365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

15 Şubat 2012 Çarşamba

ZOR


Zor bir gece geçirdim. Ve çok şükür şu salak 14 şubat çılgınlığı sona erdi. Halbuki dün ne kadar keyifliydim. Sonra tv’yi açmamla o kalpler üstüme üstüme gelmeye başladı. Görüntüler, röportajlar, sokak partileri, aşk sözcükleri çin askerleri gibi üzerime üzerime gelirlerken benimde suratım düştü tabiikii .. Biri yazmıştı. Bende düşündüm önce yapsam mı diye ? ama sonra vazgeçtim. Yaptığımı toplamak yine bana kalacaktı çünkü. Evdeki tüm terlikleri ve katlanmış çorapları birbirinden ayırmayı düşündüm mü ? Evet kısa bir anlıkta olsa düşündüm. Ama sonra vazgeçtim işte. Tüm terlikleri ve çorapları birbirlerinden ayırıp salona dizmeyi ve benim gibi yalnız bir sevgililer günü geçirmelerini istedim. Ama tek tek onları toplayıp birleştirmek zor geldi. Hele de benim gibi renk körüyseniz birleştirdiğiniz çorapları kolay kolay ayırmasanız iyi olur J Sonra eviniz tek çoraplarla doluyor da ondan…
Sonra kafamı dağıtmak için kitap okumaya çalıştım. Kitabı da kafam almadı bir türlü. Sonra yine tv’yi açtım. Maç izleyeyim dedim. Erkeklerin yaptığı gibi yapayım. Tek derdim ofsayt pozisyonunu tartışmak olsun dedim. Bir baktım tv’de maç açık ben elimde telefon oyun oynuyorum. Ondan da vazgeçtim. Baktım ki bugün bu kırmızı dünyada bana huzur yok. Ben de gidip yatmayı uygun buldum.  Evet bunda utanılacak bir şey yok. Çoğu yalnız vatandaş gibi bende 9.30 civarında yatağıma yatıp yorganı üstüme çektim. Ne var yani. Bunalım halinde yapılması gereken en güzel şey yatıp zıbarmaktır… Bende elimden başka hiç birşey gelmediği için bunu yaptım. Her yıl bu günü çekmekten çok bıktım. Sevgililer günü diye bir şey var, ama neden yalnızlar günü diye bir şey yok ? Merak ediyorum. Neden kırık kalplerle donatılmıyor bir güncük şu dünya. Neden yalnızlığı simgeleyen şeyler mağazalara asılmıyor şu bir güncük. Neden tv programları “evet sayın seyirciler, bugün dünya yalnızlar günü, arkamızda gördüğünüz kalabalık büyük bir coşkuyla yalnızlar gününü kutluyor… “ dedikten sonra mesela arkasını dönüp bana mikrofonu uzatsa Bende o sırada tüm mutluluğumla  “Herkesin yalnızlar gününü kutluyorum. Burada acayip bir atmosfer var diyip “ arkamı dönüp coşkuyla zıplasam. “Ve yaşasın özgürlük” sloganları eşliğinde çılgınlar gibi eğlenen topluluğu tv ekranında gören sevgililer. Kanepeye uzanmış , battaniyeyi üstüne çekmiş zavallı sevgililer göz ucu ile yanındaki sevgilisine baksa ???  Ve içlerinden şöyle bir ahh çekseler , “Abi millet deli gibi eğleniyor, şu kızların güzelliğine bak, bide yanımdaki şu suratsıza bak. Her gün bu kız çekilir mi be yaww ? “ diyerek 1 günlükte olsa kaderlerine küsseler. Sonrada birbirlerine küsüp küs bir şekilde gidip 9.30 civarında yatağa yatıp yorganı kafalarının üstünden çekip bu işkencenin bitmesini bekleseler !!
Niye böyle bir şey olmaz hiç anlayamıyorum ?  Kıskanç mı dediniz bana ??? Çok ayıp. Ben kıskanç biri değilim çünkü. Sadece eşitlikten yana bir insanım. Yani ben örneğin tv’de akşam 10,30 civarlarından sonra gösterilen tüm yiyecek reklamlarına da karşıyımdır. Çünkü o saatte o mantıları, börekleri bulan var bulamayan var kardeşim. Sonra da neymiş efendim niye rüyamda açık büfe kahvaltı görüyormuşum. Akşam o sucuklu yumurtaları sizde görüp yatsanız benim gibi aç tavuk misali rüyanızda açık büfe kahvaltı görürdünüz. Benim derdim. “Olan var olmayan var meselesi”.. Sevgili veya sucuklu yumurta, Benim için ikisi de eş değerde bu hayatta…
Kısaca yalnızım, Yalnızdım ve yalnız bir şekilde olmaya devam edeceğim. Haa bu arada. Dün geceyi. Mırr mıırrr kedi yavrusu şeklinde romantik bir şekilde ağzı kulaklarında geçiren siz sevgili “sevgililer” .Ne de olsa 2 gün sonra zırlayarak geri geleceksiniz … “Ahh bu erkekler hep böyle öküzler işte” replikleri ile rimelleriniz akacak belki yine…  (Diyerek devam edecektim ama vazgeçtim)
Haa bu arada. Şu terlik ve çorapları ayırmayı planlayan genç. Mart gelmeden tüm dişi kedileri de bir yere kapatacaktı dediğine göre J
C.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder