365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

4 Ocak 2012 Çarşamba

SAVAS


Bu yazıyı öğle saatlerimde yazmaya başlamıştım aslında. Sonra bu yazacaklarımın gereksiz olduklarını düşündüğüm için tüm yazdıklarımı silmiş ve derin bir nefes çekmiştim. Ben sinirlendiğim zamanlarda, sinirlendiğim kişi ve ortamlardan uzaklaşarak derin derin nefes alıp vererek kendimi sakinleştirme yöntemini seçen bir insanımdır. Çünkü bilirim ki o sinirle ağzımdan çıkacakları kontrol edemeyeceğim için karşımdaki insanı kırmak saçma bir davranıştır. Size de tavsiye ediyorum. Çok mu sinirlendiniz ? Size bir cinnet durumu soldan soldan mı geliyor ? çözüm çok basit. Hemen olduğunuz yeri terk edin. Tuvalete gidin mesela, suratınıza su serpin, sonrada derin nefesler alıp verin. Sakinleştiğinizin farkına varacaksınızdır.
Bu kadar yıl boyunca bu iş yerinde hala çalışıyor olmamın tek sırrı budur. Bana söylenen garip ve anlamsız cümlelere haykırarak cevap vermemek için nefes tekniklerimi geliştirdim. Ayrıca uzun süreli derin nefes alıp vermek beyne garip bir duman gönderiyor sanırım. Çünkü genellikle nefes tekniğimden sonra bana kahkaha krizinin gelmesinin başka bir açıklaması olamaz diye düşünüyorum !
10 dk önce yine aynı nefes tekniğimi uyguladım. Ve şu anda rahatladım J Gerek varmı ? Bir insanı şu anda kırmaya gerek var mı ? Zaten hayatımda olmayan birine haykırmaya gerek var mı ? Bence yok J
Ben hayatta hangi tip insanı sevmem bilir misiniz ??? Bilmezsiniz tabii ki nerden bilebilirsiniz ki ? Ben hayatta “elini taşın altına koyamayan” insanları sevmem. Bir şey uğruna “savaş” veremeyen insanları sevmem, Elini taşın altına koymak zor gelir çünkü onlara, çünkü onların bir çok bahanesi vardır hayatta. Sadece bahaneler üreten insanları sevmem ben. Şikayet ederler, bir işin, bir insanın yanlış olduğundan yakınırlar, böyle olsa şöyle yapardım derler, sonra o iş, o insan öyle olduğunda da  yine hiçbir şey yapamazlar.
Çünkü adı üstünde “onlar ellerini taşın altına koymaya korkarlar” İsterler ki, hayat önlerine sunulsun, Herşey altın bir tepsiyle önlerine gelsin. Gelsin ki onlarda o tepsideki yemeklerin tadına bakabilsin…
Benim hayatta en çok sevdiğim insan tipini bilir misiniz peki ? Bilmezsiniz tabi nerden bileceksiniz ki ? Ben hayatta “Elini taşın altına koyan CESUR insanları” severim. Sevdikleri uğruna savaş veren insanları severim. Hemen pes etmek yerine sabreden insanları severim. Onları neden severim. Çünkü onlar yaptıklarının arkasında dururlar. “Ne istediklerini çok iyi bilirler” “Şu anda yanlış bir şeyi istiyorum. Ama bunu istediğim için bunu yapacağım” derler, yanlış olduğunu bilirler ve sonucuna katlanırlar. “Ben tam olarak ne istediğimi bilmiyorum” cümlesi bana göre “önüme ne gelirse onu yiyebilirim” demektir J
Bu nedenle şu anda sevdiklerinize iyi bakın... Size bas bas bağırdıkları cümleleri iyi dinleyiniz. Onların sizden istedikleri, o cümlelerde açık açık anlatılıyor zaten. Sonra da kendinize şu soruyu sorun “Ben bunu yaşamayı gerçekten istiyor muyum ?” Bu soruyu sorduktan sonra kalbinizin sesini dinleyin, içten gelen o “evet” veya  “hayır” sesi size en doğru cevabı verecektir her zaman. Kalbiniz “Evet” dediyse eğer, o zaman savaşın, “elinizi taşın altına koyun” ve her şeye rağmen o cümlelerde size haykırılanları layığıyla yerine getirmeye çalışın. Cevap “Hayır” ise siz zaten ne yapmanız gerektiğini iyi biliyorsunuz…
 Zaten bu güne kadar ne çektiysek bu yanlış orantıdan dolayı çekmedik mi ? Cevabımız “Hayır” olduğunda devam ettik, Cevap “evet” olduğundaysa “savaşamadık”…
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder