365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

2 Nisan 2016 Cumartesi

PEMBE PANJURLU EV HİKAYESİ



Evrenin harika bir planlaması olduğunu hepimiz adımız gibi biliyoruz aslında. Bu bildiğimiz bilgiyi bazen unutuyoruz, bazen  isyan etme hakkımızı kullanıyoruz, bazen düşmek ve üzülmek istiyoruz, aslında en doğal olanın bu olduğunu içgüdüsel olarak biliyoruz.
Güneş-yağmur örneği gibi hayat, hep güneşli ve hep yağmurlu olamaz hiç bir zaman, hep sevgi dolu,hep neşeli, hep kederli olamayacağı gibi.
Bugün yine evrenin harika planlamasını gördüğüm güzel bir gün, sabah her günkü gibi bir sabahtı halbuki, yatağın aynı yanından kalkıp, aynı adım sayısıyla aynı kahve makinasına aynı duygularla basmıştım, aynı bardağı aynı rafından alıp, aynı adım sayısıyla koltuğun aynı köşesine aynı açıda uzanmıştım. Her günkü sıradan, rutin belli şeyler işte.
Geçen günlerde ev sahibimin pek sevdiğim evimi satmasından dolayı büyük bir üzüntü duymuştum! Bu evin, minicik alanın benim hayatımdaki önemini o haberi aldığımda daha iyi anladım sanırım. Bir çok emlakçı farklı zamanlarda gelip benim yaşam alanımı hiç tanımadığım insanlara gösterirlerken bile takmamaya çalışıp üzülmüşüm demekki!  İçimden gelen kişilere bakıp “hayır tabii ki bu evi benden almicaksınız” diyip durmuşum.
Ta ki o son gelen entel gözlüklü genç delikanlının babasına evimi satın aldıracağını öğrendiğim ana kadar…
Çok insani bir duyguydu üzülmem. Köpekler nasıl alanlarını çiş yaparak işaretlerler ve “hey burası benim” derler, bende öyle yapmışım “hey burası benim, 32 yıl sonra bulduğum en değerli alanım, korunaklı bölgem” demişim işte.
Sonra üzülmeme rağmen hayatın devam etmesi gerektiğini düşündüm ve elbet bir hayrı vardır cümlemi tekrar ettim.
Evdeki eşyalara baktım (eşyalarımıza bağlandığımız gerçekmiş!  İlk defa yaşıyorum bu duyguyu)
Bir kahve makinası, ayakkabılık, ufak bir lambaya bile böyle hisler beslememiz ne komik dimi aslında, evet itiraf etmek lazımki insanlık komik bir durum bazı zamanlarda…
Neyse işte, bir cumartesi sabahı aynı şekilde ama diğerlerinden farklı devam edecek bir güne uyandım. Evde sakince bişeyler yaptığımda içimden bir ses “heyy şu eşyalarını satabildiğin, reklamlardaki aplikasyona bi baksanaaa” dedi. O sesi hep severim ama bazen dinlemek istemediğimde olur.
O siteyi yükledim, 4 parça eşyayı koydum, sadece meraktan?  Ne olabilir ki acaba?  5 haziranda evi boşaltmamı imzalatan yeni ev sahibime kızarak sitede gördüklerime hayret ederek ve gelen “ pazarlık varmı, takas varmı” msjlarıyla hafif tırssamda programı silmedim.
Sonra ne oldu biliyomusunuz?  Bir msj  “merhabalar” ile başlayan, olumlu enerjinin telefonun ekranından bana geçebildiği  msjları okudum hayretler içinde kalarak.
“5 haziranda ben ve ev arkadaşım eve taşınıcaz, hiç bir şey almadık henüz,  sizdeki bu ürünleri ve varsa başka ürünleri de almak isteriz!!!!”
Hikaye gibi değil mi?  Güzel bir klasik müziğin melodisindeki gibi yerli yerinde olma hissi değil mi?  
Hikaye ağustos ayında apartmanın önünde duran taksiden inen mutlu kızımızın elini kolunu sallayıp eve girmesi ve her şey hazır olan evde ilk kahvesini içmesiyle başlamıştı, hikayenin 2. Bölümünde ise apartmanın önüne gelen taksiye valizleriyle binen kıvırcık saçlı kızımız diye devam edecek gibi gözüküyor sayın seyirciler :)
Eşyaları satan-eşyalara ihtiyacı olan 2 tarafın tam olarak 5 haziran tarihinde birbirleriyle el sıkışmasıyla evrenin harika planlamasına yine şahit olacağız.
Eşya dediğimiz şeyde enerjinin akışına vesile olan bir madde değilmi ki sonuçta?  
Her sabah aynı yatağın aynı tarafından kalkıp aynı adım sayısıyla gittiğimiz koltuğun aynı köşesine aynı biçimde uzansakta!  Hayat her gün yeniden doğmaya devam edecek.
Bazen ağlasak, bazen gülsekte hayat bildiğini yapmaya ve bizi hayrete düşürmeye devam edecek, melodisini duymak istemesekte bize bağırmaya, bizi sevmeye ve bizi ittirmeye devam edecek.
Bu evi ve bu evde yaşadığım birbirinden farklı tüm duyguları seviyorum, iyisi ve kötüsüyle, bu bir bitiş değil sevgili evim,  sadece enerjinin yer değiştirmesi kuralı gereği olan bir durum.
Başka sabahlarda başka adım sayısıyla başka bir koltuğun başka bir açısında uzanmamı ve başka duygular hissetmemi isteyen bir evrenin planı sadece.
Son 2 ayımda bana yine garip duygular vererek geçirmemi sağlayacağın için ve ben yerimi değiştirmeye yanaşmasamda benim ayağa kalkıp değişmemi sağladığın için yine teşekkür ederim.  
Ve öyle oldu!  Amin.