Bir süredir haberleri izlemiyordum. Bundan dolayı da çok keyifliyim. Çünkü ne zaman haberleri izlesem içime bir sıkıntı oturuyor. Ölümler, cinayetler, kazalar, terör haberleri, devlet haberleri, şehit haberleri derken. Haberlerin sonunda içimde bir şişlik hissi oluşuveriyor. Bu nedenle de iç huzurumu dengede tutabilmek için haberlerden uzak durmaya çalışıyorum.
Bu akşam eve gidip haber kanallarını izlemeyi planlıyorum. Çünkü aslında bildiğim ama tam olarak izlemediğim gelişmeleri izlemek istiyorum. Olayın ne olduğunu öğrenmek için izlemeyeceğim. Çünkü ortada oynanan oyunların hepsi o kadar açık ve net ki haberdar olmak için illa kanalı açıp izlemeye gerek duymuyoruz artık.
Ofiste çalışırken Power fm dinliyorum. Haberler başladığında özellikle dinlemeye başlıyorum. Spiker anlatıyor. Önce Suriye, ardından Mısır, ardından Nijerya, ardından Afganistan derken önce tüm dünyada neler olmuş onu bir güzel anlatıyor. Sonra IMF ile ilgili başkanın açıklaması ve en sondada İlker Başbuğ’un tutuklanmasıyla ilgili Cumhurbaşkanının yorumu veriliyor. Sadece 1 cümle olarak verilip spor haberlerine geçiliyor. Nijeryanın sorunu bizim sorunumuzdan daha önemli olduğu için onu daha başta vermesi bence de çok doğru bir uygulama…
Geçen aylarda yaşanan terör olayları yüzünden 70’den fazla şehit veriliyor. (Bu sayı tabiî ki açıklanmadı aslında) O gün Hürriyeti açıp bakıyorum. Ana sayfada kocaman bir haber. Amerika’da yaşayan yaşlı Türk çift maaşlarına el koyulmak üzere aylarca evin deposunda rehin tutulmuş. Aman yarabbi çok dehşet verici bir durum gerçekten. Ana sayfada kocaman yer ayrılması bence de çok doğru bir uygulama. Sayfanın hepsini iyice inceliyorum. Şehitlerle ilgili bir haber bulmak umuduyla. Hah sonunda buldum. Kenarda kimse görmesin diye küçük bir bölüm. Sadece haber vermek zorunda oldukları için “Öyle işte birkaç asker şehit oldu…” şeklinde bir haber…
Bu akşam uzun zamandır bakmadığım haberleri izleyeceğim. Herhangi bir haber almak niyetiyle değil ama. Hangi kanalın haberleri nasıl geçiştirdiklerini izlemek için sadece.
Eminim yine garip haberler koyarlar yine, dans eden gergedan, şarkı söyleyen kedi, I love you diyen köpek olur belki de. Olursa şaşırmam. Medyada gördüklerimize inanmamamız gereken bir çağda yaşıyor olmamız ne acı değilmi ?
Bize istediğini lanse eden bir kutuya bakıyoruz ve gördüklerimize inanıyoruz…
// Ben hayatta 2 konu hakkında konuşmayı sevmem. Birincisi Din konusudur. Herkesin kendinde kalmalıdır bana göre, Allah ve Kul arasına girilmez diye düşünürüm hep, Bir de Politika hakkında konuşmayı hiç sevmem. Ama bugün içimde kocaman bir boşluk oluştu. Uzun zamandır oluşan bir boşluk bu. Ama hep içimde inancım vardı. Millet olarak başımıza ne gelirse gelsin, her türlü koşul ve durumdan damarlarımızdaki Asil Türk kanı sayesinde kurtulabileceğimize inanırdım. Bu inancımı sonuna kadar korumaya çalıştım. Her olayda bu da geçer, “Gün olur devran döner” dedim. Ama artık devranın dönemeyeceği boyutlara geliyoruz. Babamın bana anlattığı örnekteki gibi. Kurbağa artık sıcak suyun içinde yavaş yavaş ölmeye başlıyor. Aynen planlandığı gibi… Ben Ulu Önder Atatürk’ün bize emanet ettiği Cumhuriyet’i damarlarımızdaki Asil kan ile ilelebet koruyacağımıza inanmıştım. Ama artık inancım yok oldu. Çünkü geç kaldık…
Rahmetli annem zamanında ne güzel demiş ; “Bir gün bu apoyu başımıza Başbakan diye getirirlerse hiç şaşırmam “ diye. O zamanlar sadece gülümsemiştim. Oysa şimdi hiç te komik gelmiyo bana bu cümle…
Hepimizin sonu hayrolsun…
C.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder