğuna inandım. Vee bu aralar gitmem gereken bir düğün bekliyorum. Malum o kişi ile düğünde tanıştırılacağım için gelecek tüm düğün davetlerine açığım. Ve elbette ki tanışacağım kişiye soracağım bir soru var. “ Merhaba isminiz nedir ? “ “İsmim Ahmet “ derse olmaz. Hemen içinde “U “ harfi olan diğer kişi ile tanışmam lazım. Acaba düğünün davetli listesini ele geçirmem işimi kolaylaştırır mı ? J
Zamanında para verip yıldızname baktırdığım kadının bana baktığı falda yeşil renkli bir ortamda 6 kişi ile beraber –saat 17:00 -22:00- arasında tanışacağım kişiden bahsetmişti. Ve sevgili “Ben” tanıştığım kişi ile 4 kişilik bir ortamda olduğum için garsonları da sayarak toplam sayıyı 6’ya ulaştırmıştım. Masalarda sanki yeşile benziyordu J
İşte insan fallara nasıl ayak uydurur bir örnek J
Neyse sorun yok. Sakinim, sessizim, huzurluyum. İsminde “U” harfi olan kişi, sana sesleniyorum. Gelirsen güzel olur ama gelmezsen de benim için sorun yok açıkçası J
C.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder