365 yazı ve ben

365 yazı ve ben

17 Mayıs 2015 Pazar

Dünyanın işleyiş biçimi budur !


Dünyanın işleyiş biçimi budur !

"İnsanoğlu, en çok bilinmeyeni yaşadığı zamanda canlıdır çünkü orası her şeyin mümkün olduğu yerdir. Kendini dünyaya açarsın ve dünya da kendini sana açmaya başlar..."
Ne müthiş bir cümle dimi !

Enteresan bir dünden sonra enteresan bir bugün geçirdim. Bloğa yazdığım yazılar, benim hayatımın çok enteresan dönemlerimdeki hislerim aslında. Yazıyorum, çünkü bu hisleri bir zaman sonra geriye dönüp hatırlamak istiyorum.
Bu kitabı , Hayatta ilk aşkım olan  babamın, emekliliği onuruna verilen bir gecede yaptığı kısa konuşmasında "bir kitap okuyorum, "Ermiş sörfçü ve patron" herkese tavsiye ediyorum. İnsanlara sevgi verin" diyerek yaptığı bir konuşmasından duydum. (Bu tarz kitapları genelde ben bulur sonra babama verirdim, hayat işte :) her an değişiyor)
Koşarak kitap alındı, başlamaya niyet edildi ve ilk sayfalarında ne güzel bir kitap diyip sonra bir kenara bırakıp hayat koşturması denen şeye geri dönüldü. Ta ki bugün yeniden koşturmayı bırakıp durduğum bir günde yeniden kitabı elime alıp kanepeye yayılana kadar.
Dün bir yerde 18 nisan yeni ayının hayatımızdaki yenilikleriyle ilgili bir yazı okumuş ve acayip heyecanlanmıştım. Yazıda diyordu ki, bu günlerinizi doğaya bakarak ve kendinize dönerek geçirin, ve bulmayı beklediğiniz cevapları bulmayı dileyin, o cevap bir yerden size gelecektir!"
Kitabı, ben yazsam aynen bu cümlelerle yazabilirim hissiyle okuyorum. Çok sevdiğim bir çok insan var bu hayatta, o yüzden siz çok sevdiklerim lütfen bu kitabı okuyunuz :)
Kitap o kadar etkilediki, her sayfasını, her cümlesini sosyal medyadan tek tek paylaşmak istedim. Sonra telefonu sakince kenara bırakıp okumaya devam ettim.

Ve bir anda, aniden bir şey oldu ! Zaten hayatta her şey bir anda olur, iyi de kötü de bir anda pat diye oluverir hep...

Okuduğum cümleyi tam hatırlatamıyorum, çünkü o sırada ben orda değildim sanki, nerde miydim ? Bodrum'da bir akşamüstü babamla beraber teknenin kıçında oturuyorduk. Benim elimde ses kayıt cihazı, babam bana o keyifli hayat hikayesini ve bir çok anısından birini anlatıyordu. Nasıl keyifliydim, nasıl mutluydum anlatamam. Müthiş bir hisle geleceğe gittim ve geri geldim resmen. Bu anlattığım aslında 1 dakikalık bişeydi sanırım, ama etkisi hayatımın geri kalan kısmını şimdiden değiştirdi bile...

Sonra kitabı kapattım ve kenara koydum, derin bir nefes alıp Belgin'e dönüp dedim ki "Belgin belki bu yazı biraz Bodrum'da geçirebilirim. Çünkü içimden bir his hep hayal ettiğim ve bir türlü başlamaya fırsat bulamadığım dileğimi bir an önce tamamlamam gerektiğini söyledi" ve hatta dedim ki sende gel :) kalbine ve kafasına tohumu attım, belki o da gelir.
Kaç gündür soru soruyordum kendime, en çok neyi hayal ediyosun Ceren diye? Az da olsa bazı cevaplar aldım ama hiçbiri "hah işte bu" dedirtmemişti bana.
Ama bugün "hah işte bu" dedim. Sanırım hayatın dilini yavaş yavaş anlamaya başlıyorum, daha çok şey olsada anlayacak, her yeni şey beni ilk günkü gibi heyecanlandırabiliyor. Hayatın müthiş planlamasını her gördüğümde yeniden farkediyor olma hissine bayılıyorum.

Son 5 yıldır içimden hep kitap yazmayı geçirmiş olduğumu hatırladım ve hatta kendi kendime "düşünsene, sen öldün ve ölümünden 100 yıl sonra bir insan kitaplıktaki bir kitaba uzanıp okumaya başlıyor, senin hislerin ve senin cümlelerinle hayatında ufakta olsa bir şey değişiyor, değişmese de olur, kitabı okurken gülümsese bile yeter aslında" diyip gülümsediğimi de hatırladım. Bir gün yapılacaklar listesine yazıldığı ve bir kenara koyulduğunu farkettim. Ve kafamda babamın kitabını yazma fikrinide "ama nasıl olur nerden başlarım, neyi nasıl yazarım" gibi sorularımdan dolayı bir zaman sonra tekrar gündeme gelmek üzere aynen rafa kaldırıldığımı farkettim.

Bugün o hissettiğim duyguda, ortaya çıkan müthiş bir kitap vardı, bir anda taşlar yerine oturdu, mesela, kitabı kızının ağzından şeklinde yazacağımı hissettim, kitabın içinde bolca sevgi, anı, emek ve bir çok duygu olduğunu hissettim, bir kayıt cihazı almam gerektiğini ve bir an önce o teknenin kıçında ilk anıya başlamamızı ve ardından ne mutlu hayatlar yaşadığımızı düşünüp kadeh kaldırmamız gerektiğini hissettim, ve annemin bu manzarayı bir yerlerden izleyip bizimle gurur duyup herzamanki o güzel gülüşüyle bize gülümsediğini hissettim.

Kısaca brütüs çok mutluyum, yarınımı bilmediğim için çok mutluyum, hayatımın sonsuz olasılıklara açık olmasından dolayı çok mutluyum...
Sizleri seviyorum.

Hepimiz her anımızı çok mutlu yaşayalım emi, bir gün hayatımızın son anında hayatımız gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçerken o bildik gülümsememizle sırıtıp "çok güzel bir hayattı, çok ama çok teşekkür ederim" diyelim.

Amin.

Ceren Yıldız