Sevgililer gününe hoş geldik. Sevgililer günü geyikleri etrafta dolaşmaya başladı yine. Sevgilisi olanlar ayrı, olmayanlar ayrı alemdeler bugün. Olupta olmayan, Olan ama olsada neye yarayan, var gibi olan ama aslında olmayan, olmasını isteyen ama olamayan herkes bugün sevgililer gününü yaşıyor. Çiçekçiler tüm stoklarını eritmek için tüm dünyada arı gibi çalışıyor. Güller, orkideler havalarda uçuşuyor. Pırlantalar ve tüm hediyeler paketleniyor şu anda. Bazımız özel akşam yemeği için mutfakta harıl harıl çalışıyor, birileri aldığı gülleri gidip o kişinin kafasına fırlatmak istiyor. Kimileri merak içinde kendisine ne sürpriz yapılacağını bekliyor. Kimi erkekler Fenerbahçenin davası peşinde koşuyor. Oysa ki bilmiyorlar akşam başlarına neyin geleceğini. Kimi çiftler ilişkilerini sorguluyorlar şu günlerde. Kimileride sevdiklerinin sağlık sorunlarıyla uğraşıyorlar. Belki de bazı anne adayları bu gün kendinin ve doğacak kızının sağlık sorunlarıyla meşguller. Yalnızlarda bu sevgililer gününü de bir an önce geçiştirmeye çalışıyor belki de. Belki seneye bir şeyler olur umudu ile..
Kısaca bugün sevgililer günü. Etraf aşk’ı simgeleyen kırmızı objelerle dolu bu gün. Her yerde bir kalp motifi var. Baktığınız her yer sevgi üzerine hazırlanmış gibi. Bu kadar kırmızı kalbin olduğu bir dünyada bu kadar kırık kalbin olması da bir tezattır o ayrı mesele…
Ben mi nasılım ? İyiyim çok şükür. Geçen gecenin etkisinden hala çıkamadım çünkü. Kızlar gecesi düzenlemiştik söylemesi ayıp. Ve çok güzel bir rock bara kızlar grubu olarak gidip barda konuşlanmıştık. Ve gelsin tekilalar !!! Hayatımda geçirdiğim en güzel geceydi diyebilirim. Hani Amerikan duygusal komedi filmlerinde olurya, güzel , bakımlı şehir kızları gece sokağa çıkarlar. Bir bara girerler. Ve tekilaları senkronize bir şekilde dikip bara senkronize şekilde koyup kahkaha atarlar. Ve ekrandaki süper güzel klipleri izlerler… Ama Amerikan filmlerinde bu kızların nasıl dağıldığı pek fazla gösterilmez niyeyse.. Neyse bu sabah iş yerine geldiğimde bir kişi bana çok kırıldığını söyledi ? Bende neden diye sorduğumda. “Cumartesi gecesi o kadar sana selam verdim ama sen bana selam bile vermedin” dedi.. Bende “normaldir görmemişimdir” dedim !! “Oda “ sabit bir noktaya kitlenmiş bakıyordun” dediğinde “ekranamı bakıyordum” diye sordum.
Ve işte o zaman aldığım cevap yüzünden sabahtan beri kahkaha atıyorum. Bilin bakalım tüm gece nereye kitlenmişim ? “ Tabiiiki bardaki bulaşık makinesine J Ama hep derim. İnsanın arkadaşlarını iyi seçmesi gerek diye. Ben çıkmadan önce onları uyarmıştım. Olurda sarhoş olursam ve bir yere kitlenip kalırsam beni ekrana doğru çevirin demiştim. Oysaki sevgili arkadaşlarım bunu unutmuş olacaklar ki, ben “Bulaşık makinesinde kalmışım J” Ama bunu neden yaptığımın bilincindeyim en azından. Çünkü baktığım yeri görmediğim için , baktığım yeri fark ettiğimde hep birilerinin bana baktığını fark ediyordum. Ben de sanırsam bundan dolayı bardaki en masum yer olan bulaşık makinesinde takılı kalmaya karar verdim. Ne de olsa bulaşık makinesi bana asılamaz J
O gece görüpte görmediğim kişiler,, kusuruma bakmayın artık. Bu tekila denen şey şişede durduğu kadar berrak durmuyormuş vücutta…
Sevgililer günümü demiştik ? Ben açıkçası çok mutluyum. Kiminle mi ? Bulaşık makinesiyle tüm gün bakıştığımız için aramızda yeni bir aşk başlamıştır diye umut ediyorum. Ama kaç gün geçti hala bulaşık makinesi beni aramadı ! Ahh bu aşk meşk ilişkileri hep böyle değimlidir ki ? Zaten anlamıştım o gece onun karakterini. Pek “sulu” gelmişti bana. Birde çok çabuktu!! Hiç bu kadar çabuk çalışan bir bulaşık makinesi görmediğim içinde ona aşık olmuş olabilirim. Bilemiyorum… L
Yine geyik modundayım.. Ee o zaman herkesin sevgililer gününü kutluyorum. Tüm sevdiklerim sizler bana yetiyorsunuz zaten. Aradığımda hemen yanıma gelenler, geç te olsa gelenler, hep yanımda olanlar, kalben, ruhen hep yanımda olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Beni “böyle olsamda” sevdiğiniz için çok teşekkürler J
C.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder