Bu yazıda kendimle ilgili bir şeyler anlatmayacağım. Ya da yeni öğrendiğim bilgiler de vermeyeceğim, ya da yeni duygu durumlarımı da paylaşmayacağım. Sadece bazı şeyler yazacağım. Ve yazdıklarımın tek bir amacı var. Biraz olsun düşünmek ve empati kurmak…
Dünyada her gün, her an bu tarz durumlara maruz kalan kadınları düşünmenizi istiyorum. Aslında sadece
kadın olarak bakmamak gerekir. Kadın, genç kız, erkek veya çocuk olarak. Kısaca
“İnsan” olarak bakmanızı rica ediyorum. Kendinizi onların yerine koymanızı ve
sadece 3 dk. Düşünmenizi…
Bir kız çocuğu düşünelim mesela, hayata güzel gören gözlerle bakan, çikolata ile mutlu olabilen ve kötülüklerle henüz tanışmayan bir kız çocuğu..Canından çok sevdiği babası tarafından tecavüze uğramış, hem de defalarca, ya da amcası ya da dayısı, ya da amca oğlu tarafından… Sesini çıkartamamış ve yıllardır içinde bir yerlerde gizli olarak saklamış ve kendini suçlayarak büyümüş. Söylemiş olsa bile aile fertleri tarafından susturulmuş. Belki anne “annelik görevini” yapmak adına bu olayı gizlemiş ve ağzında “aman yuvamız bozulmasın” “aman ağzımızın tadı bozulmasın” cümleleriyle yaşanan olayları halının altına süpürmüş…
Bir genç kız düşünelim mesela, yıllarca okumuş yok liseydi, yok üniversiteydi, sınavlardı, sözlülerdi derken mezun olmuş. Zorlu sınavlara girmiş devlet memuru olabilmek ve emekli sandığı güvencesine girebilmek için. Uzun bir süre bekledikten sonra nihayet ataması çıkmış. Kendini başarmış hissediyor ve ev ekonomisine katkıda bulunacağı için de pek keyifli. Ama işler hiçte toz pembe değil bundan sonra. Her gün iş yerinde sözlü ve temaslı tacizlere mağruz kalıyor, hem de üst düzey bir yönetici tarafından belki de, şikayet edebileceği kapılar da kapanmış ve hayatına devam edebilmek için susmak ve olanlara boyun eğmek zorunda. Bu devirde yeni iş bulmanın ne zor olduğunu bilirsiniz sizde. Kafasında “diğer iş yerinde de buna benzer şeyler olmayacağının bir garantisi var mı ki” diye düşünerek içine su serpmeye çalışıyor…
Bir genç kız düşünelim mesela. Büyük bir şehirde okulundan çıkmış, keyfi yerinde evine gitmek üzere otobüse binmiş. Otobüs tıklım tıklım ve yan taraftaki 50 li yaşlarındaki adam tarafından elle taciz ediliyor… Sesini kısmış ve bu işkencenin bitmesini diliyor içinden, dua etmek dışında ne yapabilir ki ? Sesini çıkarsa ne olur acaba ? Gözlemlediğim kadarıyla tüm otobüs kıza garip bir şekilde bakıp kafasını çevirir. Çünkü otobüstekilerin tek derdi, biran önce evlerine ulaşmak. Şimdi kim uğraşacak hiç tanımadığı bir genç kız için akşam akşam…Hem zaten kız kuyruk sallamasa adam niye taciz de bulunsun ki.. Haketmiştir o kız kesin…
3 farklı kişinin yaşadığı 3 faklı gerçek var karşımızda. Hepimizin bildiği, her gün gazetelerin sayfalarında boy boy gördüğümüz haberler bunlar. Her gün televizyonlarda izlediğimiz, izlediğimizde içimizde hafif bir ürperti hissettiğimiz ve cık cık diyerek ve biraz üzülerek kendi hayatımıza devam ettiğimiz durumlar. Belki de şöyleyizdir ? itiraf edemesek te ? Akşam haberlerinde tecavüze uğrayan bir kadını izlerken tv karşısında elimizdeki meyveleri soyarken dikkatimizi çeker haber. Pür dikkat izliyoruz.. Önce vah vah diyoruz ! , sonra iç sesimiz konuşuyor, kim bilir ne yaptı da tecavüze uğradı ! elbet vardır bir sebebi ! çok şükür yarabbim ne hayatlar var ! halimize şükretmek lazım ! …
Sonra bir sonraki haber ekranda gözüküyor. Ekranda şirin bir köpek arabaya oturtulmuş, emniyet kemeri takılmış ve sahibinin komutlarıyla birlikte araba kullanıyor. Allahım ne enteresan, çünkü köpek o küçük patileri ile vites bile değiştirebiliyor ! ne müthiş dimi ama J
Ve hayat devam eder…
Ta ki, tv de gördüğümüz olaylar başımıza gelene kadar biz sadece cık cık deriz. Ta ki başımıza gelir. Ve bir gün bir bakmışız etrafta kimse yok ! çünkü herkes akşam meyvesini soymak ve haline şükretmekle meşguldür… (üzgünüm brütüs)
Mesela ,otobüste yan taraftaki kız tacize uğradığı gün sesini çıkarmayan kişi, bir gün kendi tacize uğradığı zaman ve sesini duyurmaya çalıştığında insanların suratındaki anlamsız baş çevirme hareketlerini görünce şoka uğrar. Ve içinden der ki
“Yazıklar olsun, ne hale geldi bu insanlık !”
Sevgiler,
“Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.” ALBERT EINSTEIN
C.Y.