365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

16 Ocak 2012 Pazartesi

GUN- AYDII


Günaydın, hatta tünaydın. Hatfanın ilk günü olan bir pazartesiye hep beraber hoş geldik. Kocaman haftasonu sonrasında soğuk bir Pazartesi sabahı “sıcak” bir yatakta uyandığım için bu yazıyı keyifli yazıyorum. Malum bu kasabada evlerin ısınma sisteminde bazı sorunlar var.
Biz kasaba halkı doğal gaz ile henüz karşılaşamadığımız için az da olsa soğuk geçen gecelerde, şömine, soba tarzı ısınma araçları ile hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Bir arkadaşım nasılsın diye sorduğunda Çadırdaki mağdurlar ile aynı koşullarda yaşayıp gidiyoruz cevabını vermiştim. Çünkü ısınamıyoruz L Koca evler yazlık olarak yapılmış sanki. Buranın evleri deniz, kum, güneş hayat tarzına göre yapılmış çünkü. Herhangi bir alttan ısıtma sistemini henüz yaşayamadık. (Bizler yandan ısınıyoruz J Şömineye ne tarafını dönersen ordan ısınıyorsun yani, 360 derecelik ısı sistemi ile, önümüz sıcaksa arkamız üşüyor kardeşim J
Çok iyi hatırlıyorum. Biz küçükken abim ders çalışmak için evin yeterince sıcak olmadığını düşündüğü için ders kitaplarını alıp arabayı güneşe çekip içinde oturup ders çalışırdı J Ayrıca öğrendiğim kadarıyla, sevgili abim öğretmenine bir dilekçe ile başvuruda bulunmuş. Ve demişki “Örtmenim, evimiz çok soğuk , bu nedenle ders çalışamıyorum” J Evet soğuk bir gençliğimiz geçti, ama dilekçe verecek kadarda değildi yaww … Ve o çocuk bu zor şartlar altındaki gençliğinin neticesinde şu an doktorasını yapıyor. Sağlam beyin sağlam vücutta bulunur derler, Bizlerde gençliğimizi ve güzelliğimizi soğuk havalara borçluyuz işte…
Yok öyle bir şey !! Hep hayalimin “Sıcak bir yuva” olmasının nedenini daha iyi anlıyorum şimdi. Yuva olsun ama mümkünse sıcak olsun tezim soğuk kış gecelerinden bilinçaltıma yansımış sanırım.  Siz büyük şehir insanları, bilmezsiniz tabii odalar arası ısı farkının ne demek olduğunu, Sizler dışarıda kar yağarken evinizde kısa kollu ile dolaşan varlıklarsınız. Oysa bizler salonumuzda önümüzde ateş yanarken bile üstümüzden battaniyeyi eksik tutmayan bireyleriz.
Evet konuyu biraz abartmış olabilirim !! ama genel olarak üşüyoruz işte. Ama artık soğuk kış geceleri eskide kaldı. Farkındaysanız kış “geceleri” dedim. Çünkü henüz akşamlarına çok iyi bir çözüm bulamadım. Geceleri sıcak yatakta yatma hayallerim sonunda gerçek oldu. Teknolojinin en iyi icatlarından biri olan (bana göre) Elektrikli battaniye ile tanışmanın vermiş olduğu sıcak mutluluk kıpırtılarını hissediyorum şu anda. Yıllarca korkmuştum. Ne de olsa elektrik bu , şakası olmaz gece çarpılıveririm diye düşündüğüm için hiç sıcak bakmamıştım kullanmaya. Ama sıcak bakmadığım için soğuk geceler geçirmeyi engelleyememiştim.
Ama nihayet. Artık benimde sıcak bir yatağım oldu J Dün geceki mutluluğumu tarif edemeyeceğim. Yatağın yorganını açtığımda, elimi yatağa değdirdiğimde o sıcaklık hissi yokmuydu , Offf ne muhteşemdi ama. Özellikle camı açıp soğuğa maruz kaldım. Sigarayı buzz gibi bir soğukta içtim. Vee sıcak yatağıma uzandığımda. O eşsiz sıcaklık hissini içime çektim. Çocuklar kadar şendim yatakta. Hatta o kadar keyifliydim ki. Kolumu yatağımın farklı bölümlerine götürüp oralarında sıcak olduğunu hissedip kıkırdadım J  Ne güzelmiş , yatağın sıcak olması hissi J
Uyuya kalmak için meditasyon yaparak ayaklarımı ısıtma çalışmalarım artık eskide kaldı. Eski zor günlerimden bana kalan silinmiş anılar gibi şu anda J
Darısı evin diğer odalarına artık J
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder