365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

28 Şubat 2012 Salı

2012


Sanırsam bilim dünyasında çığır açacak bir yeniliği buldum. Şu pınar beyaz reklamlarındaki beyin gibi bağırmak istiyorum “Ben buldumm ben buldumm” diye.. Bulduğum şeye gelirsek eğer. Sevgili insanlık. Belki buna hazır değiliz ama sanırsam alışmak zorundayız. Bu şekilde bir eğitim bize verilmedi zamanında ama biz insanlık olarak bu anlaşma şeklini de çözmemiz gerekiyor.
Çok heyecan verici bir olayı açıklamaktan gurur duyuyorum. Sanırsam artık Telepati Yöntemi ile anlaşmaya başladık. Evet biraz saçma gelebilir. Dediğim gibi buna alışık olmadığımız için verdiğiniz gülümseme tepkisi çok normal. Ama 2012 kehanetleri başladı bir kere. Geri dönüşü yoksa eğer o zaman bizim bu telepati anlaşma yöntemi üzerinde çalışmamız gerek. Şimdi diyeceksiniz belki nereden çıktı şimdi bu diye ?  O zaman dün ve bugün başıma gelen 1 kaç örnekle sizlere durumu açıklayayım.
Dün iş yerimde otururken aklımdan “Off basının uçak biletleri de hala gelemedi” düşüncesi geçiyordu ki,, Outlook’ta pıtır pıtır düşen uçak bileti maillerini gördüm ! Waay dedim önce ne güzel bak düşündüm oldu diye, Sonra öğleden sonra sevgili kankamı ne kadar çok özlediğimi düşündüm. Dırırırım Kankam beni arıyor ! Normalde pazartesileri pek aramaz J Oha dedim ama hala telepatik anlaştığımıza inanmıyorum. Sonra akşam işten çıktım bahçe kapısını açarken “Babama akşam Turist filmini izleyelim” demeyi düşündüm.! Evin kapısını açtım, Karşımda duran babam “Akşam Turist filmini izleyelim mi? “ demedimi. Allahım galiba sana geliyorum dedim J İşte o an fark ettim ki artık telepatik olarak anlaşabilmeye başlamışız. Bu konuya dikkat çektiğiniz zaman örnekler üst üste geliyor. Örneğin akşam arkadaşıma anlatmam gereken bir konu vardı, ama anlatmak için oyunumun bitmesini bekliyordum kii msj geldi ! Bu sabah işe gelirken yolda “Off kahvemiz bitti amaa” diye düşünürken telefonum çaldı. Arkadaşım “Kahve ve süttozundan başka ne almamız gerek” dedi. Oha demek istiyorum. Kısaca bu anlaşma şeklinden biraz tırsıyorum da..
Hep diyorum. Ama kimse bana inanmıyor. Bakın 2012 diyorum, Maya kehanetleri diyorum. Bir etrafınıza bakınız. İzmir bu kış 2 kere kar aldı. İstanbul dersek artık Ankaralı gibi oldular. “Off yine mi kar eziyeti” cümlesini kullanıyorlar artık. Nerede o eski kar görünce facebookta kar fotosu koyan İstanbullular. Artık karı kırk yılda bir yağan güzel bir şey olarak değil, toplumsal eziyet olarak görmeye başladılar. Eee telepatik olarak anlaşmaya da başladık. Ki çoğumuz henüz farkına da varamadık belki.
Ben hissediyorum. 2012’de faklı bir çağa giriş yapacağız. Geçen gün izlediğim eski bir filmde “Gelecek dünyada” kullanılacak bilgisayar şeklindeki saatleri görmüştüm. Dün akşam haberlerde bu saatin yapıldığını gördüğümde Evet dedim kendi kendime, Dünyanın sonu gelmeyecek belki ama, bu çağ bitecek ve çok faklı bir çağ gelecek.Bu çağda teorilerime göre Kayıp şehir Atlantis modeli bir şey olacak. Çok ileri ! Teknolojiye sahip, klonlama yönteminde başarılı, beyinlerde çip olan ve her şeyin akıllı! Olacağı bir hayat bizi bekliyor. Evler ve iş yerleri akıllı olmaya başladı bile!
Ha bu durum iyi mi kötü mü bilemiyorum ? Kayıp şehir Atlantis’in kendilerini nasıl kaybettiklerini düşünürsek eğer, sanırım doğanın dengesinde de değişiklikler olacak. Belki de daha akıllı, daha sistematik bir dünya bizi bekliyor. Ama daha yalnız bir insanlık olacağından hiç şüphem yok açıkçası. Şu çıkan I phone 4 s cihazlarda bir sistem var. Konuşabiliyorsun sistemle. Diyorsun ki etrafımdaki güzel restaurantları bul. O da hemen buluyor. Haaa eğer soruş şeklinde küfür içeriği varsa kadından fırça falan da yiyebiliyorsun. Bu durumda hepimiz bir gün belki akıllı! Cihazlarımızla muhabbet edeceğiz. Ve eski günleri özlemle anacağız J
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder